AKP ve MHP’nin hazırladığı ‘sansür yasası’ Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başladı. ‘Dezenformasyonla Mücadele Kanun Teklifi’nin ilk iki maddesi AKP ve MHP’lilerin oylarıyla kabul edilirken, muhalefetin tüm önergeleri reddedildi.
İlk iki madde haber sitelerini Basın Kanunu kapsamına alıyor, çalışanlarına basın kartına başvurma hakkı getiriyor.
AKP-MHP’nin ‘dezenformasyonla mücadele’ iddiasıyla Meclis’e getirdiği ve sansürle sonuçlanacağı eleştirilerine neden olan 40 maddelik yasa tasarısı dün genel kurulun gündemine gelmişti.
AKP ve MHP’nin cuma gecesine kadar yasalaştırmak istediği teklife muhalefet partileri önergeler vererek ve konuşmalar yaparak karşı çıkıyor.
Meclis’te teklifin geneli üzerinde yapılan konuşmalarda AKP ve MHP’liler teklifin neden gerekli olduğuna dair açıklamalar yaptı.
Teklifin mimarlarından MHP’li Feti Yıldız şunları söyledi: “Emperyalizmin inşa ettiği sosyal medya ahlakını savunanları gördük. Ülkemize karşı yürütülen algı operasyonlarının, milletimize karşı kurgulanan kumpasların işbirlikçilerini gördük. Dünyanın her yerinde maliyeti düşük darbeler peşinde koşan derin Amerika’nın istasyon şeflerini gördük. Küresel güçlerden siyasetimize müdahale talep edenleri gördük. Uluslararası kuruluşların hiçbir soruna çare üretemediğini gördük. Naylon gazetelerle her ay yüz binlerce lirayı hortumlarken emek, özgürlük sloganı atanları gördük. İktidara karşı yayın yapmak şartıyla yurt dışından fonlanan medya kuruluşlarını gördük. Grup toplantısında İbrahim Temo gibi slogan atanları gördük. Kapitalizmin satın aldığı solun, dünyada artık ciddiye alınmadığını gördük.”
‘Değişiklikler yapılabilir’
Yıldız teklifte bazı değişiklikler yapılabileceğini belirtse de ayrıntı vermedi.
Muhalefet adına konuşan isimler ise yasaya dair eleştirilerini dile getirdi.
CHP’li Tuncay Özkan, gazetecilik yaptığı dönemde kendi yaşadığı olaylardan örnekler verdi. Özkan konuşmasında, Mersin’de polisevine yönelik saldırı sonrası yaşananları hatırlattı:
“Mersin’de polisevimize saldırı gerçekleşti, hain, alçakça bir saldırı ve o saldırıda bir polisimiz şehit düştü. Bir terörist öldürüldü. Ne oldu terörist öldürülünce? Terörist Cumhuriyet Halk Partili oldu. Kim söylüyor? Taksici söylemiş, taksici öyle beyan etmiş. Kim söylüyor bunu? İçişleri Bakanı söylüyor. Peki arkadaşlar, haberi yapan, doğrulamaya çalışan kim? Dezenformasyonun kaynağı kim? Bu yasa çıktığında dezenformasyon yaptığı için İçişleri Bakanına, İçişleri Bakanını yanıltan, o terörist konusunda yanlış bilgi veren memurlara, kamu görevlilerine ne yapacağız? Var mı yasada hükmü, var mı? Peki, böyle adalet olur mu, böyle düzen olur mu?”
‘Toplum nefessiz bırakılmak isteniyor’
HDP’li Tayip Temel teklifin ‘toplumu nefessiz bırakmayı amaçladığını’ söyledi. Sosyal medya mecralarının düşmanlaştırıldığını belirten Temel şunları kaydetti: “Bu düzenlemeyi hangi kılıfla sunarsanız sunun, hangi gerekçeyle güzellemeye çalışırsanız çalışın, tartışmasız bir şekilde bu düzenleme katı bir sansür yasasıdır. Bu düzenlemeyle öyle yalanla, manipülasyonla, dezenformasyonla, hakaretle, iftirayla mücadele edileceği iddiası kesinlikle, külliyen yalandır. Bunu siz de biliyorsunuz ama siz yalan atına bindiğiniz için inemiyorsunuz, felakete koşuyorsunuz. Yalan üzerine inşa edilen bu düzenleme olsa olsa yalanın üretimine hizmet eder, olsa olsa dezenformasyon yaratır. O yüzden bu düzenleme, iktidarın yalan, manipülasyon, iftira, hakaret yöntemlerini yasallaştırma girişimidir; iktidarın ürettiği yalanların yasallaştırılma, legalleştirilme çabasıdır. Bu düzenleme, dezenformasyonla mücadele yasası değil, hakikatle mücadele yasasıdır; gerçek gazetecilikle mücadele ve savaş yasasıdır.”
