‘Kobani davası’nda HDP’nin eski eş başkanı Figen Yüksekdağ, reddi hakim taleplerini yinelerken, “Biz diyoruz ki ‘Kral çıplak’, bu memlekette darbe var” dedi.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde HDP eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil 108 siyasetçinin Kobani eylemleri başta olmak üzere parti politikası sebebiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Reddi hakim taleplerinin temel gerekçesinin ‘bir adil yargılama davası ile karşı karşıya’ olmamaları olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “Burada gerçekler çarpıtılıyor. Çarpıtılan gerçekler üzerinden bu süreç yürütülemez” dedi.
Yüksekdağ savunmasında şunları söyledi:
“4,5 yıldan beri binlerce savunma yaptım. Kurgular yaparak içerikler yeniden önüme konuluyor. Bütün dava süreçlerinde savunmalarımızı bir hesap verme süreci olarak görmedik. Biz burada gerçekleri ifşa ediyoruz. Bu iddianame ile HDP’ye yönelik tasfiye operasyonu sonuca ulaştırılmak isteniyor. Bu zamana kadar tasfiye hareketini çok farklı yollarla yaptılar ama bugün sonuca ulaştırmak istiyorlar. Siyasi iktidar bu dava ile bir seçim kampanyası yürütüyor.
Bütün meşruiyetlerini yitirdiler. Meşruiyetlerini sağlayabilecek tek yapı yargıdır. Bu nedenle siyasi anlamda iktidarda kalma stratejilerini yargı üzerinden hayata geçiriyorlar. Bizler yitirdiğiniz canlarımızın, yoldaşlarımızın katili olmakla yargılanırken diğer taraftan bu siyasi iktidarın bakanı teşhir olmuş mafya ilişkilerine dair en ufak bir soruşturmaya uğramıyor.
Savcı Kamuran Yüksek’in konuşmasını almış Figen Yüksekdağ diye iddianameye koymuş. Beş konuşma var böyle iddianamede benim olmayan. Savcı, ‘Yüksek’leri karıştırmış. Yükseklerle muhattap olunca demek ki böyle oluyor.
Buradan gerçek bir yargılamanın çıkmayacağını anlamak için kahin olmaya gerek yok. Bize ceza vermek üzerine kurgulanmış bir mekanizma ile karşı karşıyayız. Bizim dışımızda herkes konuşurken biz tek söz söyleme hakkına sahip olamadık. Konuşurken ses sistemi kapatıldı. Siyasi iktidarın acelesi var. HDP’nin kapatılmasına gerekçe olması için bu davadan karar çıkması gerekiyor.
Yitirilen canların ölümünü kullanmanın dışında hiçbir şey yapmadınız. Biz bugün dediğimizi altı yıl önce de söyledik. Bağımsız mekanizmaların bu suçları araştırması gerekiyor. Türkiye tarihinde Anayasa’nın çiğnendiği ikinci örnektir bu dava. Birinci örnek Yassıada davasıdır. Yassıada davası, sözde kendisini Yassıada mağduru olarak gören saray iktidarı tarafından şu an kopyalanıyor.
Yargı, iktidarın dublörüne dönüşmüş. İktidar diyor ki yargıya ‘Arabaya sen çarpacaksın.’ Biz bu davada asla yargılanan olmayacağız! Halkımız, haklarımız ve hakikat için duruşumuzu koruyacağız. Heyetiniz de iktidarın dublörü olma rolüne reddetmelidir.”