10 bebeğin ölümüyle suçlanan 47 sanıklı yenidoğan çetesi hakim karşısında.
20.45 | Duruşma yarına ertelendi
Yaklaşık 11 saat süren ve yedi sanığın dinlenildiği duruşma, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarın saat 09.30’a ertelendi.
18.40 | ‘Hasan’la sevgiliydik, aramız bozulduğu için öyle demiş’
12’nci sanık olarak Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten hemşire Mehtap Sayar’ın savunması başladı.
Hemşire Mehtap Sayar’a sanıklardan hemşire Hasan Basri Gök’ün “Çocuğu öldür” demesine karşılık kendisinin “Öldüreceğim de öldürsem de dert” sözleri soruldu.
Sayar, “Bu konuda konuşmak istemiyorum. Psikolojim bozuldu” dedi.
Hasan Basri Gök’ün savcılık sorgusunda ilaç satışında Mehtap Sayar’ın pay aldığına yönelik ifadelerine ilişkin Sayar, “Bir dönem Hasan ile sevgiliydik. Aramız bozulduğu için öyle demiş” dedi.
Savunmasında suçlamaları reddeden Sayar, “Hasta sevkiyle ilgili bilgim yok, basamaklandırmanın nasıl yapıldığını bile bilmiyorum. Epikriz yazmışlığım yok, nasıl yazıldığını bile bilmiyorum. Hepsini reddediyorum” dedi.
Hemşire Mehtap Sayar’a, Hasan Basri Gök’e “Her şey uygunsuz, her şey” dediği tape kayıtları soruldu.
Sayar, “Denetim önce uygunsuzluklardan rahatsız olmam nöbet listesindeki eksiklikle ilgili” dedi.
Bir sanık avukatının “Madem Fırat Sarı’nın işletmesinde değildin. O zaman neden motivasyon ödemesi aldın?” sorusu üzerine Sayar, “Sonuçta yoğun bakım sorumlusu oydu. Beraber çalışıyorduk” şeklinde yanıt verdi.
17.45 | ‘Hasan Basri Gök bebeğin tedavisi için aileden 38 bin lira aldı’
Verilen aranın ardından duruşma, Birinci Hastanesi Hasta Yatış Birim Sorumlusu olan Emine Avcı’nın savunması ile devam ediyor.
Hasan Basri Gök’ün bir bebeğin tedavisi için ailesinden 38 bin lira para aldığını babaannenin şikayeti üzerine öğrendiğini söyleyen Avcı, bu konuyla ilgili Gök’le kavga ettiğini söyledi
17.00 | Ara verildi
Duruşmaya 15 dakika ara verildi.
16.38 | ‘Benim de evladım var, bir hastaya ‘Çek fişi’ denir mi?’
Savunmasına devam eden sanık doktor Rıza Keykubat iddia edildiği gibi “Çek fişi” demediğini, Güney Hastanesi’nde eşinin iş başvurusunda bulunduğunu söyledi:
“Henüz hastaneye başlamamıştım ama Batuhan adında bir hemşire aradı. Yine de cevap verdim, ‘Acil doktoru ara, mavi kod ver’ dedim. Pratisyen hekim olarak sorumluluğum olmadığı halde yapılması gerekenleri yönlendirdim. ‘Kalp masajı yap’ dedim.
Herhangi bir yönlendirme yapmadığım iddiası doğru değil. Ben 20 yıldır hekimim, benim de evladım var. Bir hastaya ‘Çek fişi’ denir mi? Bu cümleyi hiçbir şekilde söylemedim. Söylenen örgütle hiçbir bağım yoktur. Hepsini emniyette gördüm. Hastaneden maaş almadım. İki hemşire kendi aralarında adımı geçirmiştir.“
‘Müvekkilim bebeğini bisküvi kutusunda aldı, savunmasını ajite etmesini kabul etmiyorum’
Kaya bebeğin ailesinin avukatı, Keykubat’ın savunmasına itiraz etti:
“Sanık sürekli olarak 10 yaşında bir çocuğu olduğunu söylüyor. Benim müvekkilim de bir baba. O da bisküvi kutusuyla bebeğini almış bir baba. Saatlerce o kutuda bebeğini kucağında taşımış. Eğer burada korunacak bir hukuki değer varsa annenin babanın yaşadığı travmadır. Evladını ortaya koyarak savunmasını ajite etmesini kabul etmiyorum.”
