Sevgili Diken okurları,
10 yıl önce, “Çok büyük vaatlerimiz yok. Doğru haber veren, adil gazeteciliği gözeten, nereden gelirse gelsin baskıya boyun eğmeyen, dürüst bir gazete çıkarmak için yola koyulduk. Çünkü eminiz ki Türkiye’nin böyle bir gazeteye ihtiyacı var” diyerek yayın hayatımıza başladık.
Bu zaman içinde şunları gözlemledik:
Evet, Türkiye’nin böyle bir ihtiyacı varmış.
Evet, istenince ve kararlılık gösterince Türkiye’de hala doğru dürüst gazetecilik yapılabiliyormuş.
Bu sözlerimin altını kısa birkaç cümleyle doldurmak isterim.
10 yıl önce sıfır okur ve sıfır tanıtımla yayın hayatına başlayan gazetemizin bugün kemikleşmiş 2 milyona yakın takipçisi var. Biz bu 2 milyon takipçinin değerli zamanını ve güvenini kazanmak için sadece gazetecilik yaptık.
10 yıl içinde tanıtım için hiç para harcamadık. Tık amaçlı tek bir fotoğraf galerisi yayınlamadık. Hiç tuzak başlık atmadık. Aksine devamını okumak istemeyenler için haberin özünü hep başlıktan verdik.
Emeğe hep saygı gösterdik. Çeşitli kaynaklardan aldığımız her haberi sizlere sunmadan yeniden yazıp varsa eksiklerini giderip kaynağının linkini haberin içine koyduk, çünkü biz her emeğe saygı duyuyoruz.
Tüm zorluk ve baskılara rağmen boyun eğmedik, hiçbir partinin, kurumun, kuruluşun, firmanın ya da örgütün sesi olmadık. Size verdiğimiz doğru ve adil habercilik sözüne hep bağlı kaldık.
Diken’in patronu okurlarıdır
Bir gazetenin patronu okurlarıdır. Bir gazete sadece okurlarına hizmet eder ve okurlarının hakkını gözetir. Biz de gazetemizi her gün bu ilkeyle hazırlıyoruz.
Emin olun, hata yapmamak için her türlü çaba ve özeni gösteriyoruz. Yine de hatalarımız olmadı değil. Ancak hatamızda hiçbir zaman ısrar etmedik. Gerektiğinde hem sizlerden hem de hatanın muhatabından özür dileyerek affınıza sığındık.
Teşekkürler…
Öncelikle bizi takip eden, okuyan, fikrini beyan eden, yeri geldiğinde eleştiren, kızan ya da yeri geldiğinde savunan, tüm okurlarımıza bu satırlar aracılığıyla teşekkür etmek isterim. Sizlerin Diken’e gösterdiğiniz güven ve ilgi bizim için her sabah uyanıp mesleğimizi icra ederken en önemli motivasyon kaynağı.
İkinci olarak, 10 yıl içinde Diken’de uzun mesailer harcayan editörlerimize, Diken için yazılar kaleme alan yazarlarımıza, Diken için kafa yoran avukatlarımıza, kısacası Diken’e emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
İlk günden itibaren hiçbir bahaneye sığınmadan gazetecilik mesleğinin gereklerini dürüstlük ve cesaretle yerine getiren tüm Diken çalışanlarını tebrik ediyorum. Aynı tebrik diğer bağımsız mecralarda zor şartlarda gazetecilik yapan meslektaşlarım için de geçerli.
Özgür ve bağımsız medyanın demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri olduğuna inanıyoruz. Bu yolda bugüne kadar üstümüze düşeni yaptık. Yine gazetecilik çerçevesi içinde daha iyisini yapmaya kararlıyız. Bunun için sizin güveniniz ve ilginizin yanısıra desteğinize de ihtiyacımız var.
Bu yazıyı büyük dedem Sedat Simavi’nin gazetecilere nasihatini bir kere daha anımsatarak noktalamak istiyorum. “Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma.”
Harun Simavi