MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Belma Kurdoğlu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelerle kısmi branş anlaşmasına son vermesinin tedavisi devam eden hastaları ciddi şekilde etkilediğini söyledi. Hastalar kamu hastanelerinden randevu almakta güçlük çekiyor, dolayısıyla ilaçlarını da ulaşamıyor.

SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Sözleşme ve Uygulama Daire Başkanlığı 27 Mayıs’ta yayınladığı duyuruda, özel hastanelerin hastalara hizmet vermede sınır getiren kısmi branş anlaşmasına son verdiğini ilan etmişti. 1 Haziran’dan itibaren kısmi branş sözleşmelerini fesheden kurum, hastanelere karar vermeleri için 7 Haziran’a kadar süre tanımıştı.
Kısmi branş anlaşması bulunan 24 hastaneden, çoğu İstanbul’da 16’sı kurumla tüm branşlarda anlaşmak yerine sistemden çıkmayı tercih etti. Sadece sekiz hastane tüm branşlarda anlaşmaya gitti.
SGK’nın 875 kamu, 135 üniversite, 1419 özel hastane olmak üzere toplam 2 bin 429 hastaneyle hizmet sözleşmesi bulunuyordu. Karardan önce özel hastanelerin 24’ünün kısmi branşlarda anlaşması vardı.
Kısmi anlaşmada kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi, doku organ nakli, acil ve hiperbarik oksijen tedavisi yer alıyordu. Sair branşlarda SGK geçmiyordu.
MHRS’den randevu alamıyorlar
Kurumun söz konusu kararı, tedavileri bu hastanelerde başlayan binlerce hastayı mağdur etti. Kamu hastanelerinde ciddi yoğunluk var. Merkezi sistem (MHRS) üzerinden randevu alamayan, hekime ulaşamayan ya da ulaşmakta güçlük çeken hastaların planlanmış tedavileri, kontrolleri ve ameliyatları aksıyor.
En büyük mağduriyeti kanser hastaları yaşıyor. Kanser hastaları ve yakınlarının tanı, tedaviyle ilgili ve sonraki süreçlerde karşılaşabilecekleri ihtiyaçlarına çözümler üretebilmeye çalışan Kanser Savaşçıları Derneği, her gün bu konuda hasta ve yakınlarından şikayetler alıyor.
Hastalar panik ve çaresizlik içinde
Kanserin hayatı tehdit eden önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Kurdoğlu, şunları dedi: “Hastalar uzun süren bu yolculukta hekimlerine güvenip, onlarla yola devam ediyor. Alınan kararla hastalar tedaviye başladıkları hekimlerden aniden ayrılmak zorunda kaldı. Bu da birçok hastamızın ifade ettiği gibi büyük bir paniğe ve çaresizliğe yol açtı.”
SGK desteği olmadan özel hastane ücretlerini karşılayabilecek maddi imkanları bulunmadığı için tedavi aldıkları hastane ve hekimleriyle yollarını ayırmak zorunda kalanlara, bu durumda izleyebilecekleri hiçbir yol haritası gösterilmedi.
‘30-40 gün sonrasına randevu alabiliyorlar‘
Başka tedavi merkezlerine yönlendirme yapılmadığı için hastaların kendilerini kimsesiz hissettikleri ve ne yapacaklarını bilmediklerini söyleyen Kurdoğlu, Diken’e şunları anlattı:
“Bu kararla birlikte tedavinin devam etmesi için gerekli ilaç reçeteleriyle ilgili sorunlar da hastalar tarafından yoğunlukla dile getiriliyor. Daha önce özel hastanede muayene ücretini ödeyen hastalar, hekimlerinin yazdığı reçeteleri SGK üzerinden alabiliyordu. Böylece hem kamu hastanelerinde fazladan yoğunluğa neden olmuyor hem de reçeteleri SGK üzerinden işlenebiliyordu. Karardan sonra bu hasta grubu da tedavileri için gerekli ilaçları yazdırmak amacıyla kamu hastanelerine akın etti. Ne var ki çoğu, bir hekimden ancak 30-40 gün sonrası için randevu bulabiliyor. Bu durum kanser tedavisinde uzun bir süre boyunca ilaçsız kalmak anlamına geliyor.”
