CANAN COŞKUN / ALTAN SANCAR
HDP eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil 108 siyasetçinin Kobani eylemleri başta olmak üzere parti politikası sebebiyle yargılandığı dava bugün başladı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüttüğü dava Sincan Cezaevi Yerleşkesi’nde bulunan duruşma salonunda görüldü.
Diken duruşmayı blog olarak aktarıyor.
– Bir sonraki duruşma 3 Mayıs’ta yapılacak.
– Mahkeme, reddi hakim talebinin iletilmesi için Demirtaş, Yüksekdağ ve Tuncel’e süre verilmesine, diğer sanıkların ve avukatların reddi hakim talebinin ise bu aşamada reddine karar verdi.
-Yüksekdağ’dan sonra söz hakkı verilen Sebahat Tuncel, şunları söyledi:
“Bize rağmen kimlik tesiti yaptınız, iddianame okudunuz, şimdi buna adil yargılama mı diyeceksiniz? Hukuk maddelerini çok iyi biliyor olabilirsiniz. Ama hukukun bir de ruhu vardır. Hangi ruhla, hangi zihniyetle burada yargılama yapıyorsunuz? Asıl önemli olan budur.“
Yüksekdağ: “Öğleden sonra konuşulan hiçbir şeyi duymadım. Duruşma boyunca ekrana yazılar tuttum. Bütün uyarılarımıza rağmen derdimizi anlatamadık. Açık yargılama yapıyorsunuz, teknik sorunlar çözülemiyorsa bu bizim sorunumuz değildir. Duruşmanın ciddiyetiyle ilgili ciddi sorunlar var.”
-Demirtaş’tan sonra Figen Yüksekdağ’a söz hakkı verildi.
Demirtaş: “Reddi hakim talebim 14 madde şeklinde gerekçelidir. Yarın geniş zamanda değinmek istiyorum. Öğleden sonra salonda konuşulan hiçbir şeyi duymadım. Kameraya vurarak anlatmaya çalıştım. Hiçbir şey yapmadınız. Ne yaptığınızı bilmiyorum, bu yüzden tahmin yürütüyorum sadece.”
-Mahkeme başkanı, yargılanan siyasetçilerin reddi hakim talebinde bulunduğuna ilişkin dilekçelerin kendilerine ulaştığını söyledi ve sözü Demirtaş’a verdi.
-Saat 14:30’da başlayan iddianamenin okunması saat 18:15’te tamamlandı.
-Selahattin Demirtaş, “Söz talebim tutanağa geçsin, ara karar verilsin” yazılı kağıt tuttu. Demirtaş, “Siz hangi aşamadasınız, ne yapılıyor orada” diye sordu. Mahkeme başkanı da “Duruşma yapılıyor” diye yanıt verdi.
-Figen Yüksekdağ ekrana doğru bir kağıt tutunca söz hakkı verildi. Yüksekdağ, “10 dakika boyunca sizi ne görebildik, ne duyabildik” dedi. Sebahat Tuncel de bu yargılamanın heyetin hoşuna gidip gitmediğini sordu. İddianameyi artık sesi daha yüksek çıkan biri okuyor.
-Avrupa ve Amerika’dan gelen heyet duruşma salonundan ayrılarak HDP genel merkezine hareket etti. Basın açıklaması yapılacak.
-Selahattin Demirtaş SEGBİS kamerasına “128 milyar dolar nerede” yazılı bir kağıt gösterdi.
-Salonda avukat kalmadı, mahkeme başkanı, “İddianamenin okunmasından sonra söz hakkı vereceğiz” dedi
-Heyet, avukatların sözlü ve yazılı reddi hakim taleplerini dikkate almadı, avukatlar yine salonu terk ediyor.
-Salon ‘yıkılıyor’ ama heyet hiç umursamıyor ve iddianamenin okunmasına devam ediliyor.
Duruşmaya görüntülü katılan Demirtaş ve Yüksekdağ’ın gösterdiği kağıtta “Söz istiyorum” yazıyor.
Demirtaş sonra da “Duymuyoruz” diye yazdı başka bir kağıda.
