Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, bankacı ve ekonomistlerin iktisadi gerekçelerle açıklamakta zorlandığı Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini yorumladı: “Ülke ekonomilerinin iyi hale gelebilmesi için siz kendi coğrafyanıza, toplumsal yapınıza, ülke içi dinamiklere göre kararlar almak zorundasınız.”
Merkez Bankası (MB) enflasyondaki yükselişe rağmen eylülde 100 baz puanla başladığı faiz indirimlerine 200 ve 100 baz puanlık indirimlerle devam etti. Dünkü son faiz indirimi ile birlikte yüzde 20’lere dayanan resmi enflasyona rağmen politika faizi yüzde 15’e kadar düştü.
Geleneksel ekonomi teorilerinde, faizlerin yüksek tutulmasının enflasyonu aşağı çekme ve ülkenin para birimini güçlendirme yönünde etkisi olacağı düşünülüyor. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan enflasyonu düşürmek için faizlerin indirilmesi gerektiği konusunda ısrarcı tutumunu sürdürüyor.
Merkez Bankası’nın (MB) sert faiz indirimlerine gitmesi ve faiz indirimlerine devam edileceği yönündeki beklenti ise TL’nin dolar karşısındaki değer kaybına yol açan önemli etkenler arasında gösteriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan, TL’deki hızlı erime karşısında sessiz kalmakla suçlanırken, yardımcısı Nureddin Nebati bugün MB’nin faiz indirimlerinin arkasında durdu.
Nebati’nin değerlendirmeleri şöyle: “Faiz baskısını azaltacak tedbirler aldık ve faiz baskısının azalmasıyla beraber attığımız her adımla güçlenerek yolumuza devam edeceğiz.”
“Bize öğretilmiş temel bir şey var, ‘Efendim faiz, manşet enflasyonun üstünde olması lazım…’ Acaba dünyada bize manşet enflasyonun üzerinde faiz uygulayın diyenler, hangi oranları kullanıyorlar? Enflasyonun üzerinde mi altında mı? Öğretilmiş bir şey var. Bunu yapacaksınız, tamam yaptık. Ama şimdi diyoruz ki biz geçen yıl aldığımız tedbirlerle bu ülkeyi ayakta tuttuk ve dünyadan pozitif bir şekilde farklılaştırdık. O zaman şimdi aldığımız tedbirlerle de Türkiye’yi farklı bir noktaya götüreceğiz. Çünkü dünya bir kıskaç altında. Emtia fiyatları yükseliyor, nakliye fiyatları yükseliyor. Gıda arzında problem var, kuraklık var. Dolayısıyla da bunların idame ettirilebilmesi, ülke ekonomilerinin iyi hale gelebilmesi için siz kendi coğrafyanıza, toplumsal yapınıza, ülke içi dinamiklere göre kararlar almak zorundasınız.
‘Bir altyapısı, karşılığı var’
Birilerinin uyguladığı, birilerinin öne sürdüğü, ülkenin iç dinamikleri ve dışsal koşulları göz ardı edilerek ortaya koymuş olduğu önerileri adeta bir şartmış gibi, değiştirilmemesi gereken bir kuralmış gibi bize öğretenlere diyoruz ki ‘Biz yeni bir şey söylüyoruz. Bu yeni söylediğimiz şeyin de bir altyapısı var, karşılığı var.’ Bizim için önemli olan birilerinin ne söylediği değil. Ekonomiyi canlı tutmak, işverenlere bereketli bir kazanç sağlamak, çalışanların da çalışma azmini yitirmeyecek şekilde işlerine gitmesini sağlamaktır. “
İşverenlerle de görüşmeler yaptıklarını aktaran Nebati şöyle devam etti: “Fabrikalar çarklarını döndürüyor, işler yolunda devam ediyor. Döviz fiyatları yükseldi, bunun elbette ki bir etkisi olacaktır. Ama biz bu etkileri giderecek her türlü tedbiri alıyoruz ve Türkiye’de özellikle enflasyondan etkilenecek olan sabit gelirlerle ilgili de çalışmalar devam ediyor ve bu çalışmaların neticesinde de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da enflasyonun üstünde gelir sağlayıcı tedbirler alacağız.”
Sıradışı kabul edilen ekonomi görüşü
Erdoğan’ın da savunduğu düşük faizin düşük enflasyon getireceğine dair görüş, 19’uncu yüzyılın sonları ve 20’nci yüzyılın başlarında yaşamış olan ekonomist Irving Fisher’ın geliştirdiği bir teoriye dayanıyor. Ancak bu yaklaşım geleneksel kalıpların ötesine geçen ve sıra dışı kabul edilen bir ekonomi görüşü olarak kabul ediliyor.