Suriye ve Irak’taki hedeflere başlatılan hava harekâtına dair açıklama yayınlayan HDP, muhalefeti “Yıkımın parçası olma” diye uyardı. Açıklamada muhalefet ‘tuzağa düşmemeye’ çağrıldı.
13 Kasım’da İstanbul’da altı kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin de yaralandığı bombalı saldırının ardından resmi makamlar ‘PKK/YPG/PYD’yi suçlamış, PKK’ysa saldırıyla ilgisinin bulunmadığını kaydetmişti.
Altı gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçakları cumartesi gecesi Suriye ve Irak’ın kuzeyine hava harekatı başlatmıştı.
Bunun üzerine Kilis ve Gaziantep’e roketler düşmeye başladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, YPG’nin bu sabah Karkamış’a roketli saldırıda bulunduğunu, saldırıda üç kişinin hayatını kaybettiğini ve iki kişinin de yaralandığı duyurmuştu.
‘Harekatın amacı otoriter rejimi sürdürmek‘
HDP Genel Merkezi’nde olağanüstü toplanan parti merkez yürütme kurulu toplantı sonrası yayınlanan açıklamada “Devreye sokulmak istenen yeni saldırı konseptiyle Taksim başta olmak üzere bunun için tezgahlanan gelişmeler ele alınmıştır” dendi.
Açıklamada harekatın amacının ‘AKP-MHP blokunun Türkiye halklarına dayattığı otoriter rejimi sürdürmek, kendi iktidarının ömrünü uzatmak’ olduğu savunuldu.
Muhalefetin de uyarıldığı açıklama metninde şunlar dendi: “Kuzey-Doğu Suriye halklarına yönelik operasyon ve saldırı dalgası aynı zamanda muhalefete ve Türkiye halklarının geleceğine yönelik de bir tuzaktır. Alternatif güç olma iddiası taşıyan ve Türkiye’nin geleceğini düşünen tüm muhalefet odaklarının bu tuzağa düşmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”
‘Taksim’deki katliamın karanlık ve şaibeli yanları aydınlatılmamıştır’
HDP’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Öncelikli olarak Antep’in Karkamış ilçesi başta olmak üzere yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine taziye dileklerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Karkamış’ta yaşananlar, savaş politikalarının kendisiyle beraber getireceği kabul edilemez acıların somut bir göstergesidir. Bizim barış politikamız tek bir insanımızın burnunun kanamaması içindir, iktidarın toplumu acılara sürükleyen siyasetini durdurmaya yöneliktir.
Taksim’deki katliamın karanlık ve şaibeli yanları aydınlatılmamıştır, onlarca soru işareti ve çelişki varlığını sürdürmektedir. Buna rağmen iktidarın katliamdan Kuzey Suriye Özerk bölgesini sorumlu tutması ve ilk elden Kobani’yi işaret etmesi, önceden hazırlığı yapılan dünkü saldırılara ve savaş politikalarına zemin yapılmak istenmiştir.
Yıllardır Kürt düşmanlığı, toplumsal kutuplaştırma ve savaş politikalarıyla varlığını sürdürmeye çalışan AKP-MHP iktidarı, seçimlere yaklaşırken iktidarını korumanın tek aracı olarak savaş siyasetini görmektedir. Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik hava saldırıları ve işgal tehditleri AKP-MHP iktidarının seçim kampanyasıdır. İktidarın amacı siyaseti savaş politikaları üzerinden tekrardan dizayn etmektir.
‘Halklarının geleceğine yönelik de bir tuzak‘
Kuzey-Doğu Suriye halklarına yönelik operasyon ve saldırı dalgası aynı zamanda muhalefete ve Türkiye halklarının geleceğine yönelik de bir tuzaktır. Alternatif güç olma iddiası taşıyan ve Türkiye’nin geleceğini düşünen tüm muhalefet odaklarının bu tuzağa düşmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. İktidarın bu politikalarına alet olan kesimlerin tarih karşısında ve Türkiye toplumu nezdinde de sorumlu olacağını hatırlatmak istiyoruz.
Kürtlerin ve Rojava’da yaşayan diğer halkların birlikte kurduğu demokratik kadın özgürlükçü sistem, Ortadoğu’nun demokratik geleceğinin teminatıdır, özgürlüğün sembolüdür. Rojava’yı ve IŞİD vahşetine karşı insanlığın sembolü olan Kobani’yi savunmak evrensel insanlık değerlerini savunmaktır. HDP olarak Kobani’yi ve Rojava’yı savunmaktan ve sahiplenmekten bir an bile vazgeçmeyeceğiz.
AKP-MHP iktidarının iddia ettiği gibi Kuzey-Doğu Suriye’deki yaşam ve yönetim modeli Türkiye için bir tehdit değildir. Bugüne kadar iktidarın her türlü savaş politikasına ve yüzlerce sivilin hayatına mal olan saldırı ve işgal girişimlerine rağmen Rojava’dan Türkiye’ye yönelik tek bir saldırı dahi olmamıştır. Ancak iki gün önce TSK tarafından gerçekleştirilen hava saldırısında, basına yansıdığı gibi su depoları, elektrik üretim tesisleri, hastane ve tahıl ambarları gibi halkın yaşam alanları büyük hasar görmüştür.
Türkiye’deki tüm vicdan sahibi insanları ve güçleri, iktidarın savaş tuzağına karşı durmaya, sorunların savaş ve saldırıyla değil diyalog ve barışçıl yollarla çözülmesini sağlamak için mücadele etmeye çağırıyoruz.
HDP olarak bütün bu oyunların boşa çıkarılması, Türkiye’nin bu savaş ve çatışma cenderesinden çıkması ve demokratik bir geleceğin inşa edilmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bunu yaparken haklının yanında durmaktan, demokratik olanı savunmaktan ve inandığımız değerler uğruna mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”