-İddianamenin okunmasına başlandı, avukatlar alkışlarla protesto ediyor.
-Mahkeme, Kobani eylemleri nedeniyle daha önce yargılanan kişilerin dosyasının ayrılması talebini reddetti. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Sebahat Tuncel’e söz hakkı verilmesi talebi de reddedildi. Avukatlar, Yüksekdağ, Demirtaş ve Tuncel’in reddi hakim talebini dile getireceğini söylemişti.
-Avukat Mesut Beştaş söz aldı. Beştaş, heyetin şu ana kadar yaklaşımından dolayı adil yargılama yapılacağına ilişkin endişelerinin arttığını söyledi. Beştaş, Kobani olaylarıyla ilgili daha önce yargılanmış kişilerin dosyasının ayrılması gerektiğini kaydederek Demirtaş’a söz hakkı verilmesini talep etti.
-Aranın ardından duruşma yeniden başladı.
-Avrupa’dan gelen heyet duruşma salonundan ayrılmadı. Heyet bir daha girememe endişesi taşıdığı için salonda kaldı. Avrupa ve Amerika’dan, farklı kurum ve siyasi partilerden 16 kişi duruşma salonunda.
-Duruşmaya 2’ye kadar ara verildi.
İlk oturum
-Mahkeme başkanı müştekilerin kimliğini tespit ederken sabah alınmaya avukatlar da salona girmeye başladı.
Avukat Ümit Dede: “Arkadaşlarımız protesto edip tekrar içeri girince, mahkeme başkanı ‘Kapı açık isteyen girebilir’ dedi. Sabah saatlerinde yapılması gereken, bu saatte yapıldı. Bu tutum sabah sergilenseydi bu yaşananlar olmayacaktı. Anayasada düzenlenen hak ve özgürlükler sadece AKP’liler için geçerli. Yasaklar ise muhalifler için geçerli. Sabah saatlerinde AKP’liler istedikleri gibi açıklama yaparken, HDP’liler engellendi.”
-Mahkeme başkanının ciddiyetsiz tavrı müştekilerin kimlik tespiti sırasında da devam ediyor. Bir müşteki kimlik tespiti sırasında İstanbul Sultangazi’de bulunan P Caddesi’nde oturduğunu söyledi. Başkan ne caddesi olduğunu anlamadı. Müşteki “Paris’in P’si” diye kodlayarak tekrarladı. Başkan, “Keşke Polatlı deseydin” diye yanıt verdi. Bir müşteki de isminin Behlil olduğunu söyleyince başkan “İsminiz de güzelmiş” dedi.
-Müştekilerin kimlik tespitine geçidi.
-Demirtaş konuştu:
“Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik.
Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için üç avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Mahkeme salonunun kalabalık olacağı önceden belliydi. Bu sorunu çözebilirdiniz. Gerçekten yargılamanın devam etmesini istiyorsunuz ara verip bu sorunu çözebilirsiniz.
Bilgilerimizi tabii ki mahkemeye vereceğiz. Sormak istediğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz, biz de savunmamızı yapacağız. Yıllardır yargılama yapıyorsunuz. Bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubu eş başkanları karşınızda.
Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın iradesini temsil ediyorsunuz. Bizler medeni insanlarız. Daha önce darbecileri yargıladınız, bilemem nasıl yargıladınız. Ama bize o muameleyi uygulayamazsınız.
Bir duruşma salonunda avukatların bulunması gerekir. Yargılama usulen uygun gibi gözüksün yapmak istiyorsanız avukatlar girsinler. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor.”
Demirtaş’ın mikrofonu kapatıldı. Eski HDP eş genel başkanı mahkeme başkanıyla atışıyordu.
Duruşma öncesi
Milletvekilleri basın açıklaması yaptı. Basın mensuplarının açıklamayı takip etmesi önce polis kalkanlarıyla sonra da polis minibüsünün gazetecilerle milletvekilleri arasına çekilmesiyle engellendi.
Yaklaşık 1500 kişilik salonda yüzlerce avukat, HDP, TİP ve CHP’li milletvekili, uluslararası gözlemci heyet, aralarında AKP, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, HÜDA-PAR’ın bulunduğu müşteki kişi ve kurumların avukatları ve basın mensupları vardı.
