MESUDE ERŞAN
@mesudersan
Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye’de de saptanan yeni varyant Omicron’un, Covid-19’u atlatanlar, eksik aşılılar ve aşısının üzerinden çok zaman geçenlerde de Delta’ya kıyasla daha fazla hastalık yapabileceğini söyledi.

Her ne kadar resmi olarak altı hastada saptandığı açıklansa da enfekte olan insan sayısının daha yüksek olması bekleniyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca İstanbul’da bir, İzmir’de beş vaka olduğunu duyurdu. Bunlar sadece saptanan vakalar. Omicron’un Delta’dan altı kat daha fazla bulaşması, toplumdaki hastaların çok daha fazla sayıda olduğuna işaret ediyor.
Fark edilmeden önce de Türkiye’de mutlaka bulunduğunu, tespit edilecek sıklığa ulaştığında yakalanacağını bildiklerini belirten Azap, “Vaka sayısı arttıkça, yakalama şansı da artacaktır. Bizdeki sorunlardan biri virüsün genetik takibinin, taramasının istenen düzeylerde olmaması. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü kapasiteyi artırmaya çalışıyor. Şu anda yüzde 1 civarında tarama. En azından yüzde 10’a ulaşmalı. Tabii bu tarama sonuçlarının en azından bilimsel kamuoyuyla paylaşılması önemli” dedi.
‘Daha hafif olduğunu düşünmüyoruz’
Diken’in soruları yanıtlayan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu üyesi Azap, Omicron ile ilgili iyimser senaryolara temkinli yaklaştı:
“Omicron’un yapmış olduğu hastalık, daha hafif ya da Delta’ya kıyasla daha ağır değil gibi görünüyor. Ancak henüz yeterli veri yok. Dünyada çok fazla hastalanan insan olmadığı için net konuşmak kolay değil. En azından gözlemler, ilk başta Güney Afrika’da söyledikleri gibi daha hafif bir hastalığa dönüştüğü hipotezini desteklemiyor. Çünkü Güney Afrika pandeminin başından beri Covid-19’un sürekli yüksek sayılarda seyrettiği, o yüzden de nüfusun yaklaşık yüzde 70’inin bağışıklık kazandığı, aşılamanın düşük ama hastalığı geçirenlerin çok fazla sayıda olduğu bir yer. Öyle olunca da Omicron’la tekrar hastalananlarda daha hafif bir seyir ortaya çıkması zaten beklenir. Dolasıyla daha hafif olduğunu düşünmüyoruz.”
Ağır seyreden ve ölümle sonuçlanan Covid-19 artacak
Omicron’un daha ağır seyrettiğine dair de elde bir veri bulanmadığını vurgulayan Azap, enfeksiyonun seyriyle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Hastalığın klinik bulgularında, ağırlık seyrinde, ağır seyir olasılığında, ölüm oranında belirgin bir değişiklik olmasını beklemiyoruz. Alfa varyantı kendisinden öncekinden, Delta Alfa’dan, Omicron da Delta’dan daha bulaşıcı. Bulaşıcılığının artması, çok fazla kişiye bulaşıyor anlamına geliyor. Dolasıyla bu kişiler içerisinde, risk faktörü olan, hastalığın zaten ağır seyredeceği çok fazla kişi hastalanmış oluyor. Ağır seyreden ve ölümle sonuçlanan Covid-19 enfeksiyonlu sayıları artacak.”
Kolay bulaşıyor, çok çoğalıyor
Yeni varyantla ilgili bir başka önemli özellik, kolay bulaşması ve vücutta çok çoğalması. Bu hastalananlarda virüs yükünün fazla olacağı anlamına geliyor.
Azap, Covid-19’da hastalığın ağırlığını belirleyen önemli faktörlerden birin vücuda giren virüs miktarı (virüs yükü) olduğunu vurguladı: “Omicron kolay bulaştığı ve çok çoğalarak virüs yükü oluşturduğu için biraz daha ağır seyretmesini bekliyoruz. Kendinden önceki varyanta kıyasla Alfa, Alfa’ya kıyasla Delta daha ağır seyretti. Omicron’da da benzeri tablo göreceğiz.”
