Tutuklu iş insanı Osman Kavala, Almanya’nın kendisini ‘fonladığını’ iddia eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamasına atıfla, “Gezi olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları tekrarlayarak AİHM’in tespit ettiği ve verdiği kararlarda sona erdirilmesini istediği vahim insan hakları ihlallerini meşrulaştırmaya çalışmak, kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.

Türkiye’yi 29 Temmuz’da ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Annelena Baerbock ve Çavuşoğlu’nun düzenlediği ortak basın toplantısında Kavala’nın yargılanma süreciyle ilgili gerginlik çıkmıştı.
Baerbock, Kavala’nın serbest bırakılmasını talep ederken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının uygulanmasını sağlamanın Dışişleri bakanı olarak sorumluluğu olduğunu söylemişti.
Bunun üzerine Çavuşoğlu, şunları demişti: “Osman Kavala’yı Türkiye aleyhine kullanıyorsunuz, fonluyorsunuz. Gezi olaylarında ne kadar fonladığınızı biliyoruz. Sizlerin ne kadar destek verdiğini biliyoruz. O nedenle Osman Kavala konusunu sürekli gündemde tutuyorsunuz.”
Kavala, avukatları aracılığıyla yayınladığı açıklamada Çavuşoğlu’nun açıklamalarına şöyle yanıt verdi: “Gezi olaylarına benim üzerimden yurtdışından kaynak aktarıldığı, Gezi protestolarını itibarsızlaştırmak ve beni cezaevinde tutmak için uydurulmuş bir iddiadır. Yıllardır uğraşılmasına rağmen bu iddiaya yönelik hiçbir bulgu, bilgi, hatta bir işaret ortaya konamamıştır.
Benim beş yıla yakın süre cezaevinde tutulmamı sağlayan yargılama süreci ve Gezi davası, yoğun hukuksuzluklar temelinde yürütülmüştür. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı’nın yaptığı gibi, Gezi olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları tekrarlayarak AİHM’in tespit ettiği ve verdiği kararlarda sona erdirilmesini istediği vahim insan hakları ihlallerini meşrulaştırmaya çalışmak, kabul edilebilir bir şey değildir.”
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerinden itibaren ‘Türkiye’nin Soros’u’ diye hedef gösterdiği Kavala, 17 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alınıp İstanbul’a götürüldü.
Kavala, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklamaya iki gerekçe gösterildi: Gezi eylemleri bağlamında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs.’
İddianame sürecinde dosyanın ikiye ayrılmasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Kavala’nın derhal salıverilmesi yönünde karar vermişti.
‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen davanın 18 Şubat 2020’deki altıncı duruşmasına da tutuklu olarak çıktı. Duruşmada sekiz sanıkla birlikte Kavala da beraat etti ve tahliyesine karar verildi.
Ancak hemen ardından İstanbul başsavcılığı Kavala hakkında darbe girişimi bağlamındaki soruşturmada gözaltı kararı bulunduğunu duyurdu. Tahliyesi beklenen işadamı gözaltına alındı. 19 Şubat 2020’de darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen dava kapsamında yeniden tutuklandı.
Kavala 9 Mart’ta 2020’de ise aynı soruşturma kapsamında bu kez ‘siyasal veya askeri casusluk’ suçlamasıyla tutuklandı.
Gezi davasında üç kez yargılama yapıldı. Üçüncü yargılamanın sonunda mahkeme, 25 Nisan’da, Kavala’ya müebbet hapis, tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verdi.
Bir üye hakim karşı oy kullandı; kararlar oy çokluğuyla alındı. Hakimlerden Murat Bircan’ın 2018’deki genel seçimde AKP’den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıkmıştı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’nin Kavala’yı Strazburg mahkemesinin hak ihlali kararına rağmen tahliye etmemesi üzerine yaptırım prosedürü başlatmıştı. Komite yaptırım prosedürünün ikiinci aşaması olarak 2 Şubat’ta konuyu AİHM Büyük Dairesi’nin değerlendirmesine sunma kararı almıştı. Mahkeme, dosyayı resmi olarak 21 Şubat’ta aldığını duyurmuştu.
Erdoğan, bu kararın ardından “Artık AİHM’lik bir iş kalmadı” ifadelerini kullanmıştı.
AİHM, 18 Ekim 2017’den beri tutuklu bulunan Kavala hakkında, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını 11 Temmuz’da açıklamıştı.
Mahkeme kararda, Türkiye’nin Sözleşme’nin 46’ncı maddesinin 1’nci fırkasını ihlal ettiğine ve hükümetin Kavala’ya 7 bin 500 Euro ödemesine karar vermişti.
Kavala, bugün (2 Ağustos 2022) itibariyle 1736 gündür hapiste.