MEHMET BARAN KILIÇ
@MehmetBaranKl
barankilic@diken.com.tr
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), üniversitelerin ‘bir ihtimal’ nisanda hibrit sisteme geçebileceği yönündeki açıklaması akademisyenlerce anlamsız bulundu.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerden dolayı YÖK, 9 Şubat’ta üniversitelerin ikinci bir duyuruya kadar bahar döneminin ertelendiğini duyurmuştu. 11 Şubat’ta da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, üniversitelerde yaza kadar uzaktan eğitime geçildiğini, Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının da depremzedelerin kullanımına açılacağını duyurmuştu.
Akademisyen, öğrenci ve veliler depremzedelerin sorununu çözmeyeceği ve yeni mağduriyetlere yol açacağını savunarak ilk günden beri itirazlarını dile getiriyor. Birçok siyasi de iktidarı eleştirmiş, Eğitim-Sen dava açmıştı.
Son olarak YÖK Başkanı Erol Özvar 17 Şubat’ta, sadece uygulamalı programların yüz yüze devam edeceğini, nisanda ise hibrit eğitimin değerlendirileceğini açıklamıştı.
YÖK bugün, kafa karışıklıklarını gidermek amacıyla bazı soruların yanıtlarını yayınladı. Ancak kafalar yine karıştı.
Diken’e konuşan akademisyenler şu an bile hibrit sistemin uygulanabileceği görüşünde.
‘Nisan’ın bir anlamı yok’
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Say, hibrit veya yüz yüze eğitim için nisanı beklemenin bir anlamı olmadığını dile getirdi: “Nisanın bir anlamı yok. Herkes depremzede öğrencilere bir-iki hafta verilmesinde hemfikir ama nisandan önce olamayacak, nisanda olabilecek bir şey yok.”
Akademisyen Banu Aykın Köylüer YÖK’ün neden nisanı işaret ettiğini söylemesi gerektiğini düşünüyor: “Neden şimdi değil de nisanda hibrit eğitimin olacağının açıklaması gerekirdi. Kısa süre önce pandemi geçirmiş ve teknolojik olarak buna hazır üniversiteler zaten hibrit sisteme geçebilirler.”
Ulaştığımız ODTÜ öğretim üyeleri, ‘Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği’nin beş gün önce yayınladığı açıklamaya atıfta bulundu. Açıklamada, yüz yüze eğitim savunulurken hibrit eğitimin şu an bile uygulanabileceği ve depremden etkilenen öğrencilere derslere uzaktan katılım hakkının verilebileceği belirtiliyor. Ayrıca, gerekirse eğitime başlama tarihinin bir süre ertelenerek yüz yüze eğitimi olanaklı kılacak çözümlere odaklanılması gerektiği dile getiriliyor.
‘Dönemin ortasında sistem değiştirmek anlamsız’
Akademisyenler, dönemin belli bir kısmında sistem değiştirmenin de bir anlamı olmadığını söylüyor.
Say, şunları dedi: “Eğitsel ve psikolojik olarak, üstelik pandemi gibi gerçek bir engel de ortada yokken, yüz yüze eğitimin verilmesinin gerekli olduğunu biliyoruz, bin kere söylendi. Bir dersi birden fazla şekilde (hem öyle, aynı anda böyle) tasarlamak ve vermek son derece zor ve verimsiz. Bunu dönemin ortasında değiştirip bir daha yapmak da tuz biber eker.”
Köylüer de iki ay sonrasında sistem değişiklikliğinin olumsuz etkilerinden bahsetti: “Yüz yüze eğitim çok özel bir durumda olan üniversite yoksa her şekilde devam etmeli. Öğrencilerin kendi tercihlerine göre yani esnek olarak yüz yüze veya uzaktan senkron olarak katılarak sağlanması gerekir. Buna iki ay sonra başlandığı durumda belirsizlik ortamı sebebiyle öğrencilerin öğrenme motivasyonları da düşmüş olacak. Öğrenme sadece bilgi aktarımı değil sosyal duygusal becerileri de kapsayan bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Depremzede öğrencilerimizden tekrar üniversitesine dönmek isteyenlerin bu ihtiyacını ötelersek ruhsal iyileşmelerini de yavaşlatmış olururuz.”
Öğrencilerden tepki: Nisan değil mart
YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamasından sonra öğrenciler, tepkilerini sosyal medyada ‘nisandegilmart’ etiketi altında dile getirdi. Öğrenciler de okulların martta açılabileceğini dile getiriyor.