Londra’da resmi olmayan bağımsız bir mahkeme Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in, Sincan bölgesindeki Uygurlara ve diğer azınlık mensuplarına yönelik soykırım, insanlığa karşı suç ve işkenceden suçlu buldu.

Haziran 2020’de ünya Uygur Kongresi (DUK) Başkanı Dolkun İsa, Sir Geoffrey Nice QC’den Uygurlara, Kazaklara ve diğer Türk Müslüman halklara karşı ‘devam eden zulümler ve olası soykırım’ı araştırmak için bağımsız bir halk mahkemesi kurması ve bu mahkemeye başkanlık etmesi yönünde resmen talepte bulunmuştu. Bu talebin üzerine Uygur Mahkemesi 3 Eylül 2020’de kurulmuştu. İngiltere merkezli mahkeme avukatlar, akademisyenler ve işinsanlarından oluşuyor.
Mahkeme başkanı Sir Geoffrey Nice QC, bulguları sunarken yüz binlerce ve muhtemelen 1 milyon insanın herhangi bir adli bir gerekçe olmaksızın hapse atıldığını söyledi.
Çin ‘Siyasi saçmalık’ dedi
Ancak Çin bunu şiddetle reddediyor. Nitekim Pekin yönetimi, bağımsız mahkemenin kararı için, “Birkaç palyaço tarafından gerçekleştirilen siyasi bir saçmalık. Bu sözde mahkemenin hiçbir hukuki ehliyeti veya inandırıcılığı yok” dedi.
Uygurlara göre tarihi bir gün
DUK Başkanı Dolkun İsa ise mahkemenin kararından memnun olduklarını belirterek şöyle dedi: “Bu Uygur halkı için tarihi bir gün Bağımsız bir mahkeme tarafından verilen Uygur soykırımını teyit eden bu hüküm, aynı zamanda Uygur ve diğer hayatta kalan tanıkların yarı-yargısal bir merciye doğrudan kanıt sunma olanağını da temin etmiş olması, uluslararası kamuoyu tarafından daha geniş çaplı kabul görme yönündeki önemli bir gelişmedir. Bu, BM’ye ve 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olan tüm devletlere, devam eden bu soykırımı durdurmak ve işlenen suçların sorumlularını cezalandırmak açısından uluslararası hukuk kapsamındaki yasal ve ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri için bir başka acil hatırlatmadır.”
40’tan fazla uzman duruşmaları dinledi
Haziran, Eylül ve Kasım 2021’de duruşmalar yapıldı. Bu duruşmalarda mahkemenin uzmanları 500’den fazla tanığın ifadesini inceledi ve 30’dan fazla tanığın Çin’in baskıcı politikaları ve gözaltı kampları sistemi hakkındaki deneyimlerini dinledi. Mahkeme kararı, Doğu Türkistan’daki duruma ilişkin yüzlerce, binlerce sayfalık belgeden oluşan bir kanıt veri tabanına dayanarak verildi.
Tanıklar işkence ve tecavüzü anlattı
Tanıkların çoğu, toplama kamplarında sistematik işkence, tecavüz, zorla çalıştırma, kısırlaştırma ve kürtaja dikkat çekti. Bu açıklamalar, 20’den fazla uzman tanık tarafından daha da doğrulandı.
Dünya ‘soykırım’ olarak nitelendiriyor
Hem Biden hem de Trump yönetimlerindeki ABD dışişleri bakanlarının yanısıra bazı yabancı milletvekilleri ve parlamentolar, Uygurlara yönelik muameleyi soykırım olarak nitelendirdi.
Birleşmiş Milletler ve insan hakları grupları, başta Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıkların üyeleri olmak üzere 1 milyondan fazla insanın son yıllarda Sincan’daki geniş bir kamp sisteminde gözaltına alındığını tahmin ediyor.
Çin başlangıçta kampların var olduğunu yalanladı, ancak daha sonra bunların meslek merkezleri olduğunu ve aşırılıkçılarla mücadele için tasarlandığını söyledi. 2019’un sonlarında Çin, kamplardaki tüm insanların ‘mezun olduğunu’ söyledi.