CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘kayyım rektörü’ Mehmet Naci İnci’nin şikayetiyle tutuklanan ve 94 gündür cezaevinde bulunan öğrenciler Berke Gök ve Perit Özen’in aralarında bulunduğu 12 öğrenci bugün hâkim karşısına çıktı.
Hâkim Talip Ergen, Gök ve Özen’in yurtdışı çıkış yasağı ve haftada bir gün karakola imza verme şartıyla tahliye edilmesine karar verdi.
İstanbul 22’nci Asliye Ceza Mahkemesi, davada yargılanan öğrencilerin sayısının fazla olması nedeniyle duruşmayı İstanbul 40’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptı.
HDP’li milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Hüda Kaya, CHP’li milletvekilleri Özgür Özel, Aykut Erdoğdu ve Ali Mahir Başarır’ın izlediği duruşmaya, tutuklu öğrenciler Berke Gök ve Perit Özen Silivri Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Öğrencilerden şikayetçi olan Naci İnci, şoförü ve özel güvenlik görevlileri ise duruşmaya katılmadı, onları avukatı temsil etti.
‘Okuldan çıkarken polisler üstüme çullandı’
Duruşmada ilk söz hakkı Fizik bölümü öğrencisi Berke Gök’e verildi. Gök, şunları söyledi:
“Olay günü telefonuma gelen mesajda Anadolu Ajansı’nın bir linki vardı. Haberde Recep Tayyip Erdoğan bana ‘terörist’ diyordu. Sonrasında susmayan telefon sesi… Arkadaşlarım büyük ihtimalle tutuklanacağımı söyledi. Okulda sivil polisler beni takip ediyordu. Bu sırada arkadaşlarım gözaltına alınmaya başlamıştı bile. Okuldan çıktığımız anda üstümüze çullandılar. Gözaltına alındığımda darp raporu için hastaneye götürüldük, üç hastane gezdirildik. Hastaneden sonra ters kelepçe takıldı. Psikolojik ve fiziksel işkenceler, tehditler, emir vermeler, yemek vermemeler, hasta olunca verilmeyen ilaçlar, olmayan sıcak su, verilmeyen kitaplar, geç verilen ders notları, asla işleme alınmayan dilekçeler… Anlatmakla bitmez.”
‘Okulda bir vandal varsa o ben değilim’
Gök’ten sonra Perit Özen savunma yaptı. Özen ise şunları aktardı:
“Bizim amacımız üniversitenin özerk ve demokratik bir yapıya kavuşması. Olayın gerçekleştiği gün 4 Ekim 2021’di. O gün okula gittim, orada zaman geçirdikten sonra Naci İnci’nin rektörlükten çıkış yaptığını gördüm. Biz de öğrenciler olarak kendisine tepki gösterdik. Bu nadir bir olay değildi. Sonra evime gittim. Ertesi gün okula gittim. Okuldan çıkmadan önce bir haber gördüm. Erdoğan hakkımızda açıklama yapmıştı. Okuldan çıkış yaptıktan sonra etrafımı bir anda 10 erkek çevirdi. Arabaya binmemi istediler. Sebebini sorduğumda ‘Söylemek zorunda değiliz’ dediler. Karakolda dört saat ters kelepçeyle bekledim. Vatan Emniyet’te kargacık burgacık bir fotoğraf gösterdiler ben olduğumu söyleyerek. Ertesi gün de tutuklanarak cezaevine kondum. O gün dersler başlıyordu.
Olay günü alanda özel güvenlik görevlileri vardı. Beni oradan gitmem için uyarmadılar. Naci İnci’nin arabasına binmesine engel olmadım. Aracın orada arbede çıktığında da zaten 5 metre arkadaydım. Bilinçli olarak görevi yaptırmamak için kasti bir davranışta bulunmadım. İddianame geldiğinde ‘kara ulaşım araçlarını kaçırma’ suçlamasını görünce epey şaşırdım, sabaha kadar güldüm.
‘Ben vandal değilim’
Naci İnci bana ‘vandal’ demiş. Bu kişi düzenli olarak güvenlik görevlilerini öğrencilerin üstüne salan, hocalarımızı okula almayan bir kişidir. Okulda bir vandal varsa o ben değilim.
Hal böyleyken tutukluluğum siyasidir ve cezalandırmaya yöneliktir. Mücadele etmeye devam ettik, suç işlemedik. Bizler yalnızca eğitim hakkı gasp edilmiş, dayak yiyen, akıllı öğrenciler değiliz. Bizim bir mücadelemiz var. Bizim kayyımlar gibi önünde el pençe divan durduğumuz efendilerimiz yok.”
‘Makam aracı öğrencilerin üstüne sürüldü’

Tutuksuz yargılanan öğrenciler de üstlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini ve haklarındaki adli kontrol uygulamasının kaldırılmasını talep etti.
Öğrencilerin avukatlarından Burçin Şahan, İnci’nin makam aracının öğrencilerin üstüne sürüldüğünü söyleyerek, dosyada şikayetçi olarak bulunan özel güvenlik görevlilerinin öğrencileri darp ettiğini ifade etti.
Savcı da tahliye istedi
Öğrencilerin diğer avukatlarının da beyanından sonra duruşma savcısı görüşünü açıkladı.
Savcı, Berke Gök ve Perit Özen’in tutuklulukta geçirdikleri sürenin göz önünde bulundurularak haklarında tahliye kararı verilmesini talep etti.
Hâkim de bu yönde karar vererek tutuklu öğrencilerin tahliye edilmesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 21 Mart’ta yapılacak.
Kararın açıklanmasından sonra şikayetçilerin avukatı söz aldı ve müvekkillerini tanıttı. Avukat, “Suç tarihinde yaşanan olaylar konuşulur ama müvekkillerimin başarısı ve üniversitenin başarısı şu an zedelenmiştir” dedi ve davaya katılma talebinde bulundu.
Ne olmuştu?
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, üniversitede akademik takvimin başlamasına bir hafta kala online eğitim kararı almış, akademisyenler ve öğrenciler bu kararı 4 Ekim 2021’de Güney Kampüs’te protesto etmişti. İnci, 5 Ekim’de ‘tehdit’, ‘hakaret’, ‘kamu malına zarar verme’, ‘görevi yaptırmamak için direnme’ ve ‘2911 sayılı Kanun’a muhalefet etme’ suçlamalarıyla soruşturma ve kovuşturma başlatılması için şikayette bulundu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir gün sonra 2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’nde Boğaziçili öğrencileri hedef göstererek ‘terörist’ dedi. Bu açıklamadan bir gün sonra Berke Gök ve Perit Özen tutuklandı.
Öğrenciler hakkındaki iddianame Aralık 2021’de hazırlandı. İnci’nin ‘mağdur’, iki özel güvenlik görevlisi ile İnci’nin şoförünün ‘şikayetçi’ sıfatıyla yer aldığı iddianamede öğrencilere ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘görevi yaptırmamak için direnme’, ‘kamu malına zarar verme’ ve ‘kara ulaşım araçlarını kaçırma ve alıkoyma’ suçlamaları yöneltildi.