Merkez Bankası’nın (MB) eski başkan yardımcısı Semih Tümen sosyal medya hesabından MB’nin faiz kararını eleştirdi. MB’nin adımları için ‘başarı şansı olmayan irrasyonel deney’ diyen Tümen, eski MB başkanı Naci Ağbal’ın yazısını alıntıladı.
Tümen 14 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanan kararla MB başkan yardımcılığı görevinden alınmış, yerine Taha Çakmak atanmıştı. Tümen de 25 Mayıs’ta MB başkan yardımcısı Oğuzhan Özbaş’ın görevden alınmasıyla beraber atanmıştı. Naci Ağbal ise 20 Mart’ta MB başkanlığı görevinden alınmış, yerine Prof.Dr.Şahap Kavcıoğlu getirilmişti.
MB politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 16’dan yüzde 15’e çekmişti. Faiz indiriminden sonra dolar hızla tırmanarak 12 lirayı gördü.
Tümen Twitter hesabından şöyle dedi: “Başarı şansı olmayan bu irrasyonel deneyi bir an önce terk edip Türk lirasının değerini koruyacak, Türk halkının refahını gözetecek kaliteli politikalara bir an önce dönmemiz gerekiyor.”
Ağbal: Faiz indirimini gündeme almamız mümkün değil
Tümen’in alıntıladığı 5 Mart tarihli yazıda Ağbal faizle ilgili şöyle demişti: “Ocak ayında sıkı parasal duruşumuzu korurken bu duruşun uzun bir müddet sürdürüleceğini ve gerekirse ilave faiz artışı yapılabileceğini belirterek sözle yönlendirmede bulunduk. Bu süreçte yaptığımız açıklamalarda ise mevcut enflasyon riskleri karşısında bu yıl içinde faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamızın mümkün görünmediğini belirterek sözle yönlendirmemizi belirgin bir şekilde güçlendirdik.”
‘İrrasyonel deney’
Kavcıoğlu’nun yılın son enflasyon raporu sunumunda cari denge, kur ve enflasyon arasındaki ilişkiye dair söyledikleri kafa karışıklığına neden olmuştu. Kavcıoğlu, cari fazlanın sürdürülmesiyle uzun soluklu fiyat istikrarını yakalamanın mümkün olacağını, aynı zamanda cari denge sağlandığında kurun üzerindeki baskının da azalacağını dile getirmişti. Ancak ekonomistlere göre cari açığın kapanmasının kuru düşüreceğine dayalı bir ekonomik model bulunmuyor.
Mevcut modelde değersiz TL’nin ihracatçının yurtdışına satış yaparken elini güçlendireceği, içerde ise ithal ürünlere ilgiyi azaltacağı varsayımı var.
Erdoğan ise mevcut modeli, ‘yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikamız‘ olarak tanımlıyor.