Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün, altı yaşında çocuğun tarikat müridiyle ‘evlendirilmesinde’ konuyu ‘Kabataş yalanı’na getirdi: “Kadının beyanı esassa; İsmailağa’da da esastır Kabataş’ta da esastır.”

Gezi eylemleri sırasında Zeynep Develioğlu adlı başörtülü bir kadın yanında bebeği olduğu halde Kabataş İskelesi’nde beklerken Gezi eylemcileri tarafından saldırıya uğradığını ileri sürmüştü. Ancak MOBESE görüntüleri, ‘içeriden’ anlatımlar ve son olarak polis raporunda kadının anlattıklarını doğrulayan hiçbir kanıta rastlanmamıştı.
İddiayı dile getiren ve görüntüleri gördüğünü ileri süren gazeteciler de yanıltıldıklarını belirterek, özür dilemişti.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının tarikat müridiyle ‘evlendirilip’ çocukluğu boyunca tecavüze maruz kaldığı ve şüphelilerin tutuksuz yargılandığı dava Türkiye gündemine oturmuşken Gelecek Parti’li Ün, Twitter’dan şunları yazdı: “Kadının beyanı esassa İsmailağa’da da esastır Kabataş’ta da esastır.”
Bir kullanıcının ‘Kabataş yalanı’nın yalanlandığının ispat edildiğini hatırlatması üzerineyse bu kez ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’ kumpas davalarıyla cevap verdi: “Tutarlılık esastır. Kadının beyanı esastır deyip Kabataş’a gelince ses kaydı demek Ergenekon Balyoz’a gelince ses kayıtlarını görmezden gelip kumpastır demek tutarsızlıktır. Konuya dair twitlerim ortada. Böyle bir şey yaşanmamıştır demiyorum. Herkes duyarlı olmalı, mahkeme işini yapmalı.”
‘Dini ve milli değerlerimize yönelik yıpratma kampanyalarına asla izin verilmemeli‘
Gelecek Parti’li isim daha önce konu hakkında şunları yazmıştı: “Bu dini camiayı itibarsızlaştırmaya yönelik bir komplo diye yükselen sesler var. Öyle olduğunu varsayalım, hep beraber gür bir sesle ‘Bu konu kime uzanırsa uzansın araştırılmalı, sorumlular cezalandırılmalı ve üzerimizdeki kara leke kalkmalıdır’ diye haykırmak gerekmez mi?”
Ün bu tweet’ine de ‘dini ve milli değerlere yıpratma kampanyası’ söylemini eklemeyi ihmal etmemişti: “Bu konu en ince detayına kadar şeffaf bir şekilde aydınlatılmalı ve vicdanlarımızı esir alan duyarsızlığa son verilmelidir. Bu tür akıl ve vicdan dışı olaylar bahane edilerek dini ve milli değerlerimize yönelik yıpratma kampanyalarına da asla izin verilmemelidir.”
Bu arada Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu dahil muhalefet partilerinin liderleri konuya tepki göstermişti.
Ne olmuştu?
BirGün yazarı Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı belgelere göre altı yaşındayken babası İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 29 yaşındaki bir ‘müridiyle’ imam nikahı kıyılan H.K.G. şikayetçi olarak ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlattı. 2012’de doktorun ihbarıyla başlayan H.K.G.’nin cinsel istismarına yönelik soruşturmanın da üstü örtüldü. H.K.G. o tarihte 14 yaşındaydı.
Devam eden tecavüzler üzerine H.K.G. 30 Kasım 2020’de vücudunda morluklarla ve elindeki belgelerle İstanbul Anadolu savcılığına gidip şikayetçi oldu ve evi terk etti.
Ancak bütün delillere karşın iki yıl boyunca şikayetiyle ilgili dava açılmadı. Ne tecavüzcü ne de buna yol açan annesiyle babası tutuklandı. Nihayet 30 Ekim’de İstanbul Anadolu başsavcılığının iddianamesi tamamlandı. Savcı iddianamede H.K.G.’nin anne ve babasının tecavüze göz yumduğunu anlattı. İddianamede H.K.G.’nin zorla evlendirildiği Kadir İstekli, tarikat lideri baba Yusuf Ziya Gümüşel ile anne Fatma Gümüşel’in zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediklerini belirtildi. Üç sanığın en az 27’şer yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ayrıca savcı, Kadir İstekli için cinsel saldırı suçundan da ceza talep etti. Ancak şu ana kadar hiçbir şüpheli tutuklanmadı.
Cinsel istismar şüphelisi olan baba Yusuf Ziya Gümüşel’in kurduğu ve yönettiği Hiranur Vakfı’nın Sancaktepe’deki külliyesindeyse ‘eğitimler’ devam ediyor.
Soykan, daha sonra H.K.G.’nin çocukken imam nikahı kıyıldığının kanıtı olarak savcılığa verdiği fotoğrafları paylaşmıştı.