CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Denizbank’ın bir şube müdürünün tutuklanması üzerine patlak veren ‘skandal dolandırıcılık’ soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede şüphelilerin ifadelerine de yer verildi.
Bugün mahkemece kabul edilen iddianamede şube müdürü Seçil Erzan’ın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 216 yıla kadar, ‘işbirlikçi’ altı şüphelinin de üç yıldan 65 yıla kadar hapsi isteniyor. Bu isimler şunlar: Ali Yörük, Atilla Yörük ve Nazlı Can (tutuklu), Kerem Can, Hüseyin Eligül ve Asiye Öztürk (tutuksuz). Beş isim Erzan’ın tanıdıkları. Öztürk ise Erzan’ın döneminde Denizbank Levent Büyükdere Şubesi’nde operasyon müdürü olarak görev yapıyordu.
Savcı Ebru Baran Celep’in hazırladığı iddianamede soruşturma kapsamında adı sıkça zikredilen Fatih Terim’in kızı Buse Terim, damadı Volkan Bahçekapılı ve Buse Terim’in kuzeni Terim Arıcan, eski Galatasaraylı futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan ve Emre Çolak, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak’ın kardeşi Emrah Çolak, halen Galatasaray’ın kalesini koruyan futbolcu Fernando Muslera dahil 18 kişi müşteki olarak yer aldı.
İddianameye göre 18 müşteki toplamda 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 bin lira dolandırıldı.
Banka Erzan’a ulaşamamış
İddianamedeki anlatıma göre Erzan müşteki Bülent Çeviker’den ‘kişisel güven ilişkisine dayanarak’ değerlendirme amacıyla 31 Mart’ta elden 2 milyon dolar aldı. Bunu yaparken 3 Nisan’da 3 milyon dolar olarak iade edeceğini söylemişti, bunun karşılığında da Çeviker’e yazılı bir evrak vermişti. Çeviker, Erzan’a ulaşamayınca durumu bankaya bildirdi. Banka da araştırmaya yapmaya ve Erzan’a ulaşmaya çalıştı, ancak başarılı olamayınca savcılığa suç duyurusunda bulundu. İstanbul 1’inci Sulh Ceza Hakimliği de kaçma ihtimali bulunması sebebiyle 7 Nisan’da Erzan’ın yurt dışına çıkışını yasakladı. Aynı hakimlik, ‘suçların niteliği ve dosyadaki mevcut bulgular sebebiyle’ 10 Nisan’da dosyaya kısıtlılık getirdi.
Erzan da 11 Nisan’da Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yakalanarak gözaltına alındı.
İddianamede Erzan’ın cep telefonunda soruşturma konusu eylemlerle ilgili yazışmaların bulunduğu, özellikle Whatsapp yazışmalarının çoğunun silindiği belirtildi. Elde edilen yazışmalarda Erzan, karşı taraftan süre istemiş, onları oyalamıştı. Erzan’a ait diğer telefonda da el çok sayıda isim ve tutarın yazıldığı ajanda sayfalarının fotoğrafları bulundu.
Erzan, ilk ifadesinde müştekilerin kendisine inanmaları için ‘bankayla tamamen alakasız bir şekilde belge hazırladığını, kaşelediğini ve imzalayarak teslim ettiğini’ söylemişti. Bu ifadesinden sonra 3 Mayıs’ta ek bir ifade daha vermiş ve etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini aktarmıştı.
İddianamede Erzan’ın ek ifadesine de yer verildi. Erzan’ın ifadesi şöyle:
Bölge müdürü evine gelmiş
“8 Nisan Cumartesi günü Denizbank Avrupa-1 Bölge Müdürü Sermin Hanım Çorlu’daki evime beni görmeye geldi. Daha öncesinde beni telefonla arayıp halimi hatırımı sormuştu. Bana ‘Burada kalmayabilirsin, otelde ya da istersen benim evimde de kalabilirsin’ dedi. Yanında koruma gibi birileri vardı. Daha doğrusu evimin önünde dört beş tane adamın beklediğini gördüm. Geldikleri araçlar bankanın araçlarıydı.”
