CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Birol Yıldırım adlı özel güvenlik amirinin 5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan gece İstanbul’un Esenyurt karakolundaki ölümü öncesi çekilmiş görüntüler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Diken’in ulaştığı yeni görüntülerde saatler 23:22’yi gösteriyor. Kamera kaydında Birol Yıldırım’ın karakoldan çıkmak üzereyken arkasındaki bir polise döndüğü görülüyor. Bu sırada yüzünü döndüğü polis Yıldırım’ın üzerine atlayarak onu tokatlıyor ve itmeye başlıyor. Yıldırım, karakolun nizamiyesinden dışarı çıkmaya çalışıyor ancak başka bir polis onu yaka paça içeri çekiyor ve çıkmasına izin vermiyor. Yıldırım’ın içeride başına neler geldiğini bilmiyoruz ancak polisler başka bir polisi Yıldırım’ın konulduğu yerden uzaklaştırmaya çalışıyor. Kısa bir süre sonra da Yıldırım’ın tekrar karakolun içerisine götürüldüğü görülüyor.
Yayınladığımız ilk görüntülerde Birol Yıldırım’ın saat 23:16’da karakola girdiği görülüyordu. Yeni görüntülerle birlikte Yıldırım’ın karakola girdikten kısa bir süre sonra 23:22’de binadan çıkmaya çalıştığını anlıyoruz. Çıkmasına izin verilmeyen Yıldırım, tekrar bina içine alınıyor. 23:26’da karakoldan çıkarken yedi sekiz polis tarafından durdurularak zorla tekrar içeri alınıyor. Bu görüntülerde dört polisin Yıldırım’ın yakasına yapıştığı, tartakladığı, aralarından birinin tekme attığı açıkça görülüyordu.
Ne olmuştu?
Özel bir güvenlik şirketinde amir olarak çalışan 42 yaşındaki Birol Yıldırım, mesai arkadaşı B.U.’nun bir polis memuruyla tartışıp gözaltına alınması üzerine 5 Haziran’da saat 22:30 sıralarında Esenyurt karakoluna gitti. Bilgi almak isteyince rütbeli bir memurun, “Bu arkadaşı da alın içeri” talimatıyla saat 23:30 sıralarında gözaltına alındı. Dahası yönetmeliğe aykırı olarak doktor kontrolü için hastaneye sevk edilmedi.
Gözaltı haberini alan iki mesai arkadaşı saat 00:00 sıralarında karakola gidip Yıldırım’ı görmek istedi ancak polisler sorularını yanıtsız bıraktı.
Tanık anlatımlarına göre gece saat 01:00 sıralarında sivil kıyafetli bir kadın, “Nabzı yok” diye bağırdı. 15 dakika sonra karakola ambulans geldi. Ambulans 45 dakika kadar karakolda kaldı. Sağlık görevlilerinden birinin, “Ex olmuş” (ölmüş) dediği duyuldu. Ambulans, Yıldırım’ı almadan karakoldan ayrıldı. Bir polis memuru karakoldan dışarı çıkarak, “Birol Yıldırım’ı tanıyan var mı? Kendisi polise şiddet uyguladı” diye bağırdı. Tanıkların “Evet” demesine rağmen Yıldırım kendilerine gösterilmedi.
03:00 sıralarında savcı karakola geldi. Kısa bir süre sonra bir polis karakoldan dışarı çıkarak tanıklara, “Birol Yıldırım vefat etti. Başınız sağ olsun” dedi.
Valilik ve emniyetten yapılan açıklamada Yıldırım’ın ‘bekletildiği sırada fenalaştığı’ öne sürüldü.
Oysa Yıldırım’ın cenazesi yakınlarına teslim edildiğinde, burnu darp nedeniyle göçmüş ve kan akıyordu. Aynı şekilde kulaklarından ve gözünden de kan geliyordu.
Polis tutanağına göre Yıldırım nezarethane yerine mutfakta tutuldu ve saat 00:10 sıralarında ölü bulundu; bulunduğunda giysileri ıslaktı, yer de öyle. Su koridora kadar taşmıştı.
Savcının hazırladığı olay yeri keşif ve görgü tutanağına göre polisler, Yıldırım’ın öldüğü bilgisini savcıya gece saat 01:36’da verdi ancak savcı karakola saat 03:00’te gitti.
Soruşturma kapsamında savcılık henüz polislerin ifadesini almadı. Ancak 32 polisin emniyet ifadesi ölümün gerçekleştiği karakolda ‘tanık’ sıfatıyla alındı. İfade veren komiser İ.A.S., Yıldırım’a kendisine ve görevlilere zarar vermemesi için ters kelepçe takıldığını öne sürdü. Şüpheli polislerin hiçbiri görevden alınmadı.
Yıldırım’ın karakola yanına gittiği mesai arkadaşı B.U. ile oğlu A.U. ifadelerinde Yıldırım’ın 11 polis tarafından dövülerek öldürüldüğünü söylemişti.