AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) kamuyu ilgilendiren birçok haberin ‘unutulma hakkı’ adı altında sansürlendiğini ortaya koydu. Oysa toplumun da ‘hatırlama hakkı’ var.
Dernek bulgularını ‘Hatırlama Hakkı: İnternet Sansürünün Toplumsal Hafıza Boyutu’ başlığıyla raporladı.
Raporu hazırlayan isimlerden İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yaman Akdeniz Diken’e konuştu. Arşiv değeri bulunan haberlerin bir anlamda keyfi olarak sansürlendiğini belirten Akdeniz, bu durumun ‘sadece ifade ve basın özgürlüğüne zarar vermediğini, toplumsal hafızanın yok edilmesine sebep olduğunu’ söyledi.

Görsel: İFÖD
5651 sayılı kanunun ‘kişilik hakları ihlalleri’yle ilgili 9’uncu maddesi, Şubat 2024 ve Temmuz 2020’deki değişikliklerle birlikte sansür mekanizması haline geldi. Sulh ceza hakimlikleri bu madde kapsamında yapılan başvuruların çoğunu kabul ediyor.
İFÖD’ün raporuna göre 2014-2022 döneminde bu madde kapsamında 543 farklı sulh ceza hakimliğince verilen 6 bin 509 farklı kararla erişime engellenmiş 35 bin 23 haber (URL adresi) ve kaldırılan, çıkartılan veya silinen 29 bin 253 haber (URL adresi) var.
Diken (Keskin Kalem AŞ) ve İFÖD 10 Mayıs 2018’de söz konusu maddenin ifade ve basın özgürlüğünü ihlal etttiğine ilişkin bireysel başvuruda bulunmuş, AYM, başvuruyu haklı bularak 27 Ekim 2021’de pilot karar vermişti. Hak ihlallerinin yapısal sorundan kaynaklandığını belirten AYM, ‘pilot karar usulü’nün uygulanmasına, ‘yapısal sorunun giderilmesi için keyfiyetin TBMM’ye bildirilmesi’ne hükmetmişti.
Karar 7 Ocak 2021’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Fakat ne Meclis yasada bir değişiklik yaptı ne de AYM pilot kararını ivedilikle uyguladı.
AYM 10 Ocak 2024’te de Resmi Gazete’de yayınlanan kararla 5651 sayılı yasanın 9’uncu maddesinin iptal etti. Ancak karar 10 Ekim 2024’te yürürlüğe girecek. Sulh ceza hakimlikleri bu sürede de durmadı ve iptal kararına rağmen 9’uncu madde kapsamında karar vermeyi sürdürdü.
Toplumun hafızası siliniyor
Kamuyu ilgilendiren haberler ‘unutulma hakkı’ adı altında sansürleniyor. Oysa ki bu haberler ve içerikler, yayınlandıkları tarihte herhangi bir kişilik hakkı ihlali veya hukuka aykırılık içermiyor.
İFÖD’ün raporuna göre 2020-2022 yıllarında 224 farklı sulh ceza hakimliği, 9’uncu maddeyi dayanak göstererek ‘unutulma hakkı’ adı altında 930 karar verdi. Bu kararlara konu taleplerle 18 bin 923 haber ve diğer içeriğe erişimin engellenmesi ya da yayından çıkartılması talep edildi. Toplamda da 15 bin 922 haber ve içerik için yaptırım uygulandı. Yani başvuruların yüzde 84,14’üne sansür kararı verilmiş.
Raporda bu durum şöyle ifade edildi: “Yayınlanma aşamasında herhangi bir kişilik hakkı ihlali içermeyen binlerce haber ve içeriğin İnternet basın arşivlerinden kaldırıldığı tespit edilmiştir.”
930 unutulma hakkı kararından 247’si devam eden bir kamu yararına yönelik haber ve içeriklerden oluşuyor. 247 unutulma hakkı kararıyla 6 bin 599 haber ve içeriğe yaptırım uygulandı.
Arşiv değeri olan haberlere sansür
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan haberlerle ilgili kategorik olarak, 1606 internet adresiyle en çok ‘kamuyu ilgilendiren yargılama haberleri’ erişime engellendi veya bu haberlerin çıkartılmasına karar verildi. 1605 internet adresiyle ‘kamuyu ilgilendiren haberler’ ikinci sırada, 947 internet adresiyle ‘FETÖ soruşturması-yargılaması haberleri’ üçüncü sırada, 740 internet adresiyle ‘kadına şiddet haberleri’ dördüncü sırada ve 317 İnternet adresiyle ‘Nesim Malki cinayeti haberleri’ beşinci sırada yer aldı.
