• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Salman Rüşdi'nin yeni romanı 'Zafer Şehri': Hikayeyi kadın anlatınca

01/04/2023 10:13

ZEYNEP KARAARSLAN BAŞARAN

@zeynepbasaran

Salman Rüşdi’nin, büyülü gerçeklik stilinde yazdığı yeni romanı ‘Zafer Şehri’, hikayeyi kadın anlatınca nelerin değiştiğini gösteriyor.

Yeni kitabı ‘Zafer Şehri’ yakın zamanda çıkan Salman Rushdie, saldırıdan sonra ‘nasıl göründüğünü’ Twitter hesabından paylaşmıştı

Salman Rüşdi, Hindistan doğumlu, İngiliz/Amerikan bir yazar. ‘Utanç‘, ‘Floransa Büyücüsü’ ve ‘Soytarı Şalimar’ gibi birçok kitabı Türkçeye çevrildi. En meşhur kitabı ‘Geceyarısı Çocukları’dır desek yanlış olmaz.


Bu kitapla 1981’de prestijli Man Booker ödülünü kazandı. Ne var ki , 1989’da, İran’ın o zamanki lideri Ayetullah Humeyni kitapta Kuran’a küfür edildiğini öne sürerek hakkında ölüm fetvası çıkardı. Fetva Rüşdi’yi durdurmadı, o yazmaya devam etti, ama başı da dertten kurtulmadı: Ağustos 2022’de sahnede saldırıya uğradı.

Yeni roman: Zafer Şehri

Saldırıdan kısa bir süre sonra, Şubat 2023’te Rüşdi’nin ‘Victory City’ (Zafer Şehri) isimli kitabı yayınlandı. Ben de çıkar çıkmaz kitap kulübümle okudum. Ne mutlu bir tesadüf ki kitabı okurken, Portekizli ünlü ressam Paula Rego’nun halen Pera Müzesi’nde devam eden ‘Hikayelerin Hikayesi’ sergisine de gittim. Kitap ve sergi apayrı damarlardan aktılar, geldiler ve adeta birbirini tamamladılar. Çünkü her ikisi de ‘hikayeyi kadın anlatınca’ nelerin değiştiğini düşündürüyor.

Büyüyle sıfırdan kurulan şehir

Zafer Şehri büyülü gerçeklik stilinde yazılmış. Nedir büyülü gerçeklik? Edebiyat ve görsel sanatlarda, gerçekçi bir anlatıma büyü unsurları katmaktır. Edebiyatta tipik tezahürleri olağanüstü olayların aleladelermişçesine sakince aktarılması, eserin mitolojik veya folklorik öğeler barındırması, zamanın kendi seyrinde akmaması, örneğin, durması, hızlanması, geri sarması. Tüm bu yaklaşımlar, Zafer Şehri’nde ustalıkla sergileniyor. 

Bir şehrin sıfırdan büyüyle inşası, savaşlar, zaferler, yenilgiler, iktidar değişimleri… Bu olaylar bir yandan bir masal estetiğinde sunuluyor, bir yandan da bu olayların günümüzle bağlarını kurmanın yolları açıl susam açılıyor.

Büyülü gerçeklik akımının, ana akım tarih anlatılarında pek de yerini bulamayan medeniyetlere ışık tuttuğu ve bu sayede post-koloniyel anlatıların yolunu açtığı düşünülür. ‘Zafer Şehri’ sömürgeciliği tam anlamıyla ele alıyor diyemeyiz, ama post-koloniyel anlatıya da bir yanıyla selam çakıyor.

Bir türlü ‘kral’ olamayan kadın

Kitap, yeterince zaman geçtiğinde, en liberal toplumun da bağnazlığa dönebileceğini, tüm altın devirlerin bir sonu olduğunu, yani tarihin inişlerini ve çıkışlarını gösterip duruyor. Tarihin de önünde sonunda, ne kaydedilebildiyse ona dönüştüğünü vurguluyor.

Peki kim kaydediyor bu tarihi? Gerçek hayattaki geleneksel tarih anlatılarının aksine, bu kitapta tarihi, tapınılan ama bir türlü ‘kral‘ olamayan bir kadın, bir tanrıça/insan, Pampa Kampana anlatıyor, yazıyor, yazdırıyor. Onun anlattığı bu iki yüzyıllık zaman dilimi, mitolojiyi ve sıradan olayları, küçük ve büyük hikayeleri, örneğin, aile dinamiklerini ve dini, harmanlayan sıradışı bir tarih.