16.14 | İlk kez bir doktor ifade veriyor: Ne ben ne eşim o hastanede çalıştık, adımız ve kaşemiz kullanılmış
Sanık kürsüsüne “Çek fişi” dediği iddia edilen ve Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktor Rıza Keykubat geldi.
Keykubat “Örgütten kimseyi tanımıyorum. Hiçbir para alışverişim yok. Kaya Bebek’in ölümünden sorumlu değilim” derken, savcı “Önündeki kağıttan okumasın, bildiklerini anlatsın” dedi.
Sanık avukatı, savcının talebine “Kendini bu şekilde daha rahat ifade ediyor” diye itiraz etti.
Mahkeme başkanı, Keykubat’ın kağıttan okumasına izin verdi.
Keykubat şöyle devam etti: “Ben Güney Hastanesi’nde çalışmadım. Hilda Hanım başlayabilir dediler. Sonra hastaneden, 500 gram doğan bir bebeğin vefat ettiği haberi geldi. Ne ben ne de eşim o hastanede çalıştık. Bizim adımız ve kaşemiz kullanılmış.”
15.22 | ‘Kötüleşirse tüpünü çekersin’
Hakim “Kaya bebeğin doğumuna kim girdi?” diye sordu, Atak şöyle yanıt verdi:
“Bebeğin doğumuna ben girdim. Doğumdan sonra hep beraber yenidoğan yoğun bakıma çıktık. Bebeğin durumu zaten kötüydü. Doktor hastaneden ayrıldı. Bebeğin akciğerleri kanıyordu, başhekime haber verdim. Ali bey, başhekim olarak yoğun bakıma geldi ve yapılacakları sordu. Bunun ardından yapılması gerekenlerin yapıldığını söyledim ama bizi o süreçte yönlendiren bir doktor yoktu. Zaten Güney Hastanesi’nde gece yoğun bakım uzmanı yoktu.
Batuhan Çetin’i bana gece sorumlusu olarak tanıttılar. Ben de acil tıp teknisyeniyim. Benim de sorumluluk almamam gerekiyordu. Orada olmamam gerektiğini söylüyorlar. Beni arasaydı hastaneye giderdim. Kendisi beni aramadı. 7/24 yoğun bakımla ilgili her konuda arardım. Kendisi de bu konuda titiz davranıyordu. Her gün 2-3 defa gelir her şeyi kontrol ederdi.
Batuhan beni arasaydı,‘Rıza Bey’den verimli cevap alamıyoruz’ derdim. Bebek Kaya’nın ihmaliyle suçlanıyorum. Gerçekten kabul etmiyorum. Zorlanıyorum konuşmakta.”
‘Yoğun bakım kameralarını söktürdü’
Atak, başhekim Dirik’in yenidoğan yoğun bakımın kameralarını söktürdüğünü iddia etti.
Bunun üzerine hakim “Doktor Rıza Keykubad ifadesinde hastaneyle bağlantısı yokmuş gibi konuşuyor” dedi. Ataksa şunu dedi: “Savcılıkta savcı bey Batuhan’la Rıza beyin tapesini okudu. Batuhan hastanın kötüleştiğini söylüyor. ‘Kötüleşirse tüpünü çekersin’ diyor Rıza bey. Ayrıca Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Bebeği bilmeyen hekim nasıl böyle konuşuyor.”
Savunmasının devamında ambulans şoförü Gıyasettin Mert Ödemir’in 112 Acil Servis’te çalıştığını ancak 112 hastalarını göndermediğini de anlatan Atak “Samimi olduğu doktorlar hastalarına yer bulamadığında o hastaları gönderiyordu” dedi.
Atak’ın savunması bitti.
14.15 | ‘Herkes birbirinin dedikodusunu yapıyor‘
Duruşma aranın ardından sanık hemşire Damla Atak’ın savunmasıyla başladı. Fırat Sarı’nın işletmesinde çalıştığını söyleyen Atak, Sarı’yı bir ya da iki kez gördüğünü söyledi.