İFÖD, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı devam eden ve arşiv değeri bulunan Deniz Feneri Soruşturması, Nesim Malki cinayeti, Susurluk soruşturması ve davası, KCK Ana Davası gibi konulardaki haberlerin de unutulma hakkı kararlarına konu olduğunu ve arşiv değeri yüksek haberlere yaptırım uygulandığını tespit etti. Benzer şekilde, ‘Yargıya Neşter’ operasyonu ve ‘Şarampol Operasyonu’ gibi bir dönem kamuoyunda sıklıkla yer alan soruşturma ve yargılamalarla ilgili haberlere de yaptırım uygulandı.
‘Kişilik hakları ile unutulma hakkı birbirinden ayrılmalı’
Profesör Akdeniz, AYM’nin 9’uncu maddeyi iptal etmiş olmasına rağmen ‘sansür’ riskinin devam ettiğini söyledi:
“Şimdilik yasa koyucunun ne yapacağı veya bu konunun Meclis’te ne zaman gündeme geleceği belli değil. Benzer bir dizi yaptırım tekrardan karşımıza çıkabilir. Fakat, kişilik hakları meselesi ile unutulma hakkının artık birbirinden ayrılması gerekiyor. Çok sayıda örnekte gördüğümüz üzere, yayınlandıkları tarih itibarıyla herhangi bir kişilik hakkı ihlali içermeyen ve toplumsal hafızayı ilgilendiren haber ve içeriklerin sansürlendiğini görüyoruz. Eğer Meclis benzer bir yaklaşım benimserse, bu riskler ve toplumsal hafızaya verilen zarar devam edecek.”
Arşivler tehlike altında
Vatandaşların ‘hatırlama hakkı’ için Meclis’e de görevler düşüyor.
Akdeniz şöyle devam etti: “Odağında toplumsal hafızanın ve hatırlama hakkının korunması olmayan ve dolayısıyla basın ve internet arşivlerini yok etmek amacı taşıyan yasal düzenlemeler sadece ifade ve basın özgürlüğüne zarar vermeyecek, toplumsal hafızanın yok edilmesine sebep olacaktır. O bakımdan yeni bir yasal düzenleme Meclis’e geldiği zaman, bu konunun dikkate alınması gerekecek. Fakat, açıkçası bu konuyu Meclis’te kim sahiplenecek onu gerçekten bilmiyorum. Tek bildiğim basın arşivlerinin artık çok büyük bir tehlike altında olduğudur ve rapordaki örnekler de zaten sorunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.”
Basına da görev düşüyor
Türkiye’nin yıllardır içine sıkışıp kaldığı bu ‘sansür cenderesi’nin basın ayağı da var. “Arşivlerin korunması için basına düşen görevler ne” diye sorduğumuzda şu yanıtı verdi Akdeniz:
“Basın kuruluşları ellerinden geldiği kadar sansür kararlarına karşı çıkmalı, itiraz haklarını kullanmalı ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalı. Fakat, Diken, Duvar, Artı Gerçek, Sözcü, DW, Bianet ve İfade Özgürlüğü Derneği dışında bu konu çok fazla sahiplenilmemiş durumda. O bakımdan mevcut durumun kabullenilmesini de doğru bulmuyorum. Özellikle Diken ve İfade Özgürlüğü Derneği tarafından 2015’ten beri yapılan bireysel başvurular sonucunda Anayasa Mahkemesi, artık göz ardı edemeyecek seviyeye gelen 9’uncu madde başvurularını birleştirip 503 farklı başvuruda ihlal kararı verdikten sonra yasa hükmünü iptal etmek zorunda kaldı. Dolayısıyla, yargısal yollara başvurmanın önemine de tekrardan vurgu yapmak gerekiyor. Dahası, basın kuruluşları tarafından Internet Archive ve Wayback Machine sansürlenen ve kaldırılması gereken içerikler bakımından kullanılmalı ve mevcut arşivlerin de arşivlenmesinin sağlanması için çalışmalar yapılmalıdır.”