‘Korumalar eşliğinde genel merkeze götürüldüm’
“Sermin hanım benimle görüştükten sonra gitti. Bir gün sonra beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğü’ne götürdüler. Koluma serumlar takılarak bana ‘Bu işi banka dışında yaptın’ diye söylettirdiler. Tam olarak Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) vardı. Bu şahıslar 8 Nisan Cumartesi günü sabahtan akşama kadar benim yanımdaydılar. Bana sürekli ‘Olayda zimmet yok. Evet, senin bankacılık hayatın biter belki, ama hayatına bir şekilde devam edersin. Bu olay zimmet değil’ şeklinde sözler söyleyip baskı kurdular.”
Hakan Ateş’le görüşme
“9 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde bu sefer Hakan Ateş bankaya geldi. Bulunduğumuz toplantı salonuna girerek ‘Kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz, ama ortada bir enkaz var. Kimden ne aldıysan söyle. Zaten bu bir zimmet değil. Zimmet olsa yıllarca içeride çürürdün, bu sebeple de kendin banka dışında ne aldıysan onları söyle. Sen bizi koru, biz de seni koruruz. Seçil’e hemen bir avukat tutalım, avukatını ben tutacağım, sağlık sigortanı iptal etmeyelim, annenin hastalığıyla da ilgileneceğim’ dedi. Orada bulunan herkes olayın zimmet olmadığını söyledi.”
‘Evdeki kağıtları müdüre verdim’
“Sonra aynı gün beni İstanbul Göktürk’teki ikametime yolladılar. Sermin Tekin de benimle birlikte geldi. Sermin Tekin bana ‘Evde detaylı arama yap. Beni seni üç dört saat de olsa beklerim. Bütün notlarını, kağıtlarını bana getir’ dedi. Ben de evde her yeri arayıp ajandamı ve notlarımı bulup Sermin hanıma verdim. Aynı gün beni korumalar eşliğinde Çorlu’ya gönderdiler. Korumalar beni her yerde takip ediyordu. O sırada arkamda Güvenlik Bölüm müdürü dahil isimlerini tam olarak hatırlayamadığım üç kişi vardı.”
‘Durumu başkalarına aktarıyorlardı’
“Beni 10 Nisan Pazartesi günü korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki genel müdürlüğe getirdiler. Hem 9 Nisan Pazar günü hem de 10 Nisan Pazartesi günü Denizbank’ta Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya ile birlikte (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) bir liste oluşturduk. Bu listede kimin ne kadar para verip ne kadarını geri aldığını yazdım. O esnada yanımda bulunan şahıslar zaten sürekli birileriyle iletişim halinde olup benimle konuşup durumu başkalarına aktarıyorlardı.”
‘Uzun zamandır sorun yaşadığını biliyordum’
“Ayrıca 8 Nisan Cumartesi günü Sermin Tekin Çorlu’daki evime geldiğinde benden zorla ses kaydı oluşturmamı istedi. Şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti. Bana ‘Seçilcim ben senin uzun zamandır böyle sorunlar yaşadığını biliyordum. Keşke daha önce söyleseydin. Sen bize yardımcı ol ki biz de sana yardımcı olalım. Bankada para almadığını, senin yaptığın eylemlerin bankada olmadığını söylemen gerek. Bu adamlar nasıl olur da hala bankadan para istiyorlar. Eğer sen bu eylemleri sadece banka dışında yaptığını söylersen bu güveni kötüye kullanma olur. Bankada olduğunu söylersen zimmet olur, ömrün çürür’ dedi. Aynı gün bankada Ali Murat Dizdar da bana ‘Olay kesinlikle zimmet değil, sen bu olayları banka dışında yaptın. Sana en iyi avukatı tutuyoruz. Sana iki tavsiyem var, bir avukatın sözünden asla çıkmayacaksın, o ne derse onu yapacaksın, iki tutuklanmayacaksın. Fakat olur da tutuklanırsan itirazını biz yapacağız’ dedi. Hatta Ali Murat bunları unutmamam için bir kağıda yazdırdı. Bu ses kaydını bana karşı ellerinde sakladıklarını düşünüyorum. Bu ses kaydı alındığı sırada evimde akrabalarım da vardı.”