“İddianamede gördüğüm kadarıyla herkes birbirinin dedikodusunu yapıyor. Böyle örgüt olur mu?” diyen hemşire, başka doktorların kaşelerinin kullanılmasına ilişkin soruya “Dr. Mehmet Gürül’le çalışırken Dr. Şeyhmus’un kaşesi vardı. Mehmet beyin kaşesi yoktu” yanıtını verdi.
13.10 | Salonda tansiyon yükseldi, duruşmaya ara verildi
Sanık avukatı, tutukluların serbest bırakılmasını, bebeklere otopsi yapılıp ek bir iddianame hazırlanmasını talep etti:
“Sağlık Bakanlığı müfettiş incelemesiyle ilgili yargılama yapılması doğru değil. Sadece bir bebekle ilgili otopsi yapılmış. Diğer bebeklerle ilgili de otopsi yapılmalı ve sanıklar ancak bu şekilde suçlanmalıdır. Okuyucu bebek de bu kapsamdadır.
Bu nedenle yargılamaya devam edilemez, ek bir iddianame düzenlenmelidir. İdari ast-üst ilişkisiyle örgüt kısmı karıştırılmamalıdır. Burada dolandırıcılıkla ilgili beyanlar var ancak SGK tarafından zarara dair henüz net bir tespit yapılmamıştır. Bu yüzden tutuklanmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.”
‘Bebeğin öldüyse neden bu zamana kadar sustun’
Ardından duruşmaya ara verildi.
Salonda tansiyon yükseldi.
Davayı izleyen bir avukat, bir sanığa “Benim de bebeğimi öldürdün, yargılanacaksın” dedi. Sanığın avukatı cevap verdi, “Neden bu zamana kadar sustun?” dedi.
Mahkeme başkanı salonunun boşaltılmasına karar verdi.
12.40 | ‘Fırat Sarı hastayı entübe göster’ dedi’
Sanık hemşire Çağla Durmuş iddianameye geçen “Biz entübe gösterdik. Çarşaflara uyumlu değil, patlayabiliriz” sözünüyse şöyle savundu: “Ben yanlış hatırlamışım, uyumluymuş.”
Durmuş “Kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim” sözü içinse “Yeni öyle oldu, dosyaya da teyit amaçlı yazayım diye soruyorum” dedi.
Durmuş “Bakalım bir şey yakalayacaklar mı?” sözüyle eksikliklerden bahsettiğini öne sürdü.
Sanık hemşire, Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta transferi yaptığını, kendisinin doktora sunduğunu, doktor kabul ederse hastayı aktardıklarını anlattı.
Mahkeme başkanı bunun üzerine “Ben hakimim, başka iş yapamam. Gıyasettin ambulans şoförü olarak bunu nasıl yapıyordu?” dedi.
Sanık hemşire “Bilmiyorum, ben hasta transfer yaptığını biliyorum” yanıtını verdi.
Sanık hemşire, Fırat Sarı’nın kendisine “Hastayı entübe göster” dediğini anlatıp bunun daha fazla kazanç sağlamak için talep edildiğini ifade etti.
12.03 | ‘Artık bıraktım, ölüyor mu, ne olursa‘ tapesi soruldu
Durmuş’a örgüt yöneticisi olmakla suçlanan İlker Gönen’le arasında geçen bir konuşma soruldu. Sanık hemşireye, iddianameye yansıyan konuşmasında “Artık bıraktım, ölüyor mu, ne olursa” dediği hatırlatıldı. Durmuş “Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum” dedi.
11.50 | ‘Örgüt yok’
Sekizinci sanık hemşire Çağla Durmuş savunma yaptı.
Durmuş, örgüt üyesi olmadığını, ortada örgüt olup olmadığını bilmediğini savundu. Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık hemşire “Maaşlı çalışan bir insanım. Hiçbir hastayı ihmal edecek davranışta bulunmadım” dedi.
12.06 | ‘Mahkemeyi ben yönetiyorum, siz değil’
Çeteye ilişkin hazırlanan örgüt şemasında örgüt yöneticileri arasında gösterilen İlker Gönen’in avukatıyla mahkeme başkanı arasında gerginlik yaşandı.
