AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Öğretmenler, kendilerine dayatıldığını söyledikleri meslek kanununu istemiyor. Çünkü bu kanunun, sorunlarını çözmek bir yana daha başkalarını ortaya çıkardığını belirtiyorlar.
Öğretmenlere vadedilen iyileştirme için de ‘Ali Cengiz oyunu’ benzetmesi yapılıyor.
Öğretmenlerin maaşı açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının çok altında. Yani geçinemiyorlar. Bu nedenle hepsi bir iyileştirme bekliyor. Ama bu kanunla söz konusu ‘iyileştirme’ için ‘sınav’ dayatılıyor.
Diken’e konuşan sınıf öğretmeni Derviş Erdem şunları söyledi: “Aslında öğretmenlerde bir iyileştirme yapmayı düşünüyorlar, kamuoyunda öyle bir algı yaratacaklar. Ama herkese değil. Sınavla eleyecekler.“

Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda şubatta kabul edilerek yasalaşmıştı. Buna göre öğretmenlik mesleği, aday öğretmenlik döneminden sonra ‘öğretmen’, ‘uzman öğretmen’ ve ‘başöğretmen’ olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılacak. Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı alanlara her unvan için ayrı ayrı olmak üzere bir derece verilecek.
Uzman öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatı yüzde 20’den yüzde 60’a, başöğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatıysa yüzde 40’tan yüzde 120’ye yükseltilecek. Birinci dereceli kadroda görev yapan öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkarılacak. Bu madde, 15 Ocak 2023’te yürürlüğe girecek.
‘Sınavın mesleki gelişime katkısı yok’
Bu meslek kanunu sendikalara sorulmadan hazırlandı. Öyle ki kanun tasarı halindeyken bile ne öğretmenler ne de sendikalar bir şey biliyordu. 1 milyon 200 binden fazla öğretmeni etkileyecek bu kanunun detayları yasalaşınca ortaya çıktı.
Yasanın detayları tartışılırken, seçim meydanlarında öğretmenlere ‘müjde’ diye açıklanan 3600 ek gösterge sözü pek gündeme gelmedi.
Aynı zamanda Eğitim-Sen Bursa şube sekreteri de olan Erdem bunun sadece 1’inci derecenin 4’üncü kademesindekilere verildiğini söyledi: “Onu da kabul etmediğimizi söyledik.”
Öğretmenler Milli Eğitim bakanınına da tepkili: “600 binden fazla öğretmen başvurdu bu sınava, daha ne istiyorsunuz gibi kamuoyunda bir algı yaratmaya çalıyor ama bu uzmanlık öğretmenliğinin eğitime, öğretmenin mesleki gelişimine dair nasıl bir katkısı olacağına dair tek bir kelime söyleyemiyor. Çünkü yok öyle bir şey.”
‘Herkese iyileştirme olmayacak’
600 bin başvurunun altındaki asıl neden öğretmenlerin aldığı maaş. Geçinemiyorlar. Mesleğe yeni başlayan bir öğretmen 8 bin 700 TL maaş alırken 30 yıllık bir öğretmenin aldığı maaş yaklaşık 11 bin TL.
TÜRK-İŞ verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk sınırı 24 bin 185 TL. Açlık sınırıysa 7 bin 425 TL.
Yani öğretmenler açlık sınırına yakın maaş alıyor.
Hepsi iyileştirme bekliyor.
Erdem iktidarın bu kanunu getirmedeki asıl amacını şöyle açıkladı: “Aslında öğretmenlerde bir iyileştirme yapmayı düşünüyorlar, kamuoyunda öyle bir algı yaratacaklar. Ama herkese değil. Sınavla eleyecekler. Bütün öğretmenlere iyileştirme yapmak yerine bir kısım öğretmenlere iyileştirme yapmak amaç. Aynı işi yapacağız aynı dersi yapacağız ama bir arkadaşım 3 bin-5 bin lira benden fazla alacak. Ki o miktar da net değil. Şimdi 5 bin deniyor. Aynı işi yapanlar farklı maaş alacaklar. Milli Eğitim bakanı ‘Bu sınava girmek zorunlu değil neden bu kadar ayağa kalkıyorsunuz’ diyor. Zorunlu değil de 3 bin liralardan 5 bin liradan bahsediyorsunuz. Geçinemiyoruz. Arkadaşlarımız o nedenle başvurmak zorunda kaldılar.”
5 bin TL zamla bile yoksulluk sınırının altında kalacak öğretmen maaşları.
Hem öğretmenlerin hepisine iyileştirme olmayacak hem de sınavla seçilen öğretmenlere yapılan iyileştirme de öğretmenler için yeterli olmayacak.
Erdem öğretmenlere dayatılan sınav için şunları söyledi: “Öyle garip bir sınav ki 100 soru var. Hiçbir farklılığı yok. Aynı sınavdan geçer not alan resim öğretmeni uzman resim öğretmeni, matematik öğretmeni de uzman matematik öğretmeni olacak.Böyle bir uzmanlık dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görülmüş değil. Hepimiz zaten aldığımız eğitimlerle alanımızda uzmanız.”
‘Geçinemedikleri için ek iş yapıyorlar’
Özel kurumlarda çalışan öğretmenler asgari ücret seviyesinde maaş alıyor. Hatta birçoğu daha az alıyor. Bu nedenle ek iş yapmak zorunda kalıyorlar. Devlet kurumlarında çalışan öğretmenlerde de benzer bir durumun olup olmadığını sorduk, “Ek iş yapıyorlar mı?”
Şöyle yanıtladı Erdem: “Dışarda farklı işlerde çalışmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Mecburen kurs yapmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Sınavlarda görev almak için uğraşan arkadaşlarımız. Arkadaşlarımız geçinemediği için ek iş olarak ne buluyorsa yapıyor inanın. Sürekli kredi kartının birinden alıp diğerine yatırıyor. Diğerinden alıp öbürüne yatırıyor.”