‘Alacakla vereceği eşitlediler’
“Çorlu’daki evde bulunan tabloları ben hazırlamadım. Kimden ne kadar para aldıysam bunu kağıtlara not almıştım. 9 Nisan Cumartesi günü isimlerini saydığım şahıslar beni alıp bankaya götürdüklerinde not kağıtlarımı da almışlardı. Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi ve Tanju Kaya kağıtlarla bu tabloları oluşturdu. Bu tabloda aslında banka tam olarak alacakla vereceği eşitleyip borcu minimuma indirmek istedi. Tabloları bana da verdiler, ben de alıp evime götürmüştüm.”
‘Her şeyi ortada yaptım’
Erzan, banka yetkililerinin önceki telefonunu kırıp atmasını, içindeki tüm yazışmaları silmesini söylediğini öne sürdü. “Ben her şeyi ortada yaptım, hiçbir şeyi gizlemedim” diyen Erzan, bankayla ilgili şunları söyledi:
“50 bin dolar üstü döviz işlemleri bankadan çekildiğinde bu teftişe tabidir. Bankanın bu durumu atlaması mümkün değil. 50 bin dolar üstü olan her efektif işlemde açıklamasını dekontun arkasına yazmak zorundayız. Aksi halde kara para aklama hususları gündeme gelmektedir. Banka bu durumu tabii ki de biliyordu, ancak bu kadar yüksek meblağlar çekilmesine rağmen hiçbir zaman sorgulamadı. Ancak ben yine de yaşattığım mağduriyet sebebiyle çok pişmanım.”
Erzan: Ali Yörük katbekat fazlasını aldı
Erzan, ifadesinde aynı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ali Yörük’le ilgili şunları söyledi:
“Ali Yörük’ten fon adı altında herhangi bir para almadım. Bana zaman zaman para getirir, fakat getirdiği paraları faiziyle birlikte geri alırdı. Hatta Ali Yörük başka tefecilerden de para bulup bana getirirdi. Sonrasında bu parayı faiziyle geri alırdı. Ali Yörük benden boş senet alıp imzamı da aldı. Ali Yörük bana verdiği her parayı katbekat fazlasıyla, faiziyle geri almıştır. Tuttuğum not kağıtlarında yer alan ibareler doğrudur. Ayrıca Ali Yörük istediği paraları vermezsem borcumun daha da artacağını ve bu durumun beni daha da sıkıntıya sokacağını söyledi. Ali Yörük benden daha önce zorla ipotek de aldı. Ali Yörük zaman zaman benim fon vadettiğim insanlardan alacağım parayı teslim alan kişidir. Ali Yörük bu paraları teslim alıp içinden kafasına göre belirlediği bedeli kendisi için alırdı. Sonra da bana bu parayı tefeciye vereceğini söylerdi. Örneğin Bülent Çeviker’den teslim aldığımız 2 milyon 200 bin doları Ali Yörük Florya’da elden iki çanta şeklinde teslim almıştır. Sonrasında içinden 400 bin dolar parayı kendisine aldı, kalanını bana getirip verdi.”
‘Arda Turan 13 milyon dolar verdi’
Erzan, ifadesinde Arda Turan’ı fona son dönemde ikna ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Kendisi bana bu süreçte en insanca davranan kişilerdendir. Arda Turan bana toplamda 13 milyon 900 bin dolar parayı parça parça teslim etti. Ben de kendisine 6 milyon 400 bin doları geri ödedim, ancak geri kalan parayı ödemedim. Arda Turan’dan aldığım bu paraların bir kısmını dışarıda bir kısmını da bankada elden teslim aldım. Odamın içerisinde kamera bulunmamaktadır, fakat merdivenlerden çıkınca odamı gören kamera mevcuttur. Bana para teslim etmeye gelen kişiler elinde çantayla gelirler, parayı teslim ettikten sonra boş çantayla giderler.”
