AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
İki eski AKP’li, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in videoları karşısında AKP’nin sessizliğini Diken’e değerlendirdi.
Peker, örgütüne operasyon düzenlenip evinin basılmasından sonra Youtube hesabından video yayınlayarak özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef almaya başlamıştı.
AKP’de genel başkan yardımcısı olarak görev yapmış Özdağ, Peker’in iktidara “Turpun büyüğü heybede” mesajını verdiğini belirterek, “Bu sessizlik hayra alamet değil. Bu sessizlik zımnen olayı kabullenmektir” dedi.
Hukukçu kimliğiyle de bilinen, AKP’de MKYK üyeliği yapmış Yeneroğlu, “90’lardan daha beter bir çürümeyle karşı karşıyayız” derken sessizliğini koruyan bir diğer kesimin, savcıların durumunu şöyle değerlendirdi: “Soruşturma başlatsa terörist ilan edilip görevden alınacak.”
‘Soylu televizyonlara değil, savcılığa gitmeli’
Özdağ, Peker’in Soylu’yu ