Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, “Bu pazar günü hem bir kolunuzu hem bir bacağınızı kopartacağım (mecazi anlamda)” diye duyurduğu 8’inci videosunu ‘Fırtınalarla büyüyen fidanlar rüzgarlarla yıkılmaz başlığıyla’ yayınladı. Peker ilk kez doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslendi: “Helalleşeceğiz abi.”
Yurt dışında bulunan Peker, örgütüne operasyon düzenlenip evinin basılmasından sonra Youtube hesabından video yayınlamaya başlamıştı.
Peker’in 8’inci videoda söylediklerinden satır başları şöyle:
*’Muhalifleri bayrak direklerine asacağım, oluk oluk kanlarını akıtacağım’ demedim. 15 Temmuz anma etkinliğinde, FETÖ’cüler dedim. Rize’de yaptığım konuşmada da, ‘Hamile karılarının yanında şehit edilen kocaların, çocuklarının yanında şehit edilen babaların intikamını sizden alacağım. Merhamet etmeyeceğim. Oluk oluk gerekirse kanlarını akıtacağız’ dedim.
*Keşke Tayyip Abi bu şekilde olaylara müdahale edip çözseydi. Bu kadar veri, belge, anlatım varken… Tayyip abi nedense bana değil onlara inanmayı tercih etti.
*Azerbaycan’a SİHA gönderdik. Azerbaycan’da SOCAR var. Katar’a askeri birlik kurduk, bankalarda para var. Filistin’e niye göndermediniz? Filistin’de ne var? Hamaset. Hani beraberdik? Öyle cami çıkışında bağırmayla olmaz bu işler.
*Milleti kasmak için… ‘Din elden gidiyor, devlet elden gidiyor. Aman beka sorunu…’ Hep bir film.
*15 Temmuz’da ilk sokağa çıkanlardanım. ‘Rütbelilerin hepsini vurun’ dedim.
*Sayın cumhurbaşkanımız Tayyip abi, ‘Uluslararası bir komplo var’ dedi. Merkezinde de benim de bulunduğumu ismimi geçirmeden söyledi. ‘Bulup getireceğiz’ dedi. Beni bulup getirmek gerçekleri değiştirecek mi Tayyip abi? Bundan sonraki videoda anlatacağım o zaman, ne zaman tanıştık, ne zaman görüştük. Ne bir eksik ne bir fazla. Madem ki ajan olduk… Bir özür bekledim abi ya. Her şey ortada, halk biliyor. Sana anlatmıyorlar. Geri kalan herkes biliyor. Çevreni sarmışlar, bir sen bilmiyorsun. Ancak sen görmek istemiyorsan ben vatan haini olarak anılmak istemem. Ben vatan haini değilim. Bunu en iyi sen biliyorsun. Senin hiçbir gücün yokken ben vardım. Onların hiçbiri yoktu. Alkış beklemedim, ön planda olmadım, elimden ne geliyorsa onu da yaptım. Anlatacağım delillerle. Helalleşeceğiz abi.”
*İki tane skandal anlatacağım. İçinde bütün herkes var.
*Ben İsmail Saymaz değilim, Merdan Yanardağ değilim. Diyorlar ki ne yapsaydık. Ulan kalk git masadan. Adam iki saat konuşmuş, siz ikişer dakika… Hem gazetecilik yapamıyorsunuz, hem de ‘O suç örgütü, yapar…’ Nasıl gazetecisiniz siz. Sizi boşa düşürdü. Büyük tezgaha geldiniz. Doğruya doğru… Diyorlar ki Sedat Peker’in anlattıklarının yüzde 10’u bile doğruysa vahim. Hepsi doğru diyorum size, delilleri verdim. Gazeteciliği de ben mi yapayım?
*Suriye’deki silahlar konusuna gireceğiz. Pandora’nun kutusu açılsın. Aklınıza şey gelmesin, devleti yargılatacak… Yok. Ama kişiler yargılanırsa yargılanır.
