Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmayacağım” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin uzun süredir bölgede karşı karşıya geldiği BAE’nin fiili lideri veliaht prens Muhammed bin Zayed el Nahyan’la görüşmesi hakkında ”Hakikaten aile hassasiyeti içerisinde bir ziyaret oldu” dedi.
Merkez Bankası, Erdoğan’ın talepleri doğrultusunda eylül ayından bu yana ekonomist ve bankacıların iktisadi gerekçelerle açıklamakta zorlandığı faiz indirimlerine devam ediyor. Eylül ayında 100 baz puanla başlayan faiz indirimleri 200 ve 100 baz puanla devam etmişti. Söz konusu faiz indirimleri nedeniyle Türk Lirası eylül ayından bu yana ise yüzde 30’dan fazla devalüe oldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve BAE’nin fiili lideri veliaht prens Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın görüşerek 10 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalamasıysa bu ateşi söndürememişti.
TL’nin erimeye devam ettiği bu ortamda muhalefetin erken seçim çağrıları devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘helalleşme’ çıkışıyla yaptığı gibi gündemi zorlamaya devam ediyor.
Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın bu konulara dair yaptığı açıklamalarından satır başları şu şekilde:
-Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak.
‘ABD’de Avrupa’da enflasyonun geldiği nokta ortada’
-Eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir, netice değildir. Enflasyon neticedir. Tabii burada bazıları bunun tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin netice olduğunu savunuyorlar. Peki öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım. Şu anda küresel ekonominin egemen olduğu dünyada acaba enflasyon sebep, faiz netice midir? Yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu neticedir? Şu anda işte Amerika’da, Avrupa’da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail’e bakalım… İsrail’de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız zaman bizim tezimizin doğru olduğunu oralarda zaten görüyoruz. Şu anda da ben yine iddiamdayım.
‘Tayyip Erdoğan’ın böyle zikzakları yok’
-Tabii şimdi 18 yaş altı genç kesim, genç kuşak bunları yaşamadı ama bunları biz yaşadık, gördük. Şu anda bu CHP’nin sözcüsü de o dönemin faillerindendir. Hatırlayın bay Kemal, grup konuşmalarında ‘Faizi 1’e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz’ dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir değişiklik gösteremez. ‘Faizi 1’e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz’ diyeceksin, ondan sonra da kalkıp şimdi de faiz indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan’ın böyle zikzakları yok.
‘Faizin yükseltilmesini hiçbir zaman savunmadım’
-Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden bahsediyor ve bu faiz inecek diyor. Hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan taviz vermem. Çünkü bu benim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki yapımdır. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek. Çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD’a? Hadi buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş, sen zengin misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz. ‘Faizi düşürelim’ yok… Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Büyümede de biz şu anda gayet iyi bir konumdayız ve bu böyle gidecek. Bu işi de başaracağız.
‘İşçi çıkarma gibi bir durumla karşılaşacağımızı zannetmiyorum’
-Asgari ücret arttı diye işçi çıkarma gibi bir durumla karşılaşacağımızı da zannetmiyorum. Biz alt gelir grupları başta olmak üzere milletimizin bütün kesimlerinin hayat şartlarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz. İstenmeyen durumların oluşmasını engellemek için elimizdeki araçları kullanırız. Kimsenin mağdur olmasına müsaade etmeyiz.
