‘Yenidoğan çetesi’ iddianamesinde bazı hemşirelerin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediği belirtildi. Hemşire Hakan Doğukan Taşçı ifadesinde “Fırat Hoca bana ‘O hastayla ilgilenme boşuna, bırak ölsün’ diyerek beni sürekli işimi yapmamam konusunda engelledi” dedi.
Bakırköy başsavcılığınca düzenlenen iddianamede şüphelilerin ifadelerine yer verildi.
AA’nın aktardığına göre şüphelilere sorgularında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip istemedikleri de soruldu.
İddianamede örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen Dr. Fırat Sarı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyledi.
“Tıp Fakültesinde okuduğum zaman ‘PKK örgüt üyeliği’nden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönüp bitirerek, mezun oldum” diyen Sarı, yaklaşık sekiz yıl önce Medisense Sağlık Hizmetlerini kurduğunu ve yüzde yüz hisseli sahibi olduğunu kaydetti.
Sarı ifadesinde özetle şunları söyledi:
* Danışmanlık verdiğimiz hastanelerde tüm prosedürler yasalara uygun şekildedir. İl Sağlık Müdürlüğünün tuttuğu tutanakla ilgili olarak tespit edilen eksiklikler hastane yönetimi ile alakalı eksikliklerdir. Epikriz yazılması ile ilgili eksiklikler doktorun sorumluluğundadır.
* (Hastaneler) Bebek sayılarının artmasını istiyorlardı. Hasta tam iyileşmeden veya tedavi ret ile ailenin bebekleri almasından hastane yönetimleri zarar ettiklerinden dolayı bizim danışmanlık hizmetimizden şikayet ediyorlardı. Erken taburcu veya taburcu konularını hastanenin kendi doktorları karar vererek uygulardı.
Örgüt elebaşılığıyla suçlanan Dr. Gönen suç işlediğini düşünmediğini söyledi
Dr. İlker Gönen, suç işlediğini düşünmediği ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasını gerektirecek bir durum olmadığını savundu.
Gönen, “Kuleli Askeri Lisesi mezunuyum. 2009’da tabip üsteğmen olarak görev yaptığım zaman askeriyeden ayrılmam nedeniyle altı ay Silivri Cezaevinde hükümlü olarak kaldım. Bunun dışında hakkımda herhangi bir yakalama ve cezai işlem olmamıştır” dedi.
Medisense isimli şirkette bir yıla yakın bir süre çalıştığını ve ortada bir örgüt olmadığını savunan Gönen, dosyadaki tape kayıtlarının çok büyük bir kısmının danışman doktor olması sebebiyle tıbbi sorular veya hastanın nereye sevk olacağıyla ilgili olduğunu kaydetti.
Ambulans şoförü Özdemir etkin pişmanlıktan faydalanmak istedi
Bir diğer elebaşı 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyledi.
Bir WhatsApp konuşmasıyla ilgili Özdemir şöyle ifade verdi:
“Edirne 112 Servisine kendimi Güney Hastanesi ve Bağcılar Hastanesi Yenidoğan Koordinatörü olarak tanıtmamın nedeni hastalara yardımcı olmaktır.
Zaten mesajı attıktan sonra buradan benim aracılığımla hasta sevki olup olmadığını hatırlamıyorum.
Amacım sadece Edirne 112’ye ihtiyaçları halinde yardımcı olmaktı, mesajlarda da belli olduğu gibi hiçbir şekilde hastalardan bir para talebi söz konusu değildir.”
Hemşirelerin pişmanlık ifadeleri
Hemşire Hakan Doğukan Taşçı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyledi.
Kendisini usulsüz işlerin içine sokan kişinin Fırat Sarı olduğunu iddia eden Taşçı, “Kendisi hastanede doktor bulundurması gerekirken doktor yerine beni bırakıyordu. Ben de çocukların sağlığı için elimden geleni yapıyordum. İşler iyice çığırından çıktıktan sonra, çocukların sağlığı tehlikeye girdikten sonra bu kişiyle sürekli tartıştım. Yaklaşık dört aydır da kendisiyle görüşmüyorum. Kendisiyle kavga ederek ayrıldım” savunmasını yaptı.
‘Ambulans şoförünü CİMER’e ‘bebek tüccarlığı’ yaptığı için şikayet ettim
Taşçı, Gıyasettin Mert Özdemir’i ismen tanıdığını ve birkaç kez görüştüğünü belirterek şöyle ifade verdi:
“Bu kişiyi CİMER’e şikayet ettim. Şikayet etme sebebim ‘bebek tüccarlığı’ yapmasından dolayı. Bu kişi 112 Acil’de ambulans şoförü olarak çalışır. Birçok özel hastane ile iş yapar.
Genelde hastanelerde başhekimlerle, hastanede müdürleri ile anlaşarak hastanelere dışarıdan yenidoğan bebeklerin gelip yatışını yaptırıyor ve bundan kar elde ediyor.
Bu işlemlerde hastanenin bu yenidoğan bebekler için uygun olup olmadığına bakmadan sadece para kazanmak için bebeklerin canını tehlikeye atarak hastanelere sevkini yapıyor.”
