MEHMET BARAN KILIÇ
@MehmetBaranKl
barankilic@diken.com.tr
Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘kayyım’ yönetim, kurumsal hafıza ve Türkiye’deki arşivcilik çalışmaları için önemli bir yeri olan Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’ni apar topar kapattı ve merkezin bulunduğu binadaki diğer birimleri başka yere kaydırdı. İddiaya göre, bina lojman olarak kullanılacak.

Yönetim, Güney Kampüs’te bulunan Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’ni aldığı bir kararla kapatarak kütüphaneye bağladı. Merkezin bulunduğu binada Bizans Araştırmaları Enstitüsü ve Müşteri İç Görü Merkezi de bulunuyordu. Bu iki merkez, Kuzey Kampüs’e taşındı. Binaysa şu an acele bir şekilde boşaltılıyor. İddiaya göre, bina lojman olarak kullanılacak.
Diken’e konuşan merkezin idari sorumlusu Cengiz Kırlı, kısa bir süre önce de Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Müdürlüğü görevinden alınmıştı.
‘Apar topar binayı boşaltın dendi’
Kırlı, çarşamba kendilerine yazılı olarak merkezin yürütme kurulunun lağvedildiği ve dolayısıyla kapatıldığını bildirildiğini, olayı da bu şekilde öğrendiklerini söyledi.
Yönetim, aynı gün öğleden sonra da iki saat içerisinde binanın anahtarlarını talep etti ve acilen boşaltılmasını istedi.
Kırlı, merkezin bu şekilde boşaltılmasının arşivlere zarar vereceğini belirterek, şunları söyledi: “Merkezde bir sürü arşiv belgesi, bilgisayar ve tarayıcı var. Kocaman bir teknik altyapı bu. Bunlar mobilya değil yani mobilya taşır gibi bunları taşıyamazsınız. Bunun için de süre gerekiyor. Perşembe sabahı kütüphaneyle konuştum, nasıl taşınacağını ve diğer detayları anlattım. Sonra da anahtarları teslim ettim. Doğru dürüst bir devir teslim olmadı. Bina şu an boşaltılıyor.”
Kırlı, karardan kimsenin haberi olmadığını söyleyerek, “Merkezin neden kapatıldığıyla ilgili bir gerekçe verilmedi. Merkez kapatılarak kütüphaneye bağlandı. Bu karardan ne bizim ne de kütüphanenin haberi vardı” dedi.
‘Bina, muhtemelen lojman yapılacak’
Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’yle beraber iki birimin daha kullandığı binanın lojman olarak kullanılacağıyla ilgili iddialar var. Binanın, hukuk ve iletişim fakültelerine veya yeni kurulan enstitülere tahsis edileceği de konuşuluyor.
Kırlı, iddialarla ilgili şunları kaydetti: “Lojman olarak kullanılacağına dair duyum aldık ama ortada resmi bir belge yok. Bina, fakültelere veya enstitülere vermek için çok küçük. Ders işlemek, bölüm başkanlıklarını buraya taşımak mümkün değil. Bina yüz yıldan eski. Yeni bir yapılaşma da uygun değil. Binanın lojman olarak kullanıldığı dönemler de oldu. Muhtemelen lojman olarak kullanılacağı iddiası doğru.”
Geçtiğimiz aylarda İstanbul Matematik Bilimleri Merkezi’nin binası boşaltılmış ve lojmana dönüştürülmüştü.
Kırlı, yönetimin muhtemelen merkezden ve binadaki diğer birimlerden haberi dahi olmadığını ve tek amaçlarının binayı boşaltmak olduğunu söylüyor. İşleyen süreçten de bu anlaşılıyor. Ayrıca, 30-40 civarında uygulama araştırma merkezi de Kuzey Kampüs’te çeşitli odalara taşındı. Bunun amacı da okulda ‘yer açmak.’
‘Kadrolaşma devam edecek’
Kırlı, bir süre önce Atatürk Enstitüsü Müdürlüğü görevinden alındı. Kırlı, müdür olduğundan dolayı senatonun yani okulla ilgili kararların alındığı üniversite organının bir üyesiydi. Görevden alındığı için senatodaki görevi de son buldu.
Kırlı, Atatürk Enstitüsü’ndeki görevine son verilmesiyle Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’nin kapatılmasının ayrı ayrı değerlendirmenin gerektiğini söyledi.
Kırlı şöyle konuştu: “Enstitü müdürlüğü akademikti. Müdür olduğumdan dolayı senato üyesiydim. Yaptığım muhalefetten, yönetimin yanlışlarını göstermekten dolayı görevden alındım. Görevden alınmasam da senatonun kompozisyonu değişmeyecekti yani çoğunluk zaten onlardaydı ama her yere kendine yakın insanları atayarak kadrolaşmaya çalışıyorlar. Şimdiyse bölüm başkanlarını aynı şekilde değiştirmeye çalışacaklar. Ünal Zenginobuz’un başına gelenleri bu şekilde yorumlayabiliriz. Hocaları görevden uzaklaştırıyorlar kendilerine yakın olanı atamak, kadrolaşmak için.”
Kırlı, Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi’nin kapatılmasını farklı değerlendirdi: “Enstitü müdürlüğünden beni alırken kim olduğumu biliyorlardı yani muhalefet ettiğim için beni görevden aldılar. Ama, yönetimin merkezden ve binada bulunan diğer birimlerden haberi olduğunu dahi düşünmüyorum. Dolayısıyla benim de burada olduğumu bilmiyorlardı. Yönetimin amacı binayı boşaltmak. Binayı gördüler, burada kim var diye baktılar, sonra da binayı boşalttılar.”