*Öcalan çok acayip bir adam… Sadist. Ruh manyağı. Öcalan yakalanınca insanlar kendini yaktı üstüne benzin döküp.. aklım çıktı. Bu da çukur, alçak dersen o bir seviyedir. Bu çukur.. Adamlar onun için yanıyor, desene ‘Öldürün ulan beni…’ O da sorguculara yalakalık yapıyor, aman beni dövmesinler… Bir tane böyle bir manyak lazımdı, bir de cezaevinde insanlara bok yedirenler, kendini vatansever zanneden… Üç beş manyak, sadist Kadınları çıplak soyuyor çocuklarının yanında…
*İki tane büyük sorun var Türkiye’de, bela yaklaşıyor…
*Aleviler… Çocukluğumuzdan beri haklarında duymadığımız şey kalmadı, evlenilmez, ellerinden ekmek yenmez… Bizim apartmanda bir görevli vardı, Bayram abi, apartmandakilerden hepsinden daha şerefliydi, babam dahil.
*Bu kadar zulüm olmaz arkadaş, herkese zulüm… Onu korkut bunu korkut. Ulan bir dur arkadaş ya. Ulan bir rahat yaşayalım.
*Bir tane kral yok ki… 20 tane padişah geziyor ülkede. Ama atalarımız ne demiş: ‘Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var.’ Siz her şeyi bilemezsiniz, Allah bilir… Bilemezsin. Bir kamerayla bir tripodun başına bela açacağını bilemediğin gibi.
*Diyordum ya Suriye’de sorun var… (Suriye’ye silah taşıyan) MİT TIR’ları yakalandıktan sonra… Kafamda şöyle bir oluşmuştu. Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de ordaki kardeşlerimize yardımcı olmak için insansız hava aracı, kıyafetler, telsizler, çelik yelekler… Bu projeyi konuştuk o milletvekili arkadaşımızla, o da aldı iletmesi gereken yerleri iletti, tamam. Sonra dediler, ‘Ek TIR’lar verelim. Sizin TIR’larla beraber…’ Bizim TIR’lar Sedat Peker yardım konvoyu diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Ama benim adıma giden başka TIR’lar var. Başka yerdeki Türkmenlere gidiyor. Tabii içinde ne olduğunu biz bilmiyoruz. Yani silah olduğunu biliyoruz tabii de… Ama bu MİT ya da askeriye tarafından organize edilmiyor, SADAT (Erdoğan’ın eski başdanışmanı, emekli general Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu savunma danışmanlık şirketi) tarafından organize ediliyor. SADAT içindeki bir ekip tarafından. Ama benim adıma gidiyor. İşlem yok, kayıt yok, direkt geçiliyor… Sonra bizim yüklü miktarda Mitsubishi’lerden de istediler bizden. Verdim. Sonra teşekkür videoları falan çekiyor bizim Türkmenler, aracı aldık diye… Bir ikisinde Arapça konuşuluyor, bizim Türkmen arkadaşlardan biri dedi ki ‘Bunlar El Nusra’cı.’ Allah Allah… Bizim arkadaşlar da söyledi… Bunlar El Nusra’ya gidiyor diye… Evet!!! Benim üzerinden gidiyor! Ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı!
*Beni küçültmek istediniz di mi? Göreceksiniz, kibrit kutusuna sokacağım hepinizi…
*Ben o zaman dedim ki, ‘Ya bunlara bu silahları veriyorsunuz ama bunlar bizim Türkmenlerle savaşıyor…’ Bir bilelim dedim, bizim üstümüzden gidiyor çünkü. ‘Ya işte yeni dengeler kuruluyor’ falan… ‘Bana anlatacaksınız’ dedim. Ondan sonra benim üstümden yapmayı kestiler. Şahit oldum, biliyorum, konuşurum diye dedikodu çıkardılar, PKK’ya silah satmışım diye… Değersiz olayım diye…
*Pandora’nın kutusunu açalım bakalım… Suriye’de ticaret yapmak için Metin Kıratlı var… Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı… Külliyede… Ona gideceksiniz.. Büyük işlerden bahsediyorum… Kaçak ham petrol, bakır, ikinci el araba… Bunlar büyük para… Ordan onay aldıktan sonra Murat Sancak-Ramazan Öztürk… Tüm hiyerarşı orda… Ordan da da onay aldıktan sonra El Nusra’nın iktisat sorumlusu var, Ebu Abdurrahman… Ebu Şeymal ismini de kullanıyor… Şu anda da ticaret böyle yapılıyor biliyor musunuz… Bunun haricinde orda iş yapamazsın.
