2018’de çıkan imar barışı düzenlemesinde yer alan bir madde, yapı kayıt belgesi aldıktan sonra deprem sonucu yıkılan bir binada ilgili bakanlık ve belediyeyi yasalar karşısında sorumsuz kılıyor.
6 Şubat’taki 7,7, ve 7,6’lik depremlerde özellikle Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta bazı bölgeler yerle bir oldu. Deprem tehlikesi için sık sık uyarılan bu kentler özelinde hükümetin imar barışı uygulaması yeniden tartışılmaya başladı. Uzmanlar üç kentte yıkılan binaların çoğunun yapı kayıt belgesi bulunduğunu belirtiyor.
11 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete‘de yayınlanan kanunun 16’ncı maddesine eklenen geçici maddeye göre 31 Aralık 2017’den önce inşa edilmiş binalar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya bakanlığın yetkilendireceği kuruluşlara başvurulması, gerekli şartların yerine getirilmesi ve kayıt bedelinin ödenerek ‘yapı kayıt belgesi’ alınması gerekiyor.
Maddenin sonlarına doğru da şu ifade yer alıyor: “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikine (sahibine) mahsustur.”
Ayrıca, aynı kanunda yapı kayıt belgesi verilen yapılarla ilgili yıkım kararları ve tahsil edilmeyen para cezalarının iptal edileceği belirtiliyor. Böylelikle belediyenin de yetkileri elinden alınmış oluyor.
Yani, imar barışıyla meydana gelen yıkımlardan belediye ve bakanlık kanunen sorumlu tutulamayacak hale getirilmiş.
Erdoğan övünmüştü
Düzenlemenin uygulandığı dönemde uzmanlar, bunun olası depremlerde can ve mal kaybını en üst düzeye çıkaracağını söylüyordu. Ama uyarılar dikkate alınmamıştı. Hatta 2019’daki seçimler öncesi Hatay’a giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kentte 205 bin başvuruya imar affı sağlandığını övünerek anlatmıştı.
Depremden sonra müteahhit avı başlatılmıştı. Bu kapsamda 181 kişi tutuklandı ama henüz tek bir yetkili hakkında işlem yapılmadı.