Bin Zayed’in ziyareti: Hakikaten aile hassasiyeti içerisinde bir ziyaret oldu
-Muhammed Bin Zayed’le 2011 yılında bir görüşmemiz olmuştu. Ondan sonra bazı değişik dönemler yaşadık. Ama biz tamamen ipleri koparmadık. En azından istihbarat teşkilatları karşılıklı olarak görüşmelerine devam etti. Bu arada ticari olarak da ilişkilerimiz devam etti. Arzu edilmeyen gelişmeler olmasına rağmen sonunda iş iyi bir noktaya geldi. Önce kardeşini gönderdi ve onlar bizim ilgili birimlerimizle görüşmeler yaptılar. Yatırım Ofisimiz’le bazı görüşmelerde bulundular. Türkiye’de yatırım için hazır olduklarını söylediler. Daha sonra da Muhammed Bin Zayed kendisi özellikle ziyaret etmeyi arzu ettiğini söyledi ve bu ziyareti de bu şekilde gerçekleştirdik. Hakikaten adeta bir aile hassasiyeti içerisinde bir ziyaret oldu. Bu ziyarette de bu anlaşmaları gerçekleştirdik. Bu anlaşma metninde olan maddeler inanıyorum ki Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında yeni bir dönemin başlamasına ve bunu kalıcı kılmaya vesile olan bir adım oldu. Gerek ikili gerek heyetler arasındaki görüşmelerimiz çok çok iyi geçti ve orada imzaları attık. Bundan sonraki sürece yönelik de nasip olursa şubat ayı içerisinde benim bir iade-i ziyaretim olacak. Benden önce gerek Dışişleri Bakanım gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımın ziyaretleri olacak. Ön hazırlıklar olacak. Arkasından şubatta da inşallah ben geniş bir heyetle gideceğim ve bazı adımları çok güçlü şekilde atacağız. 10 milyar dolarlık bir yatırım planı sundular. Bu yatırım planını da uygulamaya koymak suretiyle çok daha farklı bir geleceği inşa etmiş olacağız. Bu konuda da güzel gelişmeler olacak. Tabii Bay Kemal saçma sapan şeyler konuşup duruyor.
-Şimdi zaten kararımızı verdiğimiz zaman tabi ki büyükelçileri de belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız. Bu söylediğiniz ülkelerin kiminde maslahatgüzar olarak atılmış bazı adımlar var. Büyükelçi yok ama maslahatgüzar var. Bu adımları da peyderpey belli takvim içinde atmış olacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ile aramızda nasıl bir adım atıldıysa, diğerleriyle de buna benzer adımları atacağız.
‘Kılıçdaroğlu bizden helallik beklemesin’
-Her şeyden önce bu aralar Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Bir sorun bakalım helal nedir, haram nedir? Madem helalleşmeden bahsediyorsun, helalleşmek isteyen kalkıp da helalleşmek istediklerine bu şekilde gayri milli diye hitap eder mi? Gayri milli diye hitap ettiğin kişiye oy verenler, bu ülkede yüzde 52. Yüzde 52 ile Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi mi? Seçildi. O sebeple “Helalleşmek nedir Bay Kemal?” diye sormak lazım. Helal ve haramı öğrenmesi lazım. Şu anda parti kuran eski arkadaşları bile Bay Kemal’e hakkımı helal etmeyeceğim diyorlar. Yani Tayyip Erdoğan’a kalkıp bunu söyleyen adam, sen kiminle helalleşeceksin? Bir defa önce benim sana hakkımı helal etmem lazım. Neden? Kazandığım davalar var. Avukatlarıma dedim ki “daha üzerine gitmeyeceğim, bu davaları iptal edin.” Ben böyle yaklaşmış birisiyim. Ama görüyorum ki sen şu anda bana ve bize oy veren tabanımıza gayri milli dersen biz seninle asla helalleşemeyiz. Bu şekilde saygısızlık yapan, bizden asla helallik beklemesin.
‘Bu işin tarihi Haziran 2023 dedik’
-Elinden gelen her şey neymiş? Şu anda AK Parti Genel Başkanı olarak ben, MHP Genel Başkanı olarak Sayın Bahçeli, aynı şekilde Büyük Birlik Başkanı olarak Sayın Destici açıklamalarımızı yaptık. Bu işin tarihi Haziran 2023 dedik. Bu değişmeyecek. Bunu bir kere de değil, defaatle söyledik. Adeta boş teneke çalıyorlar. Allah nasip ederse Haziran 2023 seçim tarihidir. Türkiye artık ilan edilmiş olan seçim tarihlerine alışacaktır.