‘O hastayla ilgilenme boşuna, bırak ölsün’
Geceleri hastanelerde nöbetçi hekim bulunması gerekirken bulunmadığını savunan Taşçı, şunları anlattı:
“Sorumluluğu da benim gibi hemşirelere yıkıyorlar. Bu sistemden şikayetçi olup işten ayrıldığım dönemde yaklaşık bir yıl boyunca işe girmemi engellediler.
Bir tane hastanın yaşama şansı az olmasına rağmen elimden geleni yaptığım için Fırat Hoca bana ‘O hastayla ilgilenme boşuna, bırak ölsün’ diyerek beni sürekli işimi yapmamam konusunda engelledi.
Ancak ben bunlara rağmen hastalara hep yardım ettim. İmkanlar doğrultusunda yönetimdeki kişilerden hastaların ödemelerinde indirim talep ettim. Bunu inisiyatif alarak yaptım.
Bu soruşturmayla ilgili yapılan denetimlerden sonra Fırat Sarı’ya ‘Artık bu işlerde yokum, istediğin raporları yazmayacağım’ dedim ve Sarı’yı hastane yönetimine şikayet ettim. Fırat Sarı da benim şikayetimi öğrenince istifamı istedi. Bu sebeple de işten ayrıldım.
Ben ayrıldıktan sonra da hastanede eks sayısı arttı. Bu eks vakalarının da araştırılmasını talep ediyorum.”
Hemşire Hasan Basri Gök de etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma istediğini belirtti.
Bütün bildiklerini samimi bir şekilde anlatacağını belirten Gök, şunları söyledi:
* Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den tanıdığı ve irtibatlı olduğu hastanelerden kendi kontrolünde olan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sağlıksız yenidoğan bebek bulmasını istiyordu. Yaklaşık 350 yatak kapasitesine sahip olan, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı yoğun bakımlar çoğunlukla fulldü. Fırat Sarı bu bebekler için SGK’ya faturalandırma yapıyordu.
* Bunun için de epikriz raporları gerekiyordu. Bu raporların neredeyse tamamı usulsüz olarak düzenleniyordu. Kendisi bir format oluşturmuş ve bu oluşturduğu formatı işletmeciliğini yaptığı hastanelerde yoğun bakım ünitelerinden sorumlu hemşirelere veriyor ve matbu olan format üzerinde düzenleme yapılarak epikriz raporu yazılmasını istiyordu.
* SGK’ya fatura edilebilecek ne varsa fatura ediyor ve devletten fazla para alınıyordu. Örnek vermem gerekirse yoğun bakımda tedavi gören bir yenidoğanın bir adet ilaç alması gerekiyorsa beş ilaç kullanılmış gibi gösteriyor ve bunu fatura ediyorlardı. Bu durum sürekli bire beş olarak değil, farklılık da gösteriyordu.
* Yoğun bakıma gelen hasta bebeklerin basamak dereceleri ile oynayarak, SGK’ya kesilen fazla faturadan usulsüz gelir elde etmişlerdir. Yabancı uyruklu bebek istememelerindeki amaçları ise SGK’nın yabancı bebeklere ödediği ücreti geç ödemesinden kaynaklıdır.
Ayrıca Gök, diğer şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ile Fırat Sarı’nın talimatları doğrultusunda hastaneden ilaç çıkartıp sattıklarını ve parasını Sarı’ya verdiklerini belirterek “2024 Ocak ayında artık bu usulsüzlüklere dayanamayarak bu şahsın yanından ayrıldım ve bütün bağlantımı kestim. Şahsın yaptığı bütün usulsüzlükleri beş ay önce CİMER’e şikayet ettim” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
‘Aralarında doktorlar ve hemşirelerin de olduğu’ İstanbul merkezli bir sağlık çetesi 21 şüpheli bebek ölümüne neden olmakla suçlanmıştı.
Durum 14 gündür bebeğini göremeyen bir annenin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.
Savcı Y.E., bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüttüğü sırada makam odasında tehdit edilmişti.
Hakimlik, 15 Ekim’de ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’, ‘birden fazla kişiyle tehdit’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’, ‘yargı görevini yapanı etkileme ve kişisel verileri aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlarından avukat Aylin Arslantatar, Mustafa Kemal Zengin, Baki Çelik, Yavuz Çelik ve Muhammed Emin Orhan’ın tutuklanmasına karar vermişti.
Soruşturmada adı geçen 47 şüpheliden 22’si tutuklanmıştı.
Çetenin ‘işbirliği yaptığı’ dokuzu dün (19 Ekim) olmak üzere toplamda 10 hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.
Ruhsatı iptal edilen dokuz hastane şöyle:
- Özel Avcılar Hospital
- Özel TRG Hospitalist Hastanesi
- Özel Birinci Hastanesi
- Özel Güney Hastanesi
- Özel Bağcılar Medilife Hastanesi
- Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi
- Özel Reyap İstanbul Hastanesi
- Özel Şafak Hastanesi Bağcılar
- Özel Silivri Kolan Hospital