AKP Sözcüsü Ömer Çelik, ‘istenmeyen kişi’ gerilimi sonrası büyükelçiliklerin Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine atıf yapmasından ‘memnun olduklarını’ söyledi.
Almanya, ABD, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, 18 Ekim’de ortak bir açıklama yayınlayarak, o gün itibariyle hapiste dördüncü yılını dolduran işadamı Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları doğrultusunda ‘serbest bırakılması’nı istemişti.
Hükümet ve AKP’den yükselen eleştirilerin ardından büyükelçiler, ertesi gün dışişlerine çağrılarak uyarılmıştı. 21 Ekim’de, “Bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 23 Ekim’de de dışişleri bakanına söz konusu büyükelçilerin ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesi için hemen gereğinin yapılması yönünde talimat verdiğini açıklamıştı.
Son olarak söz konusu büyükelçiliklerden dördü Twitter üzerinden Viyana Sözleşmesi’nin 41’nci maddesine atıf yapmış; diğer altısı da bu tweet’i retweet etmişti. Paylaşımların Erdoğan tarafından ‘olumlu’ karşılandığı bildirilmişti.
Çelik, Twitter hesabı üzerinden konuyla ilgili şunları kaydetti: “Devletler arası bağların güçlendirilmesi noktasında önemli misyona sahip büyükelçiliklerin bu çerçeveye bağlı kalarak görev yapmasından memnuniyet duyduğumuzu, buna karşılık iç işlerimize müdahale anlamına gelebilecek her türlü adımı reddettiğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye’nin bu hassasiyeti, Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesinde açıkça ifade edilmektedir. Norm niteliği taşıyan ve büyükelçilerin misyonlarını yürütürken riayet etmesi gerekenleri ortaya koyan bu ilke her zaman temeldir.”
Viyana Sözleşmesi’nin 41’nci maddesi nedir?
1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesinde yer alan ifadeler şöyle:
1. Kabul eden devletin kanunlarına ve nizamlarına riayet etmek, ayrıcalıklarına ve bağımsızlıklarına halel gelmeksizin, bu gibi ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan yararlanan her şahsın görevidir. Anılan devletin iç işlerine karışmamak da bu şahısların keza görevidir.
2. Gönderen devlet tarafından kabul eden devlet nezdinde yapılması misyonun uhdesine tevdi olunan bütün resmî işler, kabul eden devletin Dışişleri Bakanlığı veya mutabık kalınacak başka bakanlıkla veya aracılığıyla yürütülür.
3. Misyonun binaları, misyonun bu sözleşmede belirtilen görevleri veya diğer genel uluslararası hukuk kuralları veya gönderen ve kabul eden devlet arasında yürürlükte olan özel anlaşmalar ile bağdaşmayacak bir tarzda kullanılmaz.