MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Yaklaşık 18 ay süren HPV (human papilloma virus) aşısının ücretsiz olması mücadelesi Sağlık Bakanlığı’nda karşılık buldu. Biri Tokat, diğeri İstanbul’da eczacılık yapan arkadaşlar Cem Kılınç ile Buğra Üstündağ’ın aşı bursuyla başlayan, dalga dalga büyüyen mücadelesi ilham veriyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada HPV aşılarının ücretsiz uygulanmasıyla ilgili bir planlama yürüttüklerini açıkladı: “Yaş gruplarını ve medeni hal durumlarını dikkate alan bir plan hazırlığındayız. Belirlenen bir grupta aşılanmaya başlayacağımızı ve kapsamını kademe kademe geliştireceğimizi ifade etmek isterim.”
Bu gelinen nokta bir tesadüf değil, büyük bir mücadelenin eseri. HPV aşısı Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir ruhsatlı. Ancak ne ulusal rutin aşılama programında ne de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ödeme listesinde yer alıyor. Üç doz olunan aşının maliyetiyse 3 bin 45 TL.
HPV cilt ve üreme organlarında siğil çıkarmasıyla bilinen cinsel yolla bulaşan bir tür virüs. Bir kadının ömrü boyunca en az bir kez HPV’ye maruz kalma ihtimali yüzde 85’ken, bu oran erkeklerde yüzde 91. Ancak HPV genellikle kısa ömürlü olduğundan ve nadiren belirgin belirtilere yol açtığından, çoğu insan HPV’ye yakalandığının fark etmeden bağışıklık sistemi vücuttan uzaklaştırıyor. Enfeksiyonların yüzde 80’i bir yıl içinde, yüzde 90’ı iki yıl içinde kendiliğinden geçiyor.
40 kadarı kadın ve erkek cinsel bölgesinde yaşayabiliyor ve hastalık yapıyor. Cinsel bölge tiplerinin bazıları siğile, 15 kadarıysa rahim ağzı hücrelerinin anormalleşmesi ve kansere dönüşmesine yol açıyor. Bu değişim ortalama 10 yıl sürüyor.
DSÖ: 9-14 yaşındaki kız çocuklarına öncelik verin
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre rahim ağzı kanseri, ortadan kaldırabilecek ilk kanser türü olabilir. Örgüt bunun için ülkeleri, 2030’a kadar ’90-70-90′ formülünü hayata geçirmeye çağırıyor. İlk hedef, kız çocuklarının yüzde 90’ının HPV’ye karşı aşılanması. Örgüt kaynakları kısıtlı ülkelere HPV aşılama programında önceliği 9-14 yaşındaki kız çocuklarına vermesini öneriyor.
Türkiye’de kadınlarda görülen kanserler arasında rahim ağzı kanseri dokuzuncu sırada yer alıyor. Her yıl bin 800 kadına tanı konuyor. Dünya genelindeyse yılda 570 bin kadın rahim ağzı kanseri oluyor. 311 bin kadınsa bu nedenle ölüyor. Milyonlarca kadın ve erkeğe yine HPV’nin yol açtığı genital siğiller bulaşıyor.
Sıradan insanların kollektif mücadelesi
HPV enfeksiyonu ve aşısı pek de bilinmiyor, konuşulmuyordu. Bazıları birbirini hiç tanımayan, ‘sıradan’ insanların, birlikte, güçlerini, emeklerini, akıllarını, umutlarını birleştirmeleri ve yılmadan mücadelesinin eseri.
Tokat Zile’de 14 yıllık eczacı Cem Kılınç Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümüne denk gelen nöbetinde şairin bir şiirini hatırladı. Pandemi günleriydi, herkes için zordu. Büyük şair şiirinde, “…Biz insanız çok şükür, Çok şükür biliriz, İlacımıza umudu katmasını, Yaşamak gerek diyerek, Ayak direyip dayatmasını…” diyordu.
Kılınç her ay bir nöbetinin geliriyle, bir kadına ücretsiz HPV aşısı yapmaya karar verdi. Buna ‘aşı bursu’ dedi. Bu fikrini hemen İstanbul’daki eczacı arkadaşı Buğra Üstündağ’la paylaştı. İkisi de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuydu. Üstündağ da Kılınç’ın heyecanına katıldı. Birlikte hem aşı bursu verdiler hem de aşının ücretsiz olması için mücadele başlattılar. Kılınç bu girişimlerini sosyal medyasından duyurdu. Oradan hareket duyulmaya, yayılmaya başladı.

Kılınç binlerce kilometre yol yaparak anlattı
İstanbul Eczacı Odası, başka eczacılık odaları, fakülteleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB), dernekler, Kılınç ve Üstündağ gibi düşünen pek çok meslektaşları, hekimler, feministler ve başkaları destek verdi. Kılınç meseleyi anlatması için köye de gitti, kampüse de. Binlerce kilometre yol yaptı. Çok büyük çoğunluğu HPV’yi ilk kez ondan duydu.
Aşılananlar kenara çekilmedi, bulundukları yerlerde mücadeleye katıldı. Kimi okullarında HPV ve aşısıyla ilgili sunum yapılması için vesile oldu, kimi dava dilekçeleri yazdı, kimisi de içerikler hazırladı. Aşı ücretlerini almak için SGK’ya davalar açıldı ve teker teker kazanıldı.

