CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Birol Yıldırım adlı özel güvenlik amirinin karakolda ölümüyle ilgili 12 polisin yargılandığı davada, aile fertleri, tahliye edilen polise, “Nasıl tahliye edildiğini öğrendik, amcan mafyaymış” diye seslendi.
45 yaşındaki Yıldırım, 5 Haziran 2021 gecesi İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki karakolda hayatını kaybetmişti.
Son olarak tek tutuklu sanık İsmail Alperen Salman tahliye edilmişti.
Davanın bugünkü duruşmasına tanıklar gelmeyince duruşma ertelendi.
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün beşinci duruşma görüldü. Duruşmaya yargılanan 12 polisten yedisi katıldı. Yıldırım ailesi, ailenin avukatı ve aynı karakolda dövülen Barış ve Alihan Uysal’ın avukatı hazır bulundu. Üye hakimlerden biri ve duruşma savcısının değiştiği gözlendi.
‘Hâlâ görevlerinin başındalar’
Başkan Arzu Al, duruşma başında dinleyecekleri tanıkların hazır olmadığını duyurdu.
Yıldırım ailesinin avukatı Hüseyin Tuzcu söz alıp şunları söyledi:
“Bu davanın başından beri bir tiyatro izliyoruz. Sanıklar sanki kimse öldürülmemiş, kimse darp edilmemiş gibi hâlâ görevlerinin başında. Adaletin işletilmemesi bizi derinden üzüyor, bu yüzden sanıkların tutuklanmalarını talep ediyoruz. Bu olay kafe sahibinin korunması için çıktı. Kafe sahibi olaydan sonra bütün polislerle senli benli konuşuyor, karakolda polislerin amiri gibi geziyordu. Bu nedenle olayın çıktığı kafeyle ilgili bir araştırma yapılmasını istiyoruz.”
Birol Yıldırım’ın babası Adil Yıldırım da sanıkları göstererek şöyle konuştu: “Bunların Eren Bülbül’ü öldüren, Ömer Halisdemir’i öldürenlerden ne farkı var? Benim çocuğumun suçu neydi?”
Mahkeme heyeti, iki tanığın zorla getirilmesine, gelmemeleri halinde dinlenmelerinden vazgeçilip vazgeçilmeyeceğinin değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 31 Mart’a erteledi.
Duruşma çıkışında Birol Yıldırım’ın kardeşi, 25 Nisan 2022’de tahliye edilen davanın tek tutuklu sanığı komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman’a seslenerek “Nasıl tahliye edildiğini öğrendik, amcan mafyaymış” diye bağırdı.
Ne olmuştu?
Özel bir güvenlik şirketinde amir olarak çalışan Birol Yıldırım, mesai arkadaşı B.U.’nun bir polis memuruyla tartışıp gözaltına alınması üzerine 5 Haziran’da saat 22:30 sıralarında Esenyurt karakoluna gitmişti. Birol, bilgi almak isteyince rütbeli bir memurun, “Bu arkadaşı da alın içeri” talimatıyla saat 23:30 sıralarında gözaltına alınmıştı. 6 Haziran’da saat 03:00 sıralarında ise bir polis karakoldan dışarı çıkarak bekleyenlere, “Birol Yıldırım vefat etti. Başınız sağ olsun” demişti.
İstanbul valiliği, ölümü nedenini ‘kalp krizi’ olarak açıklamıştı.
Kısa süre sonra Diken’in ortaya çıkardığı güvenlik kamera kayıtları Yıldırım’ın polisler tarafından dövüldüğünü, kötü muameleye maruz bırakıldığını, polislerin ölümden sonra telaşlandığını göstermişti.
Buna karşın görüntülerdeki polisler görevlerine devam etmişti. 19 Ağustos 2021’e gelindiğinde iki polis gözaltına alınmış, bunlardan komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Birkaç gün sonra da Büyükçekmece başsavcılığı tarafından 12 polis hakkında iddianame düzenlenmişti.
İddianamede aralarında tutuklu polis Salman’ın da bulunduğu yedi polisin, Yıldırım’a yönelik ‘bilinçli taksirle ölümüne neden olma’ suçlamasıyla üç yıldan dokuz yıla kadar, Yıldırım’ın iş arkadaşı ve iş arkadaşının oğlunu darp ettikleri için de beş polisin ‘basit yaralama’ suçlamasıyla 16 aydan dört yıla kadar hapisleri talep edilmişti.
Davanın ilk duruşması 20 Eylül 2021’de Büyükçekmece 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Bu duruşmada davanın seyri değişmiş, mahkeme, Birol Yıldırım’ın vücudundaki yara sayısı ve yaraların niteliğini göz önünde bulundurarak polislerin eyleminin ‘işkence suçunu oluşturabileceği’ gerekçesiyle dosyayı Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Komiser yardımcısı Salman’ın da tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.
Bu davada duruşma salonunun küçük olması nedeniyle tartışmalar çıkmış, yargılanan polislerle dayanışmak için adliyede bulunan rütbeli bir polis, Kanal D muhabiri İbrahim Konar’ı hakimin huzurunda yaka paça dışarı atmıştı. Duruşma binasının dışında da polislerle birlikte duran ancak sivil kıyafetli kişiler Yıldırım’ın ailesini sözleriyle taciz etmişti. Bu kişiler hakkında gazetecileri sözlü bir şekilde taciz ve tehdit etmeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştu ancak suç duyurusu takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Ocak 2022’de görülen ilk duruşmaya hiçbir basın mensubunun girmesine izin verilmemişti. Bir sonraki duruşma 28 Mart 2022’de yapıldı. Savcı, bu duruşmada tutuklu polis Salman’ın ‘suçun vasıf değiştirmesi ihtimali’ nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istemişti. Mahkeme heyeti de oy çokluğuyla Salman’ın tutukluluğunun devamına hükmetmişti.
25 Nisan 2022’de görülen duruşmada ise Salman’ın tutukluluğunun devamı yönünde oy kullanan hakimin olmadığı görülmüştü. Bu duruşmada, Salman’ın oy çokluğuyla tahliyesine karar verildi, yurt dışına çıkışı yasaklanmıştı. Heyet, gerekçelerini ‘üzerine atılı suçun niteliğinin değişme ihtimali, yasada öngörülen ceza süresi, bilirkişi raporları ve adli tıp kurumu raporu, delillerin büyük oranda toplanmış olması, tutuklu kaldığı süre, kaçma şüphesinin bulunmayışı’ diye sıralamıştı.
Birol Yıldırım davası: Polisler kameralara yansıyan şiddeti görmemiş