Eski Beşiktaş yöneticisi avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun 27 Ocak’ta Yeşilköy Balıkçılar Çarşısı’ndaki restoranda uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin 20 sanığın yargılandığı davada yedi sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Aralarında alacak meselesi olduğu iddia edilen iki grup, Balıkçılar Çarşısı’ndaki restoranda görüşmek üzere bir araya gelmiş, çıkan tartışmada silahla ateş açılmıştı.
Olay sırasında gruplar arasında aracılık yaptığı öne sürülen Mahmutyazıcıoğlu ve şoförü Murat B. silahla vurulmuştu. Ağır yaralanan Mahmutyazıcıoğlu hayatını kaybetmişti.
Bakırköy 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce konferans salonunda görülen duruşmaya yedi tutuklu ve bir kısım tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun eşi Ece Erken ve ağabeyi Celal Mahmutyazıcıoğlu ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.
AA’nın aktardığına göre duruşmada söz verilen müşteki Ece Erken, eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu’yla olay günü birlikte olduklarını, eşinin kendisine akşam restorana gidip bir takım müvekkillerle görüşeceğini söylediğini ifade ederek, “Kimle buluşacağını söylemedi, sadece alacak verecek konusu olduğunu söyledi” dedi.
‘Galeria’dan silah alıp gidip onu öldürüyorlar organize bir şekilde‘
Daha sonra eşinin kendisini eve bırakıp restorana gittiğini ve gece 12’ye kadar mesajlaştıklarını anlatan Erken, şunları dedi: “Daha sonra Fikret Orman’ın ayrıldığını söyledi. Ben de kendisini telefonla aradım. Sesi çok neşeli geliyordu. Konuşup kapattık. Sonra beni ağabeyi aradı. ‘Şafak yanında mı?’ dedi. ‘Hayır’ diyerek Şafak’ı aradım. Açmadı. Murat’ı aradım o da açmadı. Sonra Murat beni arayıp, ‘Abla biz vurulduk’ dedi. Hastaneye gittim ve öldüğünü öğrendim.”
Sanıklar tarafından eşinin tehdit edildiğini Rober Güler’den öğrendiğini aktaran Erken, şöyle devam etti:
“Sanık Fatih Sipahi yakalanmadan üç-dört gün evvel beni aradı, ‘Sana çok önemli bir bilgi vereceğim, bu hayatının delili olacak’ dedi. Bu konuşmaya Seren Serengil de şahit oldu. Bu kişiler önce Şafak’ı görüyorlar, sonra gidip Galeria’dan silah alıp gidip onu öldürüyorlar organize bir şekilde. Özür dilerim çok heyecanlıyım. Organizeyi arayıp bildirdim, olayın doğruluğu ortaya çıktı. Galeria’dan kamera kayıtları çıktı zaten.”
‘Mesleğinden dolayı öldürüldü‘
Önceki duruşmada baygınlık geçirdiğini hatırlatan Erken, şunları söyledi:
“Geçen mahkemede iyi değildim. Şimdi de değilim ama dik duracağım. Kadın başıma birçok insan ifade değiştirmesine rağmen davanın arkasında dimdik duruyorum. Şafak çok kibar, nazik bir iş adamıydı. Ayrıca olay günü alkollü olduğunu söylüyorlar. Şafak midesinden ameliyat olacaktı. O yüzden alkol kullanmıyordu. Canice yere düştüğü halde hala kurşun atılarak mesleğinden dolayı öldürüldü. Suçluların en ağır cezayı almasını istiyorum.
Tek güvencem Allah ve sizin adaletinize sığınıyorum. Burada herkes çok kibar, çok efendi. Sanki benim eşim öldürülmemiş, yerlerde sürüklenmemiş gibi davranılıyor. Benim kocam öldü, ben eksiğim, kırmızı reçeteli ilaçlarla ayakta duruyorum, uyuyamıyorum. Bir insan öldü, bundan bu kadar rahat bahsediyor olmaları çok canımı yakıyor.”