Gericilikle mücadele ettiler
Aşı 100’den fazla ülkede ücretsiz. Ama bizde aşıya karşı çıkanlar vardı. Kimi “Tek eşli yaşasınlar, HPV kapmazlar” diyordu, kimi “Türkiye için rahim ağzı kanseri sorun değil.’ Her bir gerici iddiaya, bilimsel karşılıklar verildi. Geri adım atılmadı. Konu sürekli gündemde tutuldu. Çok çalışıldı. Basın da süreçleri haberleştirerek büyük destek verdi.
Çabalarını fonlamak isteyenlere “Hayır” yanıtı verildi. Masraflarını kendi ceplerinden karşıladılar. Aşı üreticisi firmayı işin içine hiç katmadılar.

HPV aşısı farklı siyasi partilerin, oradan TBMM gündemine girdi. Bazı partiler seçim vaatlerine ücretsiz HPV aşısını ekledi. Ve bugüne gelindi. Belli ki iktidar partisi AKP de üzerinde baskıyı hissetmiş ve bu adımı atmıştı.
Kılınç aldıkları sonucun haklı gururu ve mutluluğunu yaşıyor. Çünkü o bir kıvılcımın başlatabileceği değişimi bir kez daha kanıtladı. Diken’e konuşan Kılınç, “Biz en başından, bugün yaşayacağımız şeyi hayal edip, doğru yerde durduk. Bunu hayırsever insanlar olduğumuz için yapmıyoruz. Biz devlete yapması gerekeni hatırlatıyoruz” dedi.
Bağımsız bir hareket olarak kaldılar
Tek kişinin değil kollektif mücadelenin kazanımı olduğunu hatırlatan Kılınç, “Bir araya geldiğimizde daha güçlü bir odak yok. Yeter ki doğru, kollektif, ısrarcı bir şekilde mücadelenizin arkasında durun ve topluma güzel anlatın. Bizim bunu becerdiğimiz kanaatindeyiz” diye konuştu.
Mücadelenin kazanılmasında bağımsız bir hareket olarak kalmalarının da payının büyük olduğuna işaret eden Kılınç, şöyle devam etti: “Davalar kazanıldıkça, meşruluğumuzu kanıtlayan şeyler yaşadıkça motivasyonumuz arttı. Beraber hareket ettiğimiz eczacı arkadaşlar çoğaldı, katkı koyanlar oldu. Biz eczacıların halk sağlığı açısından yeni bir bakış açısı geliştirdiğimiz kanaatindeyim. İnsanlar yan yana gelmedikçe kazanım elde edemiyorlar bunu da bir kez daha anladık. Sürecin takipçisi olacağız.”

Kampanyaya kadar 13 yıldır bir tek kişi bile Kılınç’a HPV aşısı sormamış: “Kampanya duyulduktan sonra HPV’yi, aşıyı sormaya başladılar. Ailelerine hastalıklarını anlatmayanlar bile gelip danışmaya başladı.”
Birçok kadının hayatı kurtulacak
Kampanyanın diğer mimarları Ecz. Buğra Üstündağ da Diken’in sorularını yanıtladı. Üstündağ son gelişmenin sevindirici olduğunu söyledi: “Aşılanma birçok kadının ölmemesi anlamına geliyor. Bu arada mesleki tatmin duygusu yaşıyorum. Eczacılıkta uzun süredir atıl bir durum vardı. Esnaflık ile sağlıkçılık arasında sıkışmıştık. Biz bir açılım yaptık. Eczacılığın da halk sağlığının bir neferi olduğu, bunun için mücadele ettiği daha net anlaşıldı. 300 kadın aşı bursuyla aşılandı. Ama çok daha fazla insana ulaşabildik.”

Fiziki ya da maddi destek almadıklarını vurgulayan Üstündağ, şunları söyledi: “Çok teklifler oldu, Avrupa Birliği fonlamaya çalıştı. Biz fon kabul etmeyeceğimizi en başında söyledik. Cem kaldığı otelleri bile kendi parasıyla karşıladı. Mücadelemizi kullanma, yanlış yere yönlendirmeye çalışanlar oldu. Ama bağımsız kalmayı başardık. Birçok insana mücadele etme azmi verdi. Mücadele şeklini öğretti.”
Aşıyı talep edenler var artık
Aşının kadın ve erkeği kanserden koruduğunun bilinmesine rağmen ücretsiz yapılamamasını eleştiren Üstündağ, şunları dedi: “Sağlık sektörü ağır ekonomik krizde. Özellikle devlet ilaca para harcamak istemiyor. Bu dönemde açıkçası aşının ödenebilir olduğunu çok düşünmüyordum. Belki iktidar değiştiğinde yapar diye düşünüyordum. Sürpriz oldu açıkçası. HPV’nin ve aşının bilinmesinde Cem’in katkısı çok büyük. Aşının pazarı değişti. Bütün eczanelere sorulan, insanların kendilerine, çocuklarına uyguladıkları aşı konumuna geldi. Ücretsiz uygulanacak olması müthiş bir şey.”