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu şunları kaydetti: “Nedir bu yasadan muradınız? Dezenformasyonun engellenmesi. Öyle mi? Kusura bakmayın ama dezenformasyon AK PARTİ’nin engellemek istediği değil, tekelleştirmek istediği bir sahadır. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının varlık sebebi ve varlığını idame ettirmesinin yegâne yolu ve yöntemi budur. Eski yol arkadaşlarınızdan öğrendiklerinizi ne güzel de uyguluyorsunuz. ‘Yeliz’ nicknameli milletvekilinizden ve trol ordusu kuran bakanınızdan başlayıp adı ‘iletişim’, görevi propaganda olan Başkanlığınıza kadar bu işi şu aşamaya getiren aslında sizlersiniz. Son kırk yıllık siyasi ve son yirmi yıllık iktidar mücadelenizi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesine ve kazanımlarına karşı dezenformasyon yaparak icra ettiniz. Partinizde en az 4 farklı sosyal medya trol ordusu var. Başta İçişleri Bakanınız olmak üzere, Goebbels Fahrettin Bey’e, belediye başkanlarının fonladığı trol çiftliklerine kadar kurulmuş çok sayıda dezenformasyon grubu var içinizde. Siz, siyasal gücünüz nispetinde cüret eden, cüreti nispetinde de cumhuriyetin kazanımlarına hasımlık eden bir iktidar olarak Türk siyasi tarihine geçeceksiniz. Geçmişten bugüne yürüttüğünüz dezenformasyon ister konvansiyonel basın yollarıyla olsun ister sosyal medya trolleriyle ister açıktan olsun ister zımni yollarla ister pervasızca olsun ister korkakça, daima Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu ilkelerini hedef almıştır. Devletin kuruluş tapusu olan Lozan’dan, devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e kadar hedef aldığınız her temel değer ve ilkeyle kayıp nesiller yetiştirdiniz; bu ideolojik duruşun tarafı ve temsilcisi olduğunuz için de iftihar edin, kendinizle istediğiniz kadar övünün ama Türk milleti sizi asla ve kata affetmeyecektir.”
AKP’li Ahmet Özdemir’se tartışmalı ‘yalan habere hapis cezası’ içerikli 29’uncu maddeyi değerlendirdi. Maddeyi ve gerekçelerini açıklayan Özdemir, şöyle devam etti: “Bir basın mensubu, Türkiye’de haber yapmış bir basın mensubu niye halk arasında bilerek ve isteyerek yalan bir haberi yaysın, niye itibarı zarar görsün? Bir defa bunu yapar, ikinci defa bunu yapar, üçüncü defa bunu yaptığında yalan haberciliği tescilli bir basın mensubuna dönüştüğünde artık insanlar onu okumaz ki artık insanlar onu takip etmez ki. Dolayısıyla basın mensubunun bu suça muhatap olması bir kere teknik olarak mümkün değil. Ama bakın, biz bu suçu çok katı kurallara bağladık. Yani muhalefetin söylediği gibi bu suç her şekilde kolayca işlenecek bir suç değil, çok katı kuralları var.”
Birleştirildi
Tartışmaların ardından teklifin maddelerine dair muhalefet partilerinin verdiği ayrı ayrı önergeler, ‘aynı mahiyette’ değerlendirilerek birleştirilip ele alındı. Önergelerin birleştirilerek ele alınmasıysa görüşmelerin süresi biraz daha kısalmış oldu.
İlk iki madde kabul
Muhalefetin verdiği tüm önergelerin reddedildiği görüşmelerde teklifin ilk iki maddesi kabul edildi.
Böylece ‘internet haber siteleri’, gazete ve dergiler gibi süreli yayınlar kapsamına alındı. Bu mecralarda çalışanlar basın kartı başvurusunda bulunabilecek.
Teklifte ‘internet haber sitesi’ şöyle tanımlanıyor: İnternet ormanında belirli aralıklarla haber ve yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapmak üzere kurulan ve işletilen süreli yayın.
Teklifin ilk iki maddesinin kabul edilmesinin ardından genel kurul çalışmaları sonlandırıldı. Yasa teklifinin görüşmelerine perşembe günü devam edilmesi bekleniyor.