*Berat Albayrak nerde biliyor musunuz? Murat Sancak’ın evinde… Hadımköy, Beylikdüzü taraflarında, orda kalıyor. Beraberler.
*Bu vatanın çocuğu şehit olacak… Ama Suriye’deki para niye hiç bizim devlete gelmiyor? Hala devletten para gidiyor oraya bizde… Orda çok büyük ticaret var ama… Çok büyük para kazanılıyor… Petrol, bakır… Ama anlatan yok, gören yok… Millet inliyor, bilen yok… Böyle işte… Ordan Türkiye’ye gelen bir lira para yok. Milyarlarca dolar ya… Biz oralara niye gittik? E o ticaretten gelen para nereye? Bizim Murat Sancak-Ramazan Öztürk, Berat’ın ekibi... Metin Kıratlı…İdari işler başkanı… Bir de El Nusra…
*Bu Sülü’nün (Soylu) son dört senede, içişleri bakanlığı döneminde, bu ülkedeki ne kadar büyük holding, kurum, kuruluş var bunun şirketine (Engin Sigorta) geçti… Bu bile suç. Nasıl büyür bir şirket bir anda? Kes poliçeyi gelsin paralar.
*O bakanlıktan ayrılacaksın… Tasmayı boynuna takacağım… Göreceksiniz.
*(Libya’yla ilgili) Çok enterasan bir olay yaşadım… Bakan beyle tanıştık, ismini vermeyeceğim, sıkıntıya girmesin… Bakanlar kurulu… Sayın cumhurbaşkanımız, şu şu şu ihaleler şu şu şu şirketlere verilsin… Libya’da şehit olanlar kim? Niye beş on aile alıyor bu ülkedeki tüm parayı? Niye halk fakir?
*Belediyelerdeki imar müdürleri… İmar müdürünün üstünde binlerce daire olur mu? Ulan milletin köpek kulübesi yok! Ölüyor ulan millet açlıktan. Araştırın o kadar tapu var mı yok mu?
*Sizi galeyana getirip sokağa çıkın diyenler olacaktır… Yapmayın… Siz Tayyip abinin de patronusunuz. Onun maaşını siz veriyorsunuz. Ama bilmiyorsunuz. Önümüzdeki hafta Tayyip abiyle konuşacağız. Ajanım ya ben… Bakacağız ben nasıl ajanım.
*Tek bi şey umrumda, devlete zarar vermemek. Devlete zarar vermek istesem iki kelimeyle kitlerim olayı.
*Niye yapıyorsun diyorlar. İlk sefer sinirle yaptım. Şimdi niye yaptığımı ben de bilmiyorum. İçimden geliyor yapmak.
*15 yaşında ninni diye marşlarla uyuyan adamı siz ölümle mi korkutacaksınız?“
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alan ifadeleri başta olmak üzere söyledikleri New York Times, Guardian ve Reuters dahil uluslararası gazete ve ajanslar tarafından da haberleştirilen Peker hakkında Ankara başsavcılığı tarafından 27 Nisan’da yakalama kararı çıkartılmıştı. Kararın ardından Peker Twitter’dan şu mesajı paylaşmıştı: “Seven dostlarıma korku salmak için Sedat Peker’i aldık, Türkiye’ye geliyoruz diyorsunuz. Ben buradayım. Hadsize had bildirmek adettendir. Bu pazar günü hem bir kolunuzu hem bir bacağınızı kopartacağım (mecazi anlamda).”
Peker dün gece attığı son tweet’inde de, “Biz kol bacak koparacağız dedik mi koparırız” diye yazmıştı.