HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Kobani davası devam ediyor. Davanın bugünkü duruşmasına DEVA Partisi ve CHP’den temsilciler de katılarak davayı takip etti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar duruşma öncesi konuşarak mahkeme heyeti için “Hukuktan değil iktidardan talimat alıyor” dedi.

6-8 Ekim 2015’te IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarının protesto edilmesi nedeniyle HDP’li siyasetçiler hakkında açılan Kobani davası devam ediyor.
Aralarında HDP’nin eski eş genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve yöneticilerinin de bulunduğu 108 kişinin yargılandığı davada siyasetçiler için 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Davanın bugünkü duruşmasına HDP Eş Genel Başkanı Sancar’la birlikte DEVA Partisi’nin kurucular kurulu üyesi Tunahan Elmas, genel başkan yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, seçim işleri başkan yardımcısı Yusuf Şahin, CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve CHP Ankara İl Başkanlığı temsilcileri katıldı.
Duruşma öncesi cezaevi önünde konuşan Sancar, mahkeme heyetinin seçim yaklaştıkça gündemini buna göre ayarladığını söyledi. Heyetin hukuk yerine iktidardan talimat aldığını savunarak, eski mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın çete davasından yargılanmasını hatırlattı.
Yargılamada gizli tanıkların avukatlar ve yargılanan isimler olmadan dinlendiğini hatırlatan Sancar, mahkemenin savunma hakkını yok saydığını belirterek, “Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projesinin önemli bir parçasıdır” dedi.
Sancar özetle şunları kaydetti:
“Davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, savunma hakkı yok sayılıyor. Savunmaya imkân tanınmıyor, süreler çok kısaltılıyor. Böylece 3 bin 500 sayfalık iddianame 324 klasörden oluşan davada gerçek bir savunma yapılması imkânsız hale getiriliyor. Gizli tanık uygulamasının burada yeni bir örneğiyle karşı karşıyayız. Gizli tanık ancak istisnai başvurulacak bir uygulamadır ancak özel şartlar varsa bu yola gidilebilir. Oysa Kobani kumpas davasında gizli tanık uygulaması kural haline gelmiştir. Gizli tanık bile gizli dinlenebilir haline geldi. Hafta sonu mahkeme heyeti bir gizli tanığı yargılanan arkadaşlarımız ve avukatların bilgisi dışında dinledi. Gizli tanığı gizli dinleme operasyonuna da böyle bir yargılama hukukunda tanık olduk.
Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bunun ihtiyaçlarına göre
ayarlıyor. Yani hukuktan değil iktidardan talimat alıyor. Bunun çok açık örneğini geçen haftalarda
yaşadık. Bu yargılama için özel olarak atanan Bahtiyar Çolak uzun süre mahkeme başkanlığı yaptı,
ardından görevden alındı, ardından çete operasyonunda gözaltına alındı, ev hapsinde tutuldu. Bunun
yargılamanın hangi dinamikler, saikler ve hedeflerle yürütüldüğünü ortaya koyan açık bir durum
olduğunu kim gözden kaçırabilir? Bizim çağrımız; biz direnmeyi biliriz, her türlü hukuksuzluğa karşı
sözümüz var, bu sözü de her şart altında söyleriz. Tıpkı burada duruşma salonunda arkadaşlarımızın sözü, o hakikatin sözünü en etkili şekilde dile getirmelerinde olduğu gibi. Arkadaşlarımız hakikati dile
getiriyorlar, sözlerini en cesur şekilde söylüyorlar. Bizler, halkımız, her alanda hakikati söylemeye
devam edeceğiz.
Biliyoruz ki bu iktidarın da sonu yaklaştı. Bu hukuksuzluklara alet olanlar veya bilerek bu
hukuksuzlukları, adaletsizlikleri hayata geçirenler tarihte pek çok örnekte olduğu gibi bunun hesabını
gerçek anlamda adil mahkemeler önünde vermek zorunda kalacaklardır. Hukuksuz ve kanun emri
uygulamak onları suç işlemiş olmaktan kurtarmaz. Bu ülke bu düzene, bu anlayışa mahkûm değildir.
Yakın zamanda bu gidişata dur denilecektir. İlk seçimlerde bu iktidar gidecektir, bu iktidarın hukuksuzlukları, adaletsizlikleri de hem siyaseten hem de adil yargı önünde mutlaka hesaba
çekilecektir. O nedenle adalet mücadelesinde bir an bile duraksamaya gerek yok. Ama adaletsizliğe
bilerek ya da mecburiyetten alet olanlar kendilerini bir kez daha gözden geçirmelidir.”