CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
HDP İzmir İl Başkanlığı’nı basarak Deniz Poyraz adlı çalışanı öldüren Onur Gencer’in Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği 17 sayfalık ifadeye Diken ulaştı. Saldırıyı planlı ve soğukkanlılıkla yaptığı anlaşılan Gencer bir yandan da ‘yalnız kurt’ imajı çizmeye çalışıyor. İfadenin bütününde polisin, Gencer’in bağlantılarını ortaya çıkaracak sorulara yoğunlaşmadığı dikkat çekiyor.
Meslek lisesinden Suriye görevine… İyi ama nasıl?
Gencer, Torbalı Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nden 2013 yılında mezun olmuş. Önce Van Çatak Devlet Hastanesi’nde acil tıp teknisyeni olarak çalışmış. 2016’da İzmir Kemalpaşa Devlet Hastanesi’ne tayin olmuş. Askerliğini tecil etmiş, pandemi nedeniyle tecili bozamamış.
Hastanede çalışırken dilekçeyle müracaat ederek Ocak 2020’de Suriye’nin Münbiç kenti yakanlarındaki HACCAC üssünde geçici olarak -bir aylığına- görevlendirilmiş. 7 veya 8 Ocak’ta göreve başladığını söyleyen Gencer, 8 Şubat 2020’de dönmüş.
Gencer’in dilekçeyle nereye başvurduğu sorulmamış. Göreve nasıl, kim tarafından seçildiği, Sağlık Bakanlığı’nın böyle bir görevlendirme yapıp yapmadığıyla ilgili hiçbir soru sorulmamış.
Görev yeri sürekli olarak değişmiş… Neden?
Gencer, ‘sınırötesi görevi’nden döndükten sonra tekrar Kemalpaşa Devlet Hastanesi’ndeki görevine başlamış. Bir müddet izin kullandıktan sonra, 1 Mart 2020 itibariyle, geçici olarak Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nde görevlendirilmiş. Burada üç ay kadar çalışmış. Sonra Konak İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde Haziran, Temmuz ve Ağustos 2020 itibariyle üç ay görevlendirilmiş, yani burada da geçici olarak çalışmış. 12 Ağustos 2020’de annesinin vefatı nedeniyle bir haftalık ölüm izni, ardından 20 gün daha izin kullanmış. 9 Eylül 2020’de tekrar Kemalpaşa Devlet Hastanesi’nde görevlendirilmiş. Burada bir iki hafta çalıştıktan sonra geçici olarak Karaburun Devlet Hastanesi’nde görevlendirilmiş.
Gencer’in anlatımında dikkat çeken bir diğer ayrıntı, görev yerinin sıklıkla değişmesi. Ancak polis, Gencer’e bu görev yeri değişikliklerinin nedenini sormamış.
‘Torba’ soru
Bir keresinde yeşil reçeteli bir kutu ilaç kaybolduğu için hakkında tutanak tutulmuş. Suçlamayı kabul etmemiş. Anlatımına göre acil servis başhemşiresi ve başka bir sağlık çalışanı suçu üstlenmesi yönünde üzerinde baskı kurmuş; sağlık çalışanı kendisini, ‘Siverekli kalabalık bir aile olduğunu’ söyleyerek korkutmuş; başhekim de kendisini tehdit etmiş. Bu durumu Ekim 2020’de İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne ve Menderes başsavcılığına bildirmiş, ancak bir sonuç alamamış. Savcılığın takipsizlik kararı vermesi üzerine, ‘kendisine ve ailesine yönelen tehditle ilgili güvenliğini ve adaleti kendisinin sağlamasına yönelik düşüncelere kapılmaya başlamış.’
Dahası Siverekli sağlık çalışanını pompalı tüfek ve bıçakla öldürmeye niyetlenmiş: “Daha sonra böyle büyük bir intikamı Y.Z. gibi nispeten vasıfsız biri yerine daha güçlü birinden almam, yani daha büyük bir aile, daha büyük bir çete reisi veya daha büyük bir grubu düşünerek kendime İzmir Gültepe’deki uyuşturucu çetesini hedef olarak seçtim. Sonrasında istihbaratımın yetersiz olması yani çete reisi veya şahısları tespit noktasında yetersiz kalacağımı anladığımdan hedef değiştirdim.”