Mahkeme başkanı, Gönen’in avukatına “Mahkemeyi ben yönetiyorum, siz değil” diye tepki gösterdi.
11.25 | Gazetecileri suçladı
Akyıldırım, Fırat Sarı’nın talebiyle Birinci Hastanesi’nden TRG Hastanesi’ne iki haftalığına yardıma gittiğini de anlattı.
Maaşlı çalışan bir insan olduğunu anlatan Akyıldırım, çete varlığını kabul etmediğini söyledi.
Yaşananları haberleştiren gazetecileri suçlayan Akyıldırım, olayın farklı bir noktaya çekildiğini öne sürdü.
Akyıldırım savunmasında ‘sorumsuz’ olduğu gerekçesiyle hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın işten çıkarılmasını istediğini de söyledi.
10.59 | ‘Fırat Sarı ilaçları Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı sattı dedi’
NTV‘nin aktardığına göre Akyıldırım savunmasında Fırat Sarı’yla bir telefon görüşmesini de anlattı. 2023 sonlarına doğru Sarı’nın kendisini aradığını söyleyen Akyıldırım, “Fırat Sarı, Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı’nın ilaçları sattıklarını söyledi. Ben gözümle görmedim” dedi.
‘Fırat Sarı’yla ilişkim vardı’
Akyıldırım, Sarı’yla 2019 tanıştığını ve üç yıl boyunca ilişkisi olduğunu söyledi.
Sanık hemşire epikrizleri doktorların söyledikleri doğrultusunda yazdığını öne sürdü.
10.45 | ‘Filmleri Fırat beye yolladım’
Akyıldırım’a iddianamede geçen bir bebeğin ölümü soruldu. Yaşamını yitiren bebeğin, müdahaleye rağmen hayata dönmediğini savunan Akyıldırım, şöyle devam etti: “Dursun bey bebeğin filmine sistemden baktı. ‘Diyafram hernisi’ dendi. Ben yorumlayamadığım için bilemiyorum. Çocuğa 45 dakika müdahale ettik. Sonra filmleri Fırat beye yolladım.”
10.34 | ‘Fırat bey toplu para atar, ben hemşirelere kıdemine göre dağıtırım‘
Duruşma sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla başladı. Akyıldırım “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışanım. Bir maddi çıkarım olmadı” dedi.
Mahkeme heyeti Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu. Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü. Akyıldırım “Medisense şirketinden Fırat bey aylık olarak bana toplu bir para atar, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım” dedi.
10.15 | Üçüncü celse başladı
Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmanın bugünkü oturumunda 22’si tutuklu 47 sanık ve tarafların avukatları hazır bulunuyor.
İlk iki gün neler yaşandı?
Davanın ilk iki gününde altı sanık savunma yaptı.
İlk duruşmada baro ve STK’ların katılma talepleri ‘suçtan zarar görmedikleri’ gerekçesiyle reddedilmişti.
Canlı Blog | Yenidoğan davası: ‘Ne yapalım taş mı yiyelim?’
Canlı Blog | Yenidoğan davası: ‘Yoğun bakım dolunca komisyon veriyorlardı’
Ne olmuştu?
İstanbul’da aralarında sağlıkçıların olduğu bir grubun bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasına ilişkin soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne 27 Mart 2023’te CİMER’den gelen ihbar üzerine başlatılmıştı.
Çete 10 bebeğin ölümüyle suçlanırken, 19 hastane ve sağlık hizmeti şirketi ‘malen sorumlu’ olarak yer alıyor.
Bakırköy başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianameye göre çetenin elebaşı doktor Fırat Sarı’yken, örgütün sevk ve idaresini doktor İlker Gönen ve 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir yapıyor.
İddianameye göre çetenin esas amacı işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almaktı.
Kârın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyeleri arasında paylaşıldığı ifade ediliyor.
47 sanıktan 22’si tutuklu olarak yargılanıyor.
İstenen cezalar
Şüpheliler istenen cezalar şöyle:
- Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez uygulanmak üzere ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis
- Gıyasettin Mert Özdemir’e ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları isteniyor.
Hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketlerinse kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep ediliyor.
Soruşturmada İstanbul’da dokuz, Tekirdağ Çorlu’daysa bir hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.