Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararını tanımayan Yargıtay’a destek çıktı.
‘Yargıtay da yüksek mahkeme’ ifadesini kullanan Erdoğan AYM’nin ‘arka arkaya yanlışlar yaptığını’ dedi: “Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtay’ın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır. Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar.“

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, AYM’nin TİP Hatay milletvekili Can Atalay’la ilgili verdiği ‘hak ihlali’ kararını. tanımayarak tahliye talebinin reddine, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın TBMM’ye gönderilmesine, dahası ‘anayasa hükümlerini ihlal ettiği’ gerekçesiyle tahliye yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında Yargıtay başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
Erdoğan’ın Yargıtay’ın bu kararıyla ilgili gelen soruya yanıtı şöyle oldu:
“Her şeyden önce Yargıtay’ın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkar edemez. Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtay’ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez. Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki ‘Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.’ Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu parlamentoysa parlamentodan istiyor.
Şimdi Can Atalay’ı alın koyun bir kenara. Bundan önce yine benzer şeyler maalesef oldu. Parlamentomuz da bu konularda ağır hareket ediyor. Yani birçok terörist parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılması süreci geciktiği için kaçtılar, yurt dışına çıktılar. Bunların bu kadar ağır ele alınmaması gerekiyor. Çok seri kararla bu işlerin bitirilmesi lazım. Seri olarak bu adımlar atılmayınca ondan sonra bakıyorsunuz birisi Amerika’da, birisi Almanya’da, birisi Fransa’da meydana çıkıyor. Ondan sonra da oralardan Türkiye’yi tehdit ediyorlar. Benim ülkem yurt dışına kaçmış sapıkların tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı, kalamaz.
Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtay’ın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır. Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok. Son olarak şunu da vurgulamak isterim ki, Anayasa yapma yetkisi yüce Meclisimizindir ve bu yetkisini devredemez. Kimse de milletin iradesiyle oluşmuş meclisin bu mutlak yetkisine el uzatamaz.”
Ne olmuştu?
25 Ekim’de AYM Gezi Parkı davasından 18 yıl hapse mahkûm edilen avukat Can Atalay Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçildi. Yargı ve yasama adım atmayınca Atalay, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM de Atalay’ın ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Yüksek mahkeme ayrıca ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar verdi.
AYM kararı, 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne 27 Ekim’de ulaştı, kararı uygulaması beklenen mahkeme topu Yargıtay’a attı. İhlalin Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararından kaynaklandığı savunuldu, gereğini aynı dairenin yapması gerektiği belirtildi.
Yargıtay başsavcılığı Atalay’ın ‘yasama dokunulmazlığı’ndan yararlanamayacağını savunmuş, gerekçe olarak Atalay hakkındaki soruşturma ve yargılamanın milletvekili seçilmesinden önce başlamasını gösterdi.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi tahliye talebinin reddine, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın TBMM’ye gönderilmesine, dahası ‘anayasa hükümlerini ihlal ettiği’ gerekçesiyle tahliye yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında Yargıtay başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.