Müşteki Ece Erken’in ardından söz alan avukatı da Mahmutyazıcıoğlu’nun olay günü ‘hareketlerini etkileyecek kadar alkol alıp almadığının’ sorulması için Fikret Orman’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
‘İki kişi geldi, Şafak’la görüşmek istediler‘
Duruşmada tanık olarak dinlenen Serkan Yazıcıoğlu, olay günü yemek için Şafak Mahmutyazıcıoğlu’yla mekanda buluştuklarını, sonrasında iki kişinin geldiğini ve Mahmutyazıcıoğlu’nun bu gelen kişileri tanıdığını söylediğini söyleyerek şunları dedi: “Sonra bir şeyler oldu ‘Yere yat’ dediler, ben de yattım. Silah sesi duydum, hiç geçmeyecek gibi geldi. Kalktığımda olay olmuştu. Birisi ‘Şafak vurulmuş’ dedi. Hastaneyi aramak istedim ancak telefonu tutamadım. Bize saygısından dolayı alkol içmedi. Ben bu şahısların hiçbirini tanımıyorum.”
Bir diğer tanık Ümit Onat da maktulün arkadaşı olduğunu, olay gecesi mekanda bulunduğunu belirterek, şunları anlattı:
“Arkadaşlarım geldi, ben başka masaya oturdum. Sonra iki kişi geldi, Şafak’la görüşmek istediler. Ne kadar süre sonra bilmiyorum. Silah sesi duydum. Şafak dizlerinin üzerinde emekler vaziyette benim masama doğru geliyordu. Vurulduğu belliydi. Şafak’ı çekiştirdiler. Sanığın Şafak’a üç el ateş ettiğini gördüm. Bir süre sonra gittiler, hemen Şafak’a koştum. Arkadan önden kurşun çıkışı var mı kontrol ettim. Sonra hastaneye kaldırdık. Orada Şafak’ı hiddetle çekme durumu vardı. Benim düşüncem bu onu kurşunlardan korumaya yönelik yapılmış bir hareket değildi. Şafak yerdeyken asla küfür etmedi. Bırakın konuşmayı hareket etmeye dahi mecali yoktu.”
Tutuklu sanık Ali Yasak ise şunları dedi: “Benim oradaki amacım uzaklaştırmaktır. Benim orada zarar verme niyetim olsaydı ona zarar verebilirdim. Mekana gittikten 2-3 dakika içinde gerçekleşti. Ben gittiğimde Şafak küfür ediyordu. Hareket etme mecali olmayan bir insanı çekerek uzaklaştırmaktan başka yolum yoktu. 130 kiloyu sırtıma alıp götüremem. Benim olaya dahlim yok, tahliyemi talep ediyorum.”
Diğer tutuklu sanıklar da tahliyelerini istedi.
Söz verilen tutuklu sanıkların avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Mahkeme, yedi tutuklu sanığın bu hallerinin devamına, Seren Serengil’in de aralarında olduğu bir kısım tanıkların dinlenmesine ve haklarında zorla getirilme kararları çıkartılmasına karar vererek Fikret Orman’ın tanık olarak dinlenmesinin ‘yargılamaya katkı sağlamayacağı’ gerekçesiyle reddine hükmetti.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İstenen cezalar
Bakırköy başsavcılığınca hazırlanan 61 sayfalık iddianamede sanıklar Abdulkadir Kara ve Ali Yasak hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘silahla kasten yaralamaya iştirak’, ‘silahla birden fazla kişiyle birlikte iş yerinde geceleyin yağmaya teşebbüs’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya bulundurma’ suçlarından da üç yıl dokuzar aydan 12 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Aralarında Kadir Yasak’ın da bulunduğu sekiz sanık hakkında benzer suçlardan ağırlaştırılmış müebbet ve üç yıl dokuzar aydan 10 yıl altışar aya kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, dokuz sanığın da ‘suçluyu kayırma’ suçundan altışar aydan beşer yıla, sanık Batuhan Aldatmaz’ın ise ‘suçluyu kayırma’ ve ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından bir yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.