‘Skandal dolandırıcılık’ soruşturmasında Denizbank’ın eski şube müdürü Seçim Erzan’ın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplam 216 yıla kadar hapsi istendi.
Erzan 11 Nisan’da tutuklanmıştı. Erzan ve ‘işbirlikçileri’ Galatasaray camiasından tanınmış isimler dahil onlarca müşterisini bir ‘fon’ üzerinden yüksek getiri vaadiyle dolandırmakla suçlanıyor.
Yedi şüpheli hakkında 62 sayfalık iddianame hazırlandı.
Savcı Ebru Baran Celep’in hazırladığı iddianamede soruşturma kapsamında adı sıkça zikredilen Fatih Terim’in kızı Buse Terim, damadı Volkan Bahçekapılı ve Buse Terim’in kuzeni Terim Arıcan, eski Galatasaraylı futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan ve Emre Çolak, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak’ın kardeşi Emrah Çolak, halen Galatasaray’ın kalesini koruyan futbolcu Fernando Muslera dahil 18 kişi müşteki olarak yer aldı.
İddianameye göre 18 müşteki toplamda 25 milyon 770 bin dolar ve 7 milyon 384 bin lira dolandırıldı.
Erzan’ın işbirlikçisi olarak değerlendirilen altı şüphelinin de üç yıldan 65 yıla kadar hapsi istendi. Bu isimler şunlar: Ali Yörük, Atilla Yörük, Nazlı Can (tutuklu), Kerem Can, Hüseyin Eligül ve Asiye Öztürk (tutuksuz). Beş isim Erzan’ın tanıdığı. Öztürk ise Erzan’ın döneminde Denizbank Levent Büyükdere Şubesi’nde operasyon müdürü olarak görev yapıyordu.
İddianame, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Savcılık, iddianamede Erzan’ın kamuoyunca tanınmış sporcu, iş insanı ve hekim gibi çeşitli meslek grubuna dahil olan mağdurları Fatih Terim ve Hakan Ateş’in bu fona dahil olduğunu söyleyerek ikna ettiğini aktardı.
Gerçekte böyle bir fonun olmadığını belirten savcılık, Denizbank’ın özellikle sosyal medyada Erzan’ın başarılarına yer verdiğini, müştekilerin Erzan’a duyduğu güven sebebiyle paralarını teslim ettiğini kaydetti.
Savcılığa göre, Erzan daha inandırıcı olmak için zaman zaman müştekilerin yanında birileriyle telefonda konuşarak bankacılık literatüründe yer alan ‘ISIN kodu’ gibi tabirler kullandı ve karşı tarafa verdiği güveni daha da perçinledi.
Müştekilerin verdiği paralarla ilgili sahte belgeler oluşturduğu belirtilen Erzan’ın bu belgelere oluşturup Denizbank kasesi vurup ıslak imzasını attığı anlatıldı.
Erzan’ın başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğinin aktaran savcılık, diğer şüphelilerin de Erzan’ın işlediği suçlara iştirak ettiği belirtildi.
Soruşturmada son olarak Denizbank yöneticileri hakkında takipsizlik kararı verilmişti.
İstanbul başsavcılığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) raporuna dayanarak müşteki ifadelerinde adı geçen Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu dahil üst düzey Denizbank yöneticilerinin ‘zimmet‘ suçu işlediğine ilişkin kovuşturma yürütmeye değer bir bulguya rastlamamıştı.