Paula Rego ‘Kızıl Maymun Karısını Dövüyor’ 1981. Kâğıt üzerine akrilik, 65 x 105 cm

İşte bu noktada kitap Paula Rego sergisiyle diyaloğa giriyor. Serginin özenli kitabından da yararlanarak aktarmak gerekirse, Rego, ana akım sanata, hikayeyi yeniden kazandırmasıyla ünlü bir sanatçı. Ellili yıllarda giderek soyuta kayan görsel sanatlarda, bu gidişatın tamamen dışında kalıyor. Kadının erken çağlardan bu yana hikayenin koruyucusu ve nesilden nesile aktarıcısı olma konumunu yansıtan çalışmalarında mitleri, masalları, dinsel hikayeleri ele alıp dönüştürüyor. Kölelikten kürtaja birçok büyük harfli meseleyi, kadının küçük harfli hayatının içinden, hikayeleştiriyor ve tarihe dahil ediyor.

Rego bizi hiçbir münferit hikayenin ‘tüm‘ hikayeyi anlatamayacağıyla yüzleştiriyor. Tıpkı Zafer Şehri’nde Salman Rüşdi’nin yaptığı gibi…

Rüşdi’nin kitabı bu temayı çok neşeli, hafif ve akışkan bir şekilde işlerken, Rego’nun eserleri tokat gibi çarpa çarpa ilerliyor. Her iki sanatçı da hikayeyi kadın anlattığında, neyin değiştiğini gösteriyor. 21’inci yüzyılda hala kadının sesini duymayı konuşuyoruz ve konuşmaya da devam edeceğiz belli ki.

Paula Rego ‘İsimsiz No. 4’ 1998. Alüminyuma sıvanmış kâğıt üzerine pastel boya, 110 x 100 cm

Sevgi Soysal ve Brooke Shields: Hikayesini geri isteyen iki kadın

Küçük Oyuncu, rol modeller ve Feminist Gece Yürüyüşü

O bir ‘badem anne’: Gwyneth Paltrow başka gezegenden seslenmeye devam ediyor

Ne içindeyiz zamanın ne de büsbütün dışında: Gospodinov’un Zaman Sığınağı

‘Farkındalık’ dünyayı kurtarır mı?

Refik Anadol’un MoMA sergisi eleştirmenleri böldü: Git Facebook’ta çalış

Güzel Ülkem, Üzen Ülkem: Türkün Ateşle İmtihanı, Yaban, Ölmeye Yatmak

Distopyadan aydınlığa: Last of Us, Cormac McCarthy, Mustafa Nuri

Oynar mısın benimle: Midjourney, Abidin Dino, Murathan Mungan

ChatGPT, Veba Geceleri ve Gülten Akın: Bizim büyük tarihsizliğimiz

Kategori:Diken özel, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Büyükçekmece açıklarında 4,0 büyüklüğünde deprem

İstanbul’da Büyükçekmece açıklarında 23:36’da 4,0 büyüklüğünde deprem oldu.

Mahkeme İmamoğlu'nun diplomasının iptalinin 'ayrıntılı' izahını istedi

İstanbul İdare Mahkemesi, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının hangi açıdan yokluk ve açık hata hali oluşturduğunu üniversitesinin ‘ayrıntılı olarak’ izah etmesini istedi.

AA: İmamoğlu'nun kayıp telefonu ele geçirildi

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun olduğu iddia edilen telefon ele geçirildi.

ABD'de hapishaneden kaçan 10 mahkumun altısı hala bulunamadı

ABD’nin Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki hapishaneden 16 Mayıs’ta kaçan 10 mahkumun altısı hala aranıyor.

Aleviler üzüldüyse Kurtulmuş da üzülmüş

Alevi örgütlerinin özür beklediği Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ‘üzüntülerini’ iletti.

'Sahte Trend' hesabından Muharrem İnce'ye teşekkür mesajı: Sayende ünlü oldum
Sıra listelerde: Hangi parti ne yapacak?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 758 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Elif Çakır: 'Allah aşkına neden Türkiye'nin yolsuzluk belası'ndan kurtulması için niye iki çift laf edilmiyor?

Erdal Sağlam: 'Gençlik açısından hiç bu kadar kabus bir dönem yaşanmamıştı' diyebiliriz

Fikret Başkaya: Bizde diplomalılara 'aydın' deniyor…

Mithat Fabian Sözmen: Bir kez daha har vurup harman savrulan bir yaz transfer dönemi izleyeceğiz

Esfender Korkmaz: 2024, Türkiye'de rekor sayıda konkordato başvurusunun yaşandığı bir yıl oldu

Şeref Oğuz: Bodrum'da belediyecilik zor

Nevşin Mengü: Milyonlar harcanan gazeteler okunmuyor, o nedenle kendilerine bir trol ordusu kurmak zorunda kaldılar

Murat Ağırel: Gazetecilere iftiralar atılıyor, itibarsızlaştırma kampanyası büyütülüyor

Özge Güneş: Barınma hakkı ile rant politikaları aynı zeminde ama birbirine zıt yönlerde ilerliyor

Ali Eyüboğlu: Yapay zekanın Eurovision'da üçüncü sıraya yerleştirdiği Avusturya birinci oldu

Murat Belge: Ana muhalefet partisine 'terörist' demenin amacı ne olabilir?

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×