CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
İstanbul Esenyurt Karakolu’nda 5 Haziran 2021 gecesi ölen özel güvenlik amiri Birol Yıldırım’ın faili olduğu iddiasıyla toplam 12 polisin yargılandığı davada, sekiz aydır tutuklu bulunan tek polis İsmail Alperen Salman hakkında oy çokluğuyla tahliye kararı verildi.

42 yaşındaki Yıldırım’ın Esenyurt Karakolu’daki ölümünün sebebi ‘kalp krizi’ olarak açıklanmış, kısa süre sonra ortaya çıkan güvenlik kamera kayıtları Yıldırım’ın karakolda polisler tarafından dövüldüğünü, kötü muameleye maruz bırakıldığını, polislerin ölümünden sonraki telaşlarını göstermişti. Büyükçekmece başsavcılığı tarafından 12 polis hakkında iddianame düzenlenmişti.
28 Mart’ta görülen üçüncü duruşmada ikiye karşı bir oyla tahliye kararı çıkmamıştı. O duruşmada Salman’ın tutukluluğunun devamı yönünde oy kullanan üye hakimin değiştirildiği görüldü.
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya mahkeme başkanı Arzu Al salona herhangi bir gerekçe göstermeden gazetecileri almadı. Gazetecilerin yerine birçok çevik kuvvet polisi salonda hazır tutuldu.
Gazeteciler yerine çevik kuvvet alındı
Birol Yıldırım’ın ailesi ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya sekiz aydır tutuklu yargılanan polis İsmail Alperen Salman Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz yargılanan sekiz polis ve avukatları da salondaydı.
Başkan Arzu Al, duruşmaya gazetecileri almama sebebini tutanağa ‘dosyadaki taraf sayısının fazla oluşu, duruşma salonunun küçük ve yetersiz oluşu, covid-19 pandemisi sebebiyle bulaş riskinin fazla olması, toplum ve mahkeme heyetinin sağlığı’ diye geçirdi.
Başkan Al, salondaki iki gazeteciyi çıkarırken onların yerine salona alınan çevik kuvvet polislerinin maskesi yoktu.
Polislerin ifadeleri öğrenilemedi
Duruşmada altı polis tanık olarak dinlendi, ancak polislerin ifadeleri sesli olarak sisteme kaydedildiği için söyledikleri öğrenilemedi.
Tanıkların ifadelerinin alınmasından sonra mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Heyet, tutuklu tek polis İsmail Alperen Salman’ın ‘üzerine atılı suçun niteliğinin değişme ihtimali, yasada öngörülen ceza süresi, bilirkişi raporları ve adli tıp kurumu raporu, delillerin büyük oranda toplanmış olması, tutuklu kaldığı süre, kaçma şüphesinin bulunmayışı’ gerekçeleriyle tahliyesine karar verdi.
Salman’ın yurt dışına çıkışını yasaklayan heyet, bir sonraki duruşmanın 19 Eylül saat 10:30’da görülmesini hükmetti.
Ne olmuştu?
İstanbul Valiliği, 42 yaşındaki Birol Yıldırım’ın 5 Haziran 2021 gecesi Esenyurt Karakolu’daki ölümünün sebebini ‘kalp krizi’ olarak açıklamıştı. Kısa süre sonra ortaya çıkan güvenlik kamera kayıtları Yıldırım’ın karakolda polisler tarafından dövüldüğünü, kötü muameleye maruz bırakıldığını, polislerin ölümünden sonraki telaşlarını göstermişti.
Buna karşın görüntülerdeki polisler görevlerine devam etmişti. 19 Ağustos 2021’e gelindiğinde iki polis gözaltına alınmış, bunlardan komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Birkaç gün sonra da Büyükçekmece başsavcılığı tarafından 12 polis hakkında iddianame düzenlenmişti.
İddianamede aralarında tutuklu polis Salman’ın da bulunduğu yedi polisin, Yıldırım’a yönelik ‘bilinçli taksirle ölümüne neden olma’ suçlamasıyla üç yıldan dokuz yıla kadar, Yıldırım’ın iş arkadaşı ve iş arkadaşının oğlunu darp ettikleri için de beş polisin ‘basit yaralama’ suçlamasıyla 16 aydan dört yıla kadar hapisleri talep edilmişti.
Davanın ilk duruşması 20 Eylül 2021’de Büyükçekmece 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Bu duruşmada davanın seyri değişmiş, mahkeme, Birol Yıldırım’ın vücudundaki yara sayısı ve yaraların niteliğini göz önünde bulundurarak polislerin eyleminin ‘işkence suçunu oluşturabileceği’ gerekçesiyle dosyayı Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Komiser yardımcısı Salman’ın da tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.
Bu davada duruşma salonunun küçük olması nedeniyle tartışmalar çıkmış, yargılanan polislerle dayanışmak için adliyede bulunan rütbeli bir polis, Kanal D muhabiri İbrahim Konar’ı hakimin huzurunda yaka paça dışarı atmıştı. Duruşma binasının dışında da polislerle birlikte duran ancak sivil kıyafetli kişiler Yıldırım’ın ailesini sözleriyle taciz etmişti. Bu kişiler hakkında gazetecileri sözlü bir şekilde taciz ve tehdit etmeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştu ancak suç duyurusu takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Ocak’ta görülen ilk duruşmaya hiçbir basın mensubunun girmesine izin verilmemişti.
28 Mart’ta görülen üçüncü duruşmada savcı tutuklu polis Salman’ın ‘suçun vasıf değiştirmesi ihtimali’ nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istemişti.
Mahkeme heyeti de oy çokluğuyla Salman’ın tutukluluğunun devamına hükmetmişti.