Tüm bu süreçte hastayı muayene etmiş, tetkiklere ve tedavi sürecine göre reçete yazmış hekimin reçetesinin bir başka meslektaşı tarafından kabul edilerek tekrar yazılması gerekiyor.
Ancak hekimler, tedavinin ortasından hastayı devraldıkları için bu reçeteyi yazmakta sorun çıkarabiliyor. Reçetelerin bu şekilde tekrar yazılmaması halindeyse hastalar çok yüksek tutarlardaki ilaç bedellerinin tamamını ödemek durumunda kalıyor.
Kanser tedavisi Genel Sağlık Sigortası kapsamında da olsa ciddi maddi bir kayıp yaşanıyor. Kaldı ki yüksek tutarları, uzun süren tedavi süreci boyunca karşılayabilmek için hastaların servet sahibi olması gerekiyor.
‘Zaman, insan gücü ve ekipman israfı‘
Ayrıca, hasta yeni bir merkeze gittiği için hekim birçok testi yeniden yapmak ve tedaviyi sonuçlara göre yeniden planlamak isteyebiliyor.
Kurdoğlu, şöyle konuştu: “Bu durumda hasta büyük zaman kaybına uğrayarak tedavisine ara vermek zorunda kalıyor. Diğer taraftan tüm bu insan gücü ve ekipman kullanımı, SGK’ya da ayrıca bir yük oluşturuyor. Kaldı ki kanser gibi zorlu bir hastalıkla mücadele eden hastalar için hekim seçme kararının hastaya verilmesi son derece önemli. Alınan karar, hastaları düpedüz mağdur etti.”
‘Yatarak tedavi görenler de mağdur‘
Ayaktan hastalarda olduğu gibi yatarak tedavi edilen hastalarda da benzer mağduriyetler var.
SGK’nın bu konudaki uygulaması çelişkili. Hasta taburcu olurken hekimin verdiği istirahat raporu SGK tarafından kabul ediliyor. Ancak hekimin yazdığı reçete SGK tarafından ödenmiyor. Başka bir deyişle, kabul edilmiyor.
‘SGK hastaneleri belirlesin ve paylaşsın‘
Kurdoğlu, Kanser Savaşçıları Derneği’nin sorunun çözümü için taleplerini şöyle sıraladı:
- SGK anlaşmasını iptal etmiş özel hastane hastalarını kabul edecek kurum sözleşmesi olan ve onkoloji bölümü bulunan hastanelerin her bölge için belirlenmesi ve randevu bilgilerinin hastalar ile paylaşılması,
- SGK ile sözleşmesi bulunmayan özel hastanelerde çalışan hekimlerce kurum mevzuatına uygun yazılmış reçetelerdeki ilaç bedellerinin karşılanması,
- SGK ile sözleşmeli hastanelerde çalışan bazı hekimlerin (SGK anlaşmasız) de reçetelerindeki ilaç bedellerinin kurum tarafından karşılanması.
Sistemden çıkanlar büyük hastaneler
Öte yandan toplam 16 hastane SGK’yla kısmi branş anlaşmasını son vererek sistemden çıkmıştı:
Acıbadem Hastaneler Grubu: International Hospital ile Altunizade, Bakırköy, Kozyatağı, Maslak, Şinasi Can hastaneleri çıktı. Fulya ve Taksim hastanelerinin zaten anlaşması yoktu. İstanbul dışındaki illerde hizmet veren hastanelerinin hepsi şu anda SGK’yla anlaşmalı.
Florence Nightingale Hastaneler Grubu: Kadıköy, Ataşehir ve Gayrettepe hastaneleri sistemden çıktı. Sadece İstanbul hastanesinin kalp ve damar cerrahisinde anlaşması devam ediyor.
Liv Hastaneler Grubu: Ulus ve Vadi hastaneleri sistemden çıktı.
Anadolu Sağlık Merkezi: Sistemden çıktı
Bayındır Hastaneler Grubu: Seyitözü, İçerenköy ve Kavaklıdere hastaneleri sistemden çıktı.
Güven Hastanesi: Sistemden çıktı.