‘Merkez, kurum hafızası ve arşivcilik açısında önemliydi’
Kırlı, merkezin önemi ve geçmişiyle ilgili de konuştu. Kırlı, merkezin kurum hafızası ve Türkiye’deki arşivcilik çalışması için önemli olduğunu söyledi.
Kırlı şunları dedi: “Boğaziçi’nin 1863’e kadar yani Robert Koleji’nin kuruluşuna kadar bir geçmişi var. Merkez, okulla ilgili belgeleri topladı ve kataloglandırdı. Robert’le ilgili belgeler Colombia Üniversitesi’ndeydi ve merkez, dijital olarak bu belgeleri Türkiye’ye getirdi. Okulla ilgili yurt dışından bir sürü belge getirildi. Okulda eski hocaların, vefat etmiş hocaların notları, mektupları ve çalışmaları bulundu. Onlar derlendi ki bunların başka örneği yok. Merkez, kurum hafızasının inşa edilmesi için önemliydi.”
Kırlı, merkezin sadece okul için Türkiye için de önemli olduğunu belirtiyor: “Özel bağışlar da aldık. Örneğin Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun arşivini aldık. İlk kadın arkeolog Jale İnan, Adalet Ağaoğlu, Nazilerden kaçan Alman hocalar ve çok daha fazla kişinin özel arşiv bünyemizde. Bunları kataloglara ayırdık, dijitalleştirdik ve ücretsiz olarak araştırmacılara açtık. Anahtar kelimelerle kolayca istediğinize ulaşabilirsiniz. 20-25 bin civarında belgeden söz ediyoruz.”
Kırlı, ayrıca merkezin arşiv çalışmalarıyla ilgilenen birim ve merkezlerin toplandığı konferanslar düzenlediği ve insanların birbirinden haberdar ettiklerini söyledi.
‘Kurum güvenirliği zedeleniyor’
Kırlı, özel arşivlerin ayrı bir öneminin olduğunu söylüyor. Aynı zamanda Osmanlı tarihçisi olan Kırlı’ya göre, devlet arşivlerine gittiğiniz zaman vergiler gibi resmi evraklara ulaşıyorsunuz ancak bir mektup ve hatıra defteri gibi çalışmalara rastlamak tarihçilere ayrı kapılar açıyor. Kırlı, “Herkesin evinin tavan arasında bu tarz çalışmalar bulunuyor atalarına ait. Aile, bazen merak ediyor bakıyor bazen de orada kalıyor. Bunlar eski yazılarda oluyor ve nitelikli kişilerin okuması gerekiyor. Bu tarz çok fazla arşiv bağışı aldık” dedi.
Kırlı, insanların özel arşivini bağışlamak için kurumlara güvenmesi gerektiğini ve kendilerinin de bu güveni yarattıklarını söylüyor. Kırlı, “Kütüphanedeki arkadaşlar iyi niyetli. Onlar, arşivlerin değerinin farkında ki bu işe başladığımızda onlardan yardım aldık. Ancak, kurum güvenirliliği ayrı bir şey. Tepeden inme bir kararla apar topar merkezi kapatırsanız güven zedelenir ve insanlar da arşivini bağışlamaktan çekinir. Mesela bağışçılar beni arıyor size bağışlamıştık arşivleri ne oluyor diye. İnsanların güvenini zedeleniyor. Ayrı bir merkezin bulunması kurumsal kimlik açısından önemli” dedi.
‘Merkez, uzun süredir mali yetersizliklerle boğuşuyor’
Kırlı, merkezin 2013’te kurulmaya başladığını ve 2015’te resmen kurulduğunu belirtti. Kırlı da dokuz yıldır merkezde gönüllü olarak çalışıyor. Kırlı, kendisinin bu işten maddi veya akademik olarak çıkarının olmadığını, tamamen gönüllü çalıştığını söyledi.
Kırlı, 2017-2018 döneminde İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan bir proje aldıklarını ve ona yakın çalışanın istihdam edildiğini söyledi. Şu anki çalışmaların büyük bir bölümü de o dönemde yapıldı. Çalışanlar, devam etmek istedi ama bütçe yetersizliğinden dolayı ayrılmak zorunda kaldı. Merkez, 2018’den beri okul yönetiminden düzgün bir bütçe alamıyor. Çalışmalar gönüllük esasına göre ilerliyordu.
‘Arşivlerle ilgilenecek personel atanması lazım’
Kırlı, her şeye rağmen kütüphanenin arşivlerin değerini bildiğini ama bunun yeterli olmadığını söyledi. Kırlı’ya göre, kütüphane büyük bir yapı ve mevcut personel arşivlerle ilgilenmesi zor. Arşivlerle ilgilenecek filolojik yetkinliklere sahip kişilerin alınması gerekiyor çünkü belgelerin içinde Osmanlıca, İngilizce, Fransızca ve Latinceden belgeler var.
Kırlı, “Arşivlerin kütüphaneye bağlanması çalışmaları nasıl etkiler bilemiyorum. Sadece ümit ediyorum ki arşivlerle ilgilenecek kişiler işe alınır” dedi.
Kırlı, son olarak kararı ‘hoyratça bir karar’ olarak nitelendirirken o kadar emek verilen bir yerin teşekkür bile edilmeden boşaltılmasının kendisini yaraladığını söyledi.