‘Beni kaçırmak istedi’
Erzan, dolandırdığı iddia edilen kişilerden Atilla Baltaş ile ilgili ilginç bir olay da aktardı. Erzan’ın anlatımına göre, Baltaş da verdiği parayı katbekat faiziyle geri almıştı. Erzan şunları anlattı:
“Atilla Baltaş’a 1 milyon dolar ödedim. Ondan kesinlikle fon adı altında para almadım. Baltaş’tan faiziyle para satın aldım, çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Fakat Atilla Baltaş bana verdiği parayı yüzde 50 faiziyle geri aldı. Kesinlikle beni mağdur etti. Ayrıca son günlerde bankada üzerimde baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Borçlu olduğuma ilişkin benden senet aldı. Ona verdiğim belgelerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Mart ayı içinde beni kaçırmak için Şırnak Cizre’ye uçak bileti almıştı. Daha doğrusu bana zorla telefonla uçak bileti aldırdı. Ben o sırada müştekilerden para da toplamıştım. Baltaş o paralarla beni yurt dışına kaçırmak istemişti”.
Semih Kaya’nın menajeri: MİT başkanını tanıyorum
Erzan, futbolcu Semih Kaya’nın da kendisini tehdit ettiğini öne sürerek şunları anlattı:
“Semih Kaya ve menajeri Fırat Özdemir bana sürekli ‘Senin sonun iyi değil. Neden kaçmıyorsun? Rezil olursun, sen kötü kalplisin, Hakan Ateş’e çıkarız, seni işten attırırım. Sen annenin yüzüne nasıl bakıyorsun? Annen bu saatten sonra yaşamaz, seni Türkiye’de yaşatmazlar, benim çok tanıdığım var. MİT başkanını tanıyorum, Türkiye’de herkesi tanıyorum’ dedi. Hatta ikisi Göktürk’teki evime şubat ve mart ayında farklı farklı zamanlarda gelerek ‘Burada yaşayamazsın, biz her şeyi yaparız, seni yaşatmayız’ şeklinde sözler söylediler. Fırat Özdemir ‘Türkiye’deki bütün usulsüzlükler benden sorulur, basın öğrenirse rezil olursun’ dedi.”
Erzan, Semih Kaya’dan yakasını kurtaramadığını öne sürerek menajerini de Kaya’nın kendisine yönlendirdiğini, Kaya’nın fon faizinden kazandığı parayla 4 milyon 200 bin dolara Bodrum ID Konakları’nda villa ve Mercedes marka araba aldığını söyledi.
‘Terim’in finansal danışmanıydım’
Erzan, Emre Belözoğlu’ndan 4 milyon 200 bin dolar, Emre Çolak’tan 3 milyon 200 bin dolar, Muslera’dan 1 milyon 200 bin dolar, Selçuk İnan’dan 3 milyon dolar, Terim’in aile dostu Nur Erkasap’tan 75 bin dolar aldığını aktardı.
Fatih Terim’den fon adı altında para almadığını aktaran Erzan, şunları söyledi:
“2012 yılından itibaren tüm bankacılık işlemleriyle ilgilenirdim. Tam olarak Fatih Terim’in finansal danışmanı bendim. Fatih Terim ile ilgili bu zamana kadar çok sayıda finansal işlem yaptım, ancak bu zamana kadar hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadım. Eğer 2012 yılından itibaren Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüz işlem yaptığım iddia edilirse bu konuda her işlemi detaylı olarak her zaman açıklarım. Kesinlikle Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüzlük yapmadım. Fatih Terim beni kızı gibi sever, sayardı.”
Arda Turan’dan hediye Rolex
Erzan, kuzeninden de 200 bin lira aldığını, bu nedenle kuzeninin eşinin Mart 2023’te şubedeki odasında kendisine saldırdığını ve hakaret ettiğini, şubedeki herkesin bunu duyduğunu söyledi. Kuzeninin eşinin kolundaki Rolex saatini zorla aldığını söyleyen Erzan, şöyle devam etti:
“Bu zamana kadar üç tane Rolex saatim olmuştu. Birini kuzenim ve eşi hediye etmişti, çünkü onlara o kadar çok para kazandırmıştım ki onlar da bana saat hediye etmişti. İkincisini Arda Turan nişan hediyesi olarak vermişti. Üçüncüsünü de 20 yıllık birikimimle almıştım.”