Gencer ifadesinde ‘istihbarat’, ‘dış keşif’, ‘iç keşif’ gibi pek çok güvenlik terimi kullanmış. Bu durum polisin dikkatini çekmiş ancak tüm bunları ‘torba’ bir soruda yöneltmiş. O da ‘bu terimleri Suriye’de geçici görev sırasında öğrendiğini‘ söylemiş. Gencer’e istihbaratı nereden sağladığı ya da ona bu konuda kimin yardım ettiği de sorulmamış.
Yılbaşında eylem yapacakmış… Kime, hangi silahla?
Gencer’in İzmir çapında araştırmaları devam etmiş ve ‘PKK’ya para yardımı yapan İzmir’deki büyük aileleri tespit etmeye çalışmış‘. İki büyük aile belirlemiş. Anlatımına göre bu aileleri ‘Instagram hesabı üzerinden HDP’yi övücü mahiyette ve keleşli fotoğraflar paylaştığı’ için seçmiş.
31 Aralık 2020 gecesi seçtiği ailelerden birinin kömür firmasını arayarak gelip kömür alacağını söylemiş. Gencer, planladığı saldırıyı şöyle anlatıyor: “Temin ettiğim pompalıyla saldırıyı gerçekleştirmeye karar verdim. Sonra yılbaşı sebebiyle erken kapatacaklarını öğrendim. Araya dört gün girmesi benim tekrar yeni bir hedef belirlememe etken oldu. Eğer o gün aradığım işyeri açık olsaydı ve ben yetişebilseydim onlara karşı pompalı silahla saldırı eylemine karar vermiştim.”
Polis, bu ailenin kim olduğunu, Gencer’in pompalı tüfeği nereden veya kim aracılığıyla temin ettiğini sormamış.
60 bin TL kredi çekmiş… Nasıl ödedi?
Gencer, saldırıda kullandığı tabancayı İzmir’de Kızlarağası mevkiinde bir silah bayisinden almış. Silaha toplamda 3 bin 500 TL ödemiş. Polis, burada Gencer’e maddi imkanı kim veya kimlerin sağladığını sormuş. Gencer’in yanıtı şöyle: “Ocak 2021’de Yapı Kredi Bankası Gaziemir şubesinden birinde 50 bin TL küsürlü, diğerleri ise 1000 ile 5 bin TL gibi dört parça halinde toplamda 60 bin TL kredi kullandım.”
Gencer’in harcamaları bununla da kalmamış. Anlatımına göre planladığı saldırının ‘hayatını bitireceğini’ bildiği için ‘çocuksu heves’ diye nitelendirdiği bazı harcamalar yapmaya başlamış. İzmir’i helikopterle turlamayı bile düşünmüş ancak kirasının 30 bin TL olduğunu öğrenince vazgeçmiş.
Ege Palas Otel, Kaya Termal Balçova ve Movenpick Otel’de kalmış. Otel harcamaları günlük 1500 TL’yi bulmuş. Sonra corona virüsünü kapmış ve ‘bu duyguları tamamıyla kuvvetlenmiş, fazlasıyla tetiklenmiş‘.
Gencer, babasına Şubat 2021’de 15 bin TL emanet etmiş, babası da bununla altın almış. Nisan 2021’de ücretsiz izinde olduğu sırada bu altınları almış ve bahsettiği harcamaların bir kısmını altınları bozdurarak yapmış. Bu paranın kısa sürede bittiğini söyleyen Gencer, daha önce 40 bin TL’nin bu şekilde bittiğini anlatmış.
Polis, Gencer’in çektiği 60 bin TL kredinin geri ödemelerini nasıl yaptığını sormadığı gibi, bahsettiği 40 bin TL’nin de kaynağını sorgulamamış. Kaldığını belirttiği otellerde yalnız olup olmadığını, orada biriyle görüşüp görüşmediğini de sormayan polis, Gencer’in bu otellerde kaldığı günlere yönelik güvenlik kamerası kayıtlarını bile almamış.
Eğitim yeri belli… Alican kim?
Polis, Gencer’e saldırının hazırlık aşamasında eğitim aldığı kişi veya kişiler olup olmadığını, ne tür silah eğitimi aldığını sormuş.