Yeni varyantlar daha hızlı gelebilir
Omicron’un çok bulaşıcı olması, daha fazla insanda hastalık yapması virüsün genetik yapısında başka değişiklikler yapmasına fırsat verebilir. Azap, “Çok fazla sayıda insan hastalanacak. Bu varyant değişimini hızlanabilir. Önceki varyantlar kabaca birer yıl arayla geldi. Ancak Omicron’dan sonraki varyant, daha yakın bir zamanda çıkabilir” diye konuştu.
Yeni varyantla ilgili bilim insanlarını endişelendiren bir başka neden, antikorlardan daha az etkilenmesi dolasıyla vaka sayılarının çok artmasına sebep olması. Antikorlar ya hastalığın geçirilmesiyle ya da aşılanmayla kazanılıyor. Yani Omicron kazanılmış bağışıklıktan daha az etkileniyor.
Yine benzer yetenek artışını Alfa ve Delta varyantlarında da gözlediklerini hazırlatan Azap şöyle devam etti: “Omicron’u durdurabilmek için vücutta daha çok antikor olması gerekecek. O yüzden de hastalığı çok hafif belirtilerle geçirenler (az bağışıklık oluşuyor) ya da çok önce geçirdiği için oluşan bağışıklığı azalanlar, aşılanmayanlar, aşılandığı halde üzerinden zaman geçmiş olanların (bağışıklık miktarı azaldığı için) Omicron’la hastalanma olasılığı artacak. Dolasıyla hastalığı geçirmiş, eksik aşılanmış veya aşısının üzerinden çok zaman geçmiş olanlarda bu virüs Delta’ya kısayla daha fazla hastalık yapacak.”
Çok hızlı yayılabilir
Tam da bu nedenle daha çok antikora ihtiyacımız olduğu için aşı aralarının sıklaşması gerektiğini düşünenler var. Aşının üzerinden 3-6 ay geçtikten sonra kalan antikor düzeyi yeni varyanttan korumaya yetmeyebilir. Üçüncü aşı dozunun üçüncü aya çekilmesini savunanlar az değil.
Azap konuyla ilgili farklı düşünüyor: “Bu mantıklı gibi görünmekle beraber şunun hesabını yapmak lazım: Hala toplumun önemli bir kısmı aşılı değil. Bu durumda, üçüncü doz hakkı ve enerjisini, öncelikle hiç aşılanmayanlara harcamak daha mantıklı.”
Yeni varyantın, kapalı, kalabalık ve havasız ortamlarda daha fazla zamanın geçirildiği, başka enfeksiyonların da görüldüğü kış aylarına denk gelmesi de bir dezavantaj. Türkiye’de tam aşılıların oranı hala istenen düzeyde değil. Bireysel önlemler gevşedi. Tüm bu faktörler Omicron’un yayılımı için avantaj olacak.
Azap, tabloyu şöyle özetledi: “Omicron bu ortamda çok hızlı yayılabilir. Bireysel önlemlerin sıkılaştırılması gerekir, aşıların mutlaka tamamlanması sağlanmalı. Hiç aşılanmayanlar aşılanmalı. İnsanların yoğun bir araya geleceği etkinlikler için kısıtlamalar getirilebilir. Öncesinde zorunlu PCR testi istenebilir ya da bir süreliğine kalabalık etkinliklerin ertelenmesi gerekebilir. Tüm bu önlemler yayılımını sadece yavaşlatır. Omicron’un tamamen yayılmasını engellemenin mümkün olmadığını biliyoruz. Ama yavaşlatmak da önemli. O arada aşısı olan birey sayısı artar, bir yandan kullanıma girmesi beklenen ilaçlar gelir. Ne kadar az kişi hastalanırsa, o kadar iyi olur.”