Operasyon müdürü: Haberdar değilim
Şüpheliler arasındaki Erzan’ın mesai arkadaşı Asiye Öztürk şunları söyledi:
“Seçil Erzan’ın fon vaadiyle insanları kandırdığından kesinlikle haberdar değilim. Odasına kim gelir kim gider onu da bilmiyorum, çünkü bizim şubemiz iki katlıdır, ben alt katta çalışırım. Odamdaki kamerayla bankanın gerek birinci gerekse ikinci katını görebiliyorum, fakat Erzan’ın odasının içini görmüyorum. Seçil şubemize tayin olduktan sonra özellikle Galatasaraylı futbolcuların yanına gelip gittiğini biliyorum, ancak kim ne kadar para yatırıyor ya da kim ne kadar işlem yaptırıyor bilmiyorum. 7 Nisan 2023’te Emre Belözoğlu’nun Seçil müdürün yanına geldiğini biliyorum. Arda Turan da zaman zaman yanına geliyordu. Ayrıca Semih Kaya, Selçuk İnan, Emre Çolak da aynı şekilde yanına gelip gitmiştir. Semih Kaya ve Selçuk İnan ile zaman zaman bankacılık işlemi gerçekleştirdim. Fakat fonla ilgili herhangi bir işlem yapmadım. Kimseden de bu zamana kadar Fatih Terim fonu ya da Hakan Ateş fonu ya da başka bir fon adı altında hiçbir söz duymadım. Seçil müdür bana zaman zaman bir takım belgelere imza attırdı, ancak müdürüm olduğu için ve kendisine güvendiğim için bilmeden bir takım evrakları imzalamış olabilirim. Bu zamana kadar hatırladığım kadarıyla dört beş adet bilmediğim ve içeriğinden haberdar olmadığım belgeler mzaladım. Üst kısmında başka belgeler bulunduğu için neye imza attığımı dahi açıkçası bilmiyordum. Sadece alt kısımda Denizbank kaşesini gördüm. Üzerinde Seçil Erzan’ın da imzası vardı. Buna güvenerek yanına imza attım.”
Şüpheli de dolandırılmış
Şüphelilerden Ali Yörük de Erzan tarafından dolandırıldığını öne sürdü.
Yörük, hatırlamadığı bir tarihte elden 5 milyon lira verdiğini söylediği Erzan’ın Ukrayna-Rusya savaşını bahane ederek ödemediğini öne sürdü. Erzan’ı ilk olarak 17 yıl önce Denizbank’ın Çorlu Orion şubesinde gişe memuru olarak tanıdığını aktaran Ali Yörük’ün ifadesi özetle şöyle:
“Daha sonra Seçil Erzan hesaplara bloke geldiğini söyledi. Bana beklememi söyledi. Aradan bir yıl kadar süre geçti, ben de bu süreçte sürekli paramı istemeye devam ettim, 5 milyon TL olarak teslim ettiğim paranın 100 milyon TL olduğunu söyledi. Kendisine böyle bir parayı istemediğimi, sadece kendisine teslim ettiğim parayı vermesini söyledim. Hatta bu bahsettiği parayı teslim almam için çağırması durumunda korkarak gelemeyeceğimi de söyledim. İlerleyen süreçlerde Seçil Erzan bana bu fonda Fatih Terim gibi ünlü isimlerin olduğunu söyledi. Eşimle aramın bozulduğunu, paramı vermesini söylemem üzerine bana 5 milyon TL bedelli senet verdi. Ben senedi alarak paramın gelmesini bekledim. Daha sonra Seçil Erzan tutuklandı. Ben suç duyurusunda bulunmadım, çünkü bana verdiği senetle paramı tahsil edebileceğimi düşündüm. Hatta avukatım da senedi icraya koydu.”