Gencer şunları söylemiş: “Tabanca atışına dair hobim vardır. 2016 yılından beri fırsat buldukça atış yapmaya giderim. Çiğli’de Ege Özel Güvenlik isimli güvenliklerin eğitildiği poligon ve Kemalpaşa’da Poligon İzmir isimli atış poligonuna gidiyordum. Şubat 2021 olarak hatırladığım tarihte iki günlük ders için toplamda 2 bin 500 TL ödeyerek silah taktik eğitimi aldım. Eğitimi bana Alican isimli şahıs verdi. Eğitimi Kemalpaşa’daki Poligon İzmir isimli poligonda aldım. Bu eğitimde sütre arkası atış, yürürken atış, oturarak atış, ayakta atış, silah çekme, hızlı kur-at ve güvenli atış tekniği yani atış parmağının korkuluk üzerinde durması öğretildi. Aldığım eğitim tamamen ticari olarak kendileriyle para karşılığı anlaşarak aldığım eğitimdir. Kesinlikle bir örgüt veya oluşum adına bana verdikleri bir eğitim değildi. Eğitimleri de ne amaçla istediğimi sorduklarında hobim olduğunu söyledim ve attığımı vurmak adına bu eğitimi istediğimi söyledim. Daha önceden de silaha merakımdan gidip atış yaptığımı bilen kişiler olarak, silahla atış yapmaya olan düşkünlüğümü bildiklerinden başka bir şey sormadılar. Benim bu saldırıyı planladığımdan bilgileri yoktur.”
Poligon İzmir’i arayıp Alican isimli kişiyle görüşmek istediğimizde, bu kişinin orada tanınan biri olduğu anlaşıldı. ‘Yetkili kişilerin konuyla ilgili bizi arayacağı‘ yanıtını aldık. ‘Polisin oraya herhangi bir operasyon düzenleyip düzenlemediği‘ sorusunun yanıtını da alamadık.
Önceki vukuat… Neden dosyada yok?
Gencer, silah eğitiminden bahsederken başka bir bilgi de vermiş.
Kasım 2020’de yakalandığını söylüyor. O sırada üzerinde Akıncılar Taktik isimli silah dükkanından 2 bin 969 TL’ye aldığı av tüfeğinin fişi olduğunu da eklemiş. Gencer’in yakalandığını söylediği olay bir yaralama vakasıymış. Ancak bu dosya Deniz Poyraz’ı katletmesiyle ilgili dosyada yer almıyor.
Saldırı anı: Polis çantayı nerden biliyordu?
Gencer, saldırının ardından elinde kan olduğunu fark etmiş: “Elimdeki terörist kanını yıkamak için üst kata doğru yöneldim. En üst kata kadar nefes nefese, bacaklarım gergin vaziyette çıktım. Çıktığım katlarda elimi yıkamak için ofislerden izin istedim. Kimse kapıyı açmadı. En üst kata çıktığımda orada dinlenirken akan kanın kendi kanım olduğunu fark ettim ve bunun üzenine yıkamaya gerek olmadığını düşündüm.”
Gencer, katı dağıttığı ve her odanın kapısını açtığı için muhtemelen tuvaletin nerede olduğunu da görmüştü. Ancak polis ona elini neden il başkanlığında yıkamadığını sormamış.
İşhanının en üst katında dinlenirken WhatsApp’tan bir arkadaşıyla konuştuğunu söyleyen Gencer, sonra aşağı inmiş. İşhanından çıkarken polisler orada bulsun diye silahı belinden çıkarıp çantaya koymuş.
Burada polisin Gencer’i yakaladığı anın videosunu hatırlayalım. “İsmin ne abicim” diye sorulduktan sonra bir polis çantanın nerede olduğunu soruyordu. Polis, Gencer’i binaya girerken görmediyse elinde çanta olduğunu nereden biliyordu? Dahası Gencer’in silahı taşıdığı siyah çantanın içinde neler bulunduğuna dair bir tutanak da tutulmamış.
Kiminle yazıştı?
Gencer’e sorulmayan sorular soruşturmanın eksikliğine de işaret ediyor. Bu nedenle Deniz Poyraz’ın ailesinin avukatları savcılığa dilekçeler sunarak soruşturmanın derinleştirilmesini talep etti. Avukatlar yaklaşık 40 talebin yerine getirilmesini istedi.
Avukat Türkan Aslan’ın verdiği bilgiye göre dosyada Gencer’in mayıs ayından bu yana hangi silahın eline daha uygun olduğuyla ilgili bir kişiyle yazışmaları da bulunuyor.