AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
Kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olan HPV virüsünden aşıyla korunmak mümkün. Ancak Türkiye’de aşı sigorta kapsamında değil, ücretli. Üç doz aşının maliyeti ise 2 bin 85 lira. Birçok kadın aşıyı olmak istese de maddi imkansızlık nedeniyle ulaşamıyor.
İmkanı olmayan kadınların aşıya ulaşabilmesi için Tokat’ın Zile ilçesinde bulunan Emek Eczanesi harekete geçti ve ‘aşı bursu’ kampanyası başlattı. Kampanyanın ayrıntını ve nasıl işlediğini Diken’e anlatan eczacı Cem Kılınç, “Burada hem insanların sağlığına sahip çıkıyoruz hem de devlete yapması gerekeni göstererek bir farkındalık oluşturuyoruz” dedi.
‘Kişisel hissim kolektif mücadeleye dönüştü’
Sosyal medyada son bir haftadır ilk sırada gündem olan, HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Meclis’e taşıdığı ve kanun teklifi verdiği ‘HPV aşısı ücretsiz olsun’ kampanyası aslında Nazım Hikmet’in şu dizeleriye başladı;
“Biz insanız çok şükür
çok şükür biliriz,
ilacımıza
umudu katmasını
yaşamak gerek diyerek
ayak direyip
dayatmasını
Hastalar,
kardeşlerim
iyileşeceksiniz.”
Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan eczacı Cem Kılınç nöbetçi olduğu 3 Haziran akşamı bu dizelerden çok etkilendiğini sonra da harekete geçtiğini anlattı: “Biliyorsunuz o gün Nazım’ın ölüm yıl dönümü. Şiirlerini okuyordum. Covid-19 sürecini yaşamış bir eczacı olarak da çok etkilendim. Bu benim kişisel hissimdi ama sonra kolektif bir mücadeleye döndü. Kıymetli olan da o zaten.”
‘Aşıyı devlet karşılamalı’
HPV aşısı konusuna önceden beri eğildiğini belirten Kılınç şöyle devam etti: “Bu aşının ücretsiz olması ve devletin karşılaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bir farkındalık yaratmak için ayda bir nöbetimde, bir emekçi kadının bursunun karşılayabilirim diye düşündüm. Sonra bir tweet attım, baya bir ilgi gördü. Bunun üzerine bir başvuru formu hazırladım. Sonra onu paylaştım ve çok yayıldı. Ayda bir kendim karşılarım diyordum ama başvurular da olunca eczacı arkadaşlarıma ‘Sen de katkı koymak ister misin?’ diye sordum. İlk gün sadece eczacı arkadaşlarımla başka şehirlerden beş kişiyi aşıladık.”
‘Devlete yapması gerekeni gösteriyoruz’
Kampanya lafta kalmayıp somut bir şekilde hayata geçirilince başvuru sayısı da da artmış.
Talep artınca Kılınç da büyütmeye karar vermiş kampanyayı: “Burada hem insanların sağlığına sahip çıkıyoruz hem de devlete yapması gerekeni göstererek bir farkındalık oluşturuyoruz.”
‘Bağışlar mali durumu görece daha iyi olan emekçilerden geliyor’
HPV konusunda farkındalığı olan ya da daha önce bu hastalığı geçirmiş kişiler Kılınç’la irtibata geçerek bağış yapmak istediğini söylemiş: “Mali durumu görece daha iyi olan eğitim ya da sağlık emekçilerinden bağışlar geldi.Bağışları aldıktan sonra gelen maillerdeki bilgilere göre göre bir sıralama yaptık. Destek geldikçe sıralamaya göre o kişiye hemen bir aşı tanımlıyoruz. Önce kişiyi arıyoruz. ‘Sana aşı bursu çıktı’ diyoruz. Diyelim ki aradığımız kişi İstanbul’da. İstanbul’da bir eczane ile irtibata geçip, temin ettirerek aşısını aldırıyoruz.”
Türkiye’nin dört bir yanından talep var
Türkiye’nin dört bir yanından başvurular gelmiş. Samsun, Bursa, Ankara, İzmir, Ordu’nun Ünye ilçesinin bir köyünden… Talepte bulunanların sayısı 250’yi geçti. Genellikle öğrenciler başvuruda bulunuyor.
Kampanyanın imece usulu devam ettiğini belirten Kılınç şöyle devam etti: “Bağış yapanlar parayı bana gönderiyor. Ben de ilgili eczaneye gönderiyorum. Aşı yaptıranlardan kendi rızalarıyla fotoğrafını istiyoruz. Sonra bursu verene de iletiyoruz. Genelde bağış yapanlar istemiyor. Güveniyorlar ama biz yine de gönderiyoruz. Teşekkür etmek isteyenlere numaraları veriyoruz irtibat sağlıyorlar. Bu durumda bu kadar şeffaf olabiliyoruz.”
Bursla aşısını yaptıranlar da kampanyaya destek oluyor: “Mersin’de eczacı tanıdığımız yoktu. Bir gün önce bizden burs alan tıp öğrencisinin orada bir tanıdığı vardı. Bizi bağlantıya geçirdi. Dün Mersin’de bir hukuk öğrencisi burs ile aşısını vuruldu.”
‘İlk defa mesleğimi yapıyormuş gibi hissediyorum’
Çok güzel şeyler olduğunu söyleyen Kılınç şöyle devam etti: “Biz başlarken bu kadar olacağını tahmin etmiyorduk. Çok mutluyum ilk defa mesleğimi yapıyormuş gibi hissediyorum . Telefonla arayanlar ağlayanlar oluyor. Başına gelmiş çekinenler var. Kimseye paylaşamıyor bu durumu, ailesine anlatamıyor. İnsanların psikolojisini de etkiliyor. Hepsiyle ilgileniyoruz. Telefonla konuşup insanları bilgilendirip telefonu kapattıktan sonra ruhumdaki muazzam duyguyu hissedebiliyorum. Karşımdaki kişi bilgiye ulaştığı için kendini vebalı gibi görmüyor. Aşıyla önlem alabileceğini öğreniyor.Murat ettiğimizin ötesinde bir şeye vesile olduk. Dört elle sarılıyoruz şimdi.”
‘Biz hayırseverlik yapmıyoruz’
Birçok kişinin aşıyı olmak istediğini ama pahalı olduğu için ulaşamadığını belirten Kılınç şunları söyledi: “Biz hayırsever değiliz. Biz hayırseverlik yapmıyoruz. Devletin ücretsiz bir şekilde karşılaması gerektiği toplumsal bir sağlık problemi. Sadece bireyle alakalı değil. Toplumdaki dayanışma ruhunu yeşertecek bir şeye vesile olursa diye seviniyoruz. Bize de çok olumlu etkisi var. Ben meslek hayatımda en çok keyif aldığım iki haftayı yaşadım.”
‘Bu teşekkür edilecek bir şey değil, sizin hakkınız’
Aşısını olanlar “Ben aşımı oldum kurtardım” diye bakmıyor. Onlar da birinin elinden tutabilmek için gönüllü oluyor: “Arayanların sesinde hem öfke hem de mutluluk var. Hisleri bu iki duygu arasında. Bu kampanyanın parçası olmak istiyorlar. Maddi durumu iyi olan bir tanıdığını burs için teşvik ediyor. Burada dayanışarak mücadele veriliyor. Biz teşekkür ettiklerinde ‘Bu teşekkür edilecek bir şey değil, sizin hakkınız’ diyorum.”