AYŞEGÜL KASAP
[email protected]
@aysegul_kasap
Avrupa Birliği (AB) Rusya’nın koz olarak kullandığı doğalgaz kartına karşı çözüm arayışında. Özellikle Ukrayna işgalinden sonra daha sık karşılarına gelen bu durumla ilgili atılabilecek adımlar masaya yatırıldı.
Bu kapsamda ‘İklim Eylemi Yoluyla AB Enerji Güvenliğini Sağlamak’ adlı bir rapor hazırlandı. Raporda 2022 kışından 2025’e kadar Rus gaz arzının tamamen kesilmesiyle nasıl başa çıkabileceği incelendi.
Raporda Rusya’nın doğalgazı tamamen kesmesiyle fabrikaların kapatılıp personelin izne çıkarılacağı, geçici olarak kömür kullanımının ‘kaçınılmaz’ olduğu belirtildi.
Uzun vadeli çözümlerinse yenilenebilir enerjide olduğu vurgulandı. AB bu anlamda altyapı çalışmalarını hızla artırmayı planlıyor. Doğalgazla ilgili yeni altyapı çalışmalarının da rafa kaldırılması gündemde.
Raporda şöyle dendi: “Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, elektrifikasyon ve enerji verimliliğine yönelmek, Avrupa’nın bu krizden enerji güvenliği konusunda daha güçlü ve iklim değişikliğiyle mücadelede lider olarak çıkmasına yardımcı olacak.”

Avrupa ülkeleri arasında doğalgazda Moskova’ya en bağımlı ülke Finlandiya. 2020 verilerine göre bu ülke doğalgazının yüzde 94’ünü Rusya’dan aldı.
Onu sırasıyla yüzde 49’la Almanya, yüzde 46’yla İtalya, yüzde 40’la Polonya, yüzde 24’le de Fransa takip etti.
Moskova Avrupa’nın bu durumunu siyasi arenada koz olarak kullanıyor. Özellikle Ukrayna işgalinden sonra AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımları gündeme gelmiş ve Rusya da doğalgaz kartını göstermişti.
Rusya son olarak Almanya’ya uzanan Kuzey Akım 1 boru hattındaki doğalgazı ‘bakım’ gerekçesiyle 10 günlüğüne durdurmuştu.
AB: Görülmemiş düzeyde enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıyayız
İklim Eylemi yoluyla AB Enerji Güvenliğini Sağlamak (Delivering EU Energy Security through Climate Action) başlıklı rapor Rhodium Group, Agora Energiewende, Maryland Üniversitesi ve Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı araştırmacıları tarafından hazırlandı. Ayrıca ECF ve Hewlett Vakfı’dan birçok araştırmanın analizleri de yer aldı.
AB, daha önce görülmemiş düzeyde bir enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıya olduğu görüşünde. Şimdilik kısa vadeli çözümler gündemde:
- Ek gaz ithalatının güvence altına alınması
- Kömür gibi diğer fosil yakıtların kullanımının geçici olarak artırılması
- Tüketici odaklı talep yönlü eylemlerin hızla artırılması
Ama bunlar iklim krizine karşı taahhüt edilen eylem planlarıyla çelişiyor. Bunun için birlik, uzun vadeli çözüm arayışında.
Yeni yatırımlar rafa
Rapor, yenilenebilir enerji kaynaklarının ‘agresif bir şekilde yaygınlaştırılmasını’, enerji verimliliğinin yanı sıra, yeni doğalgaz altyapı projelerinin inşasına gerek kalmadan elde edilebilecek çözümleri içeriyor. Ayrıca önümüzdeki 36 ay boyunca sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının geçici olarak artırılması da planlanıyor.
AB bu hamlesinin 2025’ten sonra temiz enerji çözümlerini yaygınlaştıracağı ve doğalgaz talebinde hızlı bir düşüşe neden olacağı, bu anlamda da dünyada öncü olacağı görüşünde.
Doğalgaz altyapısında yeni yatırımları rafa kaldırmayı planlayan AB, 2030’a kadar doğalgazı yaklaşık yüzde 30 azaltmayı hedefliyor.
Doğalgaz kesintisine karşı olası senaryo
AB yerli doğalgaz üretimine karşı da sıcak bakmıyor. Raporda “Yeni yüzer LNG terminalleri bir miktar ek tedarik sağlayabilir, ancak doğalgaza mecbur kalmamak için süreli sözleşmeler yapılmalıdır” deniliyor.
Raporda Rusya’nın doğalgazı tamamen kesmesi durumunda olası senaryo da ele alındı: “Doğalgaz arzının azalması nedeniyle, Avrupa’da geçici olarak kömür kullanımı kaçınılmaz. Rus gazı tamamen kesilirse, bu kış hanelere arzı sürdürmek için fabrikaların kapatılması ve personelin izne çıkarılması gerekebilir. Gaz talebini azaltmak için birçok araç mevcut olsa da, tam bir kesinti Avrupa’yı enerji ihtiyacını karşılayacak yeterli arzdan yoksun bırakacak.”
‘Enerji güvenliği krizinden daha güçlü çıkacak’
Raporu hazırlayan uzmanlar AB’nin karşı karşıya kaldığı bu zorlu durumu aşması halinde iklim değişikliğiyle mücadelede dünyada lider olacağı görüşünde: “Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, elektrifikasyon ve enerji verimliliğine yönelmek, Avrupa’nın bu krizden enerji güvenliği konusunda daha güçlü ve iklim değişikliğiyle mücadelede lider olarak çıkmasına yardımcı olacak. Bununla birlikte, Avrupa ülkeleri, Avrupa için yerel, uygun fiyatlı enerjiyi güvence altına almak için her yıl dört kat daha fazla güneş ve üç kat daha fazla rüzgar kurulumu yapmak zorunda kalacak.”
Raporda karar verici politikacılar için altı öneri yer aldı:
- Rüzgar ve güneş enerjisi projeleri için hızlandırılmış izin süreçlerinin uygulanması,
- Enerji verimliliğini artırmak için kamu yararının öne çıkarılması ve finansman programlarından yararlanılması,
- Sanayide elektrifikasyonun hızlandırılması,
- Güçlü bir ekipman ve tedarik politikasının hazırlanıp uygulamaya koyulması,
- Yenilenebilir enerji projeleri ve haneler için ısı pompası kurulumu konularında insan kaynağını geliştirilmesi,
- Kısa süreli sözleşmelerle, geçici olarak Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Üniteleri (FSRU) ile gaz yatırımlarının sınırlandırılması,
Raporun önsöz yazarlarından Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol şunları söyledi: “IEA’nın defalarca altını çizdiği gibi, Avrupa ve dünya, günümüzün enerji güvenliği krizi ile iklim krizi arasında seçim yapmak zorunda değil. Rusya’dan kaybedilen arzın, bazı durumlarda başka yerlerdeki fosil yakıt üretimindeki kısa vadeli artışlarla değiştirilmesi gerekirken, her iki krize de kalıcı çözüm, enerji verimliliğine, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve diğer temiz teknolojilere yapılan yatırımların büyük ölçekli ve hızlı bir şekilde artırılmasıdır.”