Salonda çevik kuvvet polisleriyle jandarmalar güvenlik önlemi aldı. İzleyiciler ise aynı binada yer alan başka bir salondan duruşmayı izledi.
Alkışlarla karşılandılar
Aralarında Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Beyza Üstün’ün bulunduğu 18 tutuklu sanık salondaki avukatlarca alkışlarla karşılandı.
Avukatlar salona alınmadı
Heyet, saat 11.00 sıralarında salona geldi ve duruşma başladı. Salonda pandemi koşulları nedeniyle 100 sanık avukatının bulunmasına karar veren heyet, diğer avukatların salona girmesine izin vermedi. Salona alınmayan avukatlar için aynı binada başka bir salon hazırlandıığı belirtildi.
Avukatlar, salondaki güvenlik güçlerinin yerine avukatların alınması gerektiğini belirterek duruma itiraz etti. Mahkeme başkanı, salona başka avukat alınmayacağını bildirdiği için avukatlar, alkışlar ve sıralara vurarak tepki gösterdi. Bu sırada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlanan Selahattin Demirtaş’ın da alkışlayarak protesto ettiği görüldü. Mahkeme başkanı, avukatları salon dışına çıkarmakla tehdit etti.
Tartışmalar sürerken müşteki vekillerinden biri söz alarak mahkeme başkanına izleyicilerin salondan çıkarılarak yerine avukatların alınmasını teklif etti. Bu sırada avukatlar, alkışlayarak salonu terk etti ancak mahkeme başkanı kimlik tespiti yapmaya devam etti. Salonda bulunan tutuklu siyasetçiler de heyete tepki gösterdi.
‘Savunma susmadı, susmayacak‘
Duruşma salonundan çıkan ve giremeyen avukatlar duruşma salonu önünde kısa bir açıklama yaptı.
Mehmet Emin Aktar, mahkemenin tutumunu protesto ettiklerini belirtti. Aktar, “Biz mesleğimizin gereğini yapmak için buradayız. İçeri alınmayan arkadaşlarımızın alınmasını istedik, alınmadıkları için de isimlerimizi tutanağa geçirtmedik” dedi.
Avukatlar, açıklamalarına polisler tarafından izin verilmemesi üzerine, “Savunma susmadı, susmayacak” diye slogan attı.
‘Avukatlarımız olmadan sorulara yanıt vermeyeceğiz’
Heyetin kimliğini tespit etmeye çalıştığı Alp Altınörs, “Müdafi desteği almadan kimlik tespiti yapılmasını doğru bulmuyorum” dedi.
Ayla Akat Ata da “Bu koşullarda sorduğunuz sorulara cevap verebilmem mümkün değil. Savunma makamı olmadığı için bu dava eksik başlamıştır” dedi.
Diğer sanıklar da avukatları olmadan sorulara yanıt vermeyeceğini söyledi.
Başkandan alaycı dil
Ancak mahkeme başkanı sanıklarla alaycı bir dille konuştu ve peş peşe soru sormaya devam etti. Verilen yanıtlar başkan için önemli değil gibi görünüyordu.
Figen Yüksekdağ, mahkemenin hukuksuz bir iş yaptığını söylerken mahkeme başkanı soru sormaya devam etti. Yüksekdağ konuşmaya devam edince başkan SEGBİS’in sesini kapattırdı.
Tuncel: Bizi sizin iyi niyetiniz bağlamaz, hukuk bağlar
Kimlik tespiti sırası salonda bulunan Sebahat Tuncel’e gelince şunları söyledi: “İyi niyet diyorsunuz. Bizi sizin iyi niyetiniz bağlamaz, bizi hukuk bağlar. Bizim avukatlarımızın burada olması gerekiyor. Arkadaşlarımız buraya gelebilir. Koşulları oluşturmak sizin göreviniz“
Mahkeme başkanı bunun üzerine Tuncel’in sesini kapattı. Tuncel’in sesinin kapatılması salonda alkışlar ve “Savunma hakkı kısıtlanamaz” sloganıyla protesto edildi.