MEHMET BARAN KILIÇ
@MehmetBaranKl
barankilic@diken.com.tr
Uzaktan eğitim başlayalı bir ayı geçti. Diken’e konuşan öğrenciler, psikolojilerin çöktüğünü ve derslerden verim alamadıklarını anlattı.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerden dolayı YÖK, 9 Şubat’ta üniversitelerin ikinci bir duyuruya kadar bahar döneminin ertelendiğini duyurmuştu. 11 Şubat’ta da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, üniversitelerde yaza kadar uzaktan eğitime geçildiğini, KYK yurtlarının da depremzedelerin kullanımına açılacağını duyurmuştu.
Akademisyen, öğrenci ve veliler uzaktan eğitimin depremzedelerin sorununu çözmeyeceği ve yeni mağduriyetlere yol açacağını savunarak ilk günden beri itirazlarını dile getiriyor. Birçok siyasi de iktidarı eleştirmiş, Eğitim-Sen dava açmıştı.
Uzaktan eğitim, 20 Şubat’ta başladı. Diken’e konuşan öğrencilerse, birinci ayında, uzaktan eğitimin fiyasko olduğunu belirtiyor.
Teknik sıkıntılar var
Diken’e konuşan öğrenciler, üniversite altyapılarının uzaktan eğitim için yetersiz olduğunu belirtiyor. Bir öğrenci şunları dedi: “Hiçbir derse zamanında ve vaktinde katılamıyorum. Bazı sistem hatalarından dolayı arkadaşlarım da derslere vaktinde katılamıyor, hocalarımız dersi zamanında başlatamıyorlar. Sistemsel hatalardan dolayı ders sık sık bölünüyor.”
Diken’e konuşan öğrencilerin geneliyse internetin büyük bir problem olduğunu dile getiriyor. Öğrenciler sistemden düşme, sesin gidip-gelmesi, donma gibi durumlarla sık sık karşılaştıklarını söylüyor.
Özellikle deprem bölgesinde yaşayan öğrenciler bu sorunları daha derinden yaşıyor. Dersleri takip etmek için yeterli ekipmana ve internet altyapısına sahip olmayan öğrenciler var.
‘Verim diye bir şey yok’
Öğrenciler, mevcut sistemde derslerden verim alamadıklarını belirtiyor.
Diken’e konuşan öğrenciler şunları söylüyor:
* Öğrenmemiz gereken konuları bir sistem üzerinden yapıyoruz. Bu bizim aktif olarak katılmamızı sağlayan bir yöntem olmuyor. Çünkü internet üzerinden olduğundan video izler gibi eğitim açıyoruz. Arkadaşlarımızla hiçbir iletişimimiz kalmadı. Hocalarımızla da ders dışı bir ilişkimiz kalmadı.
* Asla yüz yüze olduğu gibi olamıyor. Ders anında mesaj yazarak soru sorma kısmı olsa da sorular yüz yüze olduğu gibi sorulamıyor. Hocalarımız bu konuda anlayışlı olsa da iletişim problemleri yaşadığımız bir gerçek.
* Derslere giremiyorum internetten dolayı. Girebildiğimde de anladığım bir şey yok. Sağlık bölümü okuyorum. Uygulamalı dersim var. Ama dersler uzaktan. İleride hiçbir hastanenin beni işe kabul edeceğini sanmıyorum zaten. Uzaktan eğitim ile üniversite bitirmiş arkadaşlarımı kabul etmeyen birçok hastane var.
* Artık dersin ciddiyetini kavrayamıyorum ve ev ortamında olduğum için dikkatim aşırı dağılıyor. Canlı dersler sınıf ortamında verilen dersin veriminin yüzde 5’ini bile karşılayamaz. Bir eczacılık öğrencisi olarak uygulamalı derslerim var ve ben bunları uzaktan almak zorunda kalıyorum. Bu uygulamalı derslerin verimliliği konusunda konuşmaya bile gerek yok. Çünkü ortada verim yok. Tüm bunların hepsini toplayınca aldığım eğitimin kalitesi düşüyor ve sözde bir eğitim alıyoruz. Okumuş olmak için üniversite okuyoruz.
Teknik sıkıntılar da verimi düşüren başka bir unsur.
‘Psikolojimiz çöktü’
Öğrenciler, 1,5-2 yıl süren pandemiden dolayı uzaktan eğitim gördüklerini hatırlatarak yüz yüze sisteme alışmaya yeni yeni başladıklarını ama yine bundan koptuklarına dikkat çekiyor.
Öğrenciler, hoca ve arkadaşlarıyla iletişimlerinin minimuma indiğini belirtiyor. Yine evlere tıkılan öğrenciler bu nedenle psikolojik olarak çökmüş durumda.
Özellikle deprem bölgesinde yaşayan öğrenciler bu süreçte arkadaşlarıyla birlikte olmak isterken bu durum zaten kötü olan psikolojilerini daha da kötüleştiriyor. Bir depremzede öğrenci şunları söylüyor: “Psikolojimiz o kadar çok bozuldu ki hiçbir şey yapamaz haldeydim. Ne dışarı çıkıyorum ne sosyal bir aktivite… Hiçbir şey yapamıyorum.” Öğrenci, bu süreçte arkadaşlarıyla beraber olmak istediğini belirtiyor.
Bir öğrenci de arkadaş ortamının üniversite hayatı için önemli bir unsur olduğunu daha iyi anladığını belirtiyor: “Çalışma ve arkadaş ortamı kesinlikle motivasyon için çok etkili iki unsurmuş. Liseyi ve üniversiteyi memleketim dışında okuduğum için memleketimde pek arkadaşım yok ve bu insanı psikolojik açıdan da olumsuz etkiliyor.”
‘Üniversite hayatının telafisi yok’
YÖK, uzaktan eğitim kararının verildiğinden bu yana hibrit/yüz yüze eğitim için sürekli nisan ayını işaret ediyor. Buna rağmen herhangi bir somu adım atılmıyor.
Öğrenciler, belirsizliğin ortadan kalkmasını ve yetkililerin net olmasını talep ediyor.
Bir öğrenci de, üniversite hayatının bir daha gelmeyeceğini ve bunun telafisi olmayacağını dile getirerek eğitim hakkı talep ediyor: “Hiç kimse geçen günlerimizi, hocalarımız ve arkadaşlarımızla yaşayacağımız iyi/kötü anıları bize geri veremeyecek. Hepimiz kazanarak geldik bu üniversitelere, sınavlara tabi tutulduk, senelerce yerleşmeye çalışan insanlar var ama maalesef bu hakkımızın verilmesi noktasında hala problemler var, net bir açıklama yok.”