AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
aysegul_kasap
Türkiye’de asgari ücret 5 bin 500 lira. Ama özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde, bahçe katı 50-60 metrekare evlerin bile kirası 5-6 bin liradan başlıyor.
Bu nedenle birçok öğretmen kırsala tayin istemeye başladı. İstanbul’da sadece bir okuldan 16 öğretmen gitti. İktidar bu açığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışıyor ama onlara da ‘müjde’ diye sunduğu maaş asgari ücret.
Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerinse durumu daha kötü. Hemen hemen hepsi asgari ücret bandında maaş alıyor. Enflasyonun bu denli yüksek olduğu ortamda bırakın geçinmeyi, barınmaları bile çok zor.
Özel Sektör Öğretmenler Sendikası Başkanı Eren Edebali “Borçla, kredi kartıyla geçinmeye çalışan, gittikçe daha çok borcun içine doğru sürüklenen bir öğretmen kitlesi var” dedi.
Diken’de konut fiyatlarındaki artışı anbean takip etmiş, bu krizden etkilenen kesimleri de yazmıştık. Son zamanlarda hem Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı hem de onlara yakın medya kuruluşları tarafından “Kira balonu patladı” iddiaları öne atılmaya başlamıştı. Ama piyasadaki kiralara baktığımızda değişen bir şey yok.
‘İstanbul’da ciddi öğretmen açığı var’
Zaten geçinmekte zorlanan öğretmenler barınma kriziyle de karşılaşınca tayin isteyerek şehir değiştirmeye başladı.
Çünkü oturdukları evlerde ev sahipleri ya kiralara fahiş zam istedi ya da “Evden çıkın” dedi.
Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Çayan Çalık, İstanbul’da sadece bir okuldan 16 öğretmenin bu nedenle gitmek zorunda kaldığını söyledi. Şimdi yerine atanan öğretmenler de barınma sorunuyla karşı karşıya: “Tek başına bir yerde ev tutup geçimini sağlaması da mümkün değil. Ya üçlü dörtlü şekilde birlikte eve çıkacaklar. Kendi hayatlarını kurma hayaliyle işe başlayanlar yine öğrencilik yıllarından alıştıkları kolektif hayata devam etmek zorunda kalacak. Ciddi öğretmen açığı var İstanbul’da.”
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu açığı ücretli öğretmenler üzerinden çözmeye çalışıyor. Hatta ücretli öğretmenleri teşvik edebilmek için bakanlık asgari ücret altında kalan maaşların da asgari ücret bandına çıkacağını ‘müjde’ olarak vermişti.
“25 bin liradan aşağıya ücret almamalı’
Çalık bakanlığın bu ‘müjde’sini şöyle yorumladı: “Bu haber bakanlığın istifasını gerektiren bir durum. İnsanları asgari ücrette eşitleyecek şekilde öğretmenleri çalıştırarak öğretmenlerin verimli çalışmasını nasıl bekliyor? İnsanların gerçek sorunu insanca yaşam koşullarını elde etmek. Bugün barınma sorunuyla da karşı karşıyalar. İnsanca yaşam koşulunu elde edebilecekleri bir ücreti kendi hayatları, sağlıkları, sosyal kültürel giderleri için sürekli kaygı içerisindeki öğretmenin çoraklaşması kaçınılmaz. Mevcut enflasyonist sistemde öğretmenin 25 bin liradan aşağıya ücret almaması gerekir.”
Aktarılan bilgiye göre ücretli öğretmenlerin yüzde 50’si İstanbul’da başlayacak.
‘Bakanlık tayin isteyeceklerinin farkındaydı’
Çalık şunları söyledi: “Zaten MEB, hem temel ihtiyaçlar hem de kiralarda artan bu pahalılıkla beraber öğretmenlerin taşraya doğru tayin isteyeceğinin farkındaydı. Dolayısıyla buraya yüzde 50 oranında atamanın temel nedenlerinden biri bu. Daha önce öncelik öğretmen açığı olan doğu bölgelerindeydi. Bugün bu kontenjanın İstanbul’a ayrılmış olması yürüttükleri hem ekonomik programın çöküşü hem de yaşanan sıkıntıların hangi boyuta geldiğini göstermesi için yeterli bir sebep.”
Eğitim-Sen’e göre özellikle barınma krizinden çıkış için acilen lojman ve kira desteği politikalarının uygulanması gerekiyor.
Sağlık problemi nedeniyle Adana’dan İstanbul’a tayin isteyen bir öğretmen de kira sorunuyla karşı karşıya kalmış: “Mecbur kaldığı için İstanbul’a geldi. 10 bin liraya ev tutabildi. Karı-koca öğretmenler. Bir öğretmenin maaşı olduğu gibi kiraya gidecek.”
Özel kurumlardaki öğretmenler asgariye çalıştırılıyor
Devlet okullarında durum bu. Peki ya özel kurumlardaki öğretmenler? Onların durumu daha da kötü. Maaşları asgari ücret bandında. Yani İstanbul’da doğru düzgün kiralık bire evde oturabilmeleri bile mümkün değil. Bu nedenle ev tutarken şehir merkezinden uzaklaşmak zorunda kalıyorlar. Ki oradaki evler bile asgari ücret seviyesinde. Şehir dışında ev tutunca bir de yol masrafı ortaya çıkıyor. Bugün İstanbul’da aylık toplu taşıma kartının ücreti 602 lira. Asgari ücretin neredeyse beşte biri.
Özel Sektör Öğretmenler Sendikası Başkanı Eren Edebali karşı karşıya oldukları sorunu anlattı: “Özel eğitim kurumlarının sahipleri daha çok gelir elde edebilmek için öğretmenleri asgari ücretle ve yoğun mesailerle çalıştırıyor. Hayat pahalılığı ekonomik krizi düşündüğünüzde özellikle büyük kentlerde bu birçok şeyin yaşamsal maliyetlerinin artması demek. Ama özelde çalışan öğretmenlerin ücretleri bu pahalılığa göre revize edilmiyor.”
Zorla sözleşme feshi
Özel eğitim kurumlarında öğretmenlere bir yıllık sözleşme yapılıyor. Hatta Edebali’nin aktardığına göre bazı kurumlarda bu süre 10 ay: “Sırf iki ay maaş vermemek ve sigorta primi vermemek için haziranda istifaya zorlanıyorlar. Deniyor ki biz eylülde sizinle tekrar sözleşme yapacağız. Bu büyük bir kentte yaşam mücadelesi veren öğretmenler için büyük bir sorun.”
Özel kurumlardaki öğretmenlerin taban maaşı talebi var. Yani kamuda çalışan öğretmenlerle aynı ücreti almak. Ki o bile bu enflasyonist ortamda yeterli değil.
Şehir merkezlerinde 10 bin-12 bin lira bandında olan kiralık evlerde öğretmenlerin ev tutması çok zor: “Kent dışına çekilmeye başladılar. Bu da uzun yol, ulaşım saatleri ve masrafı demek. Başka bir yıpratıcı faktör. Borçla, kredi kartıyla geçinmeye çalışan, gittikçe daha da borcun içine doğru sürüklenen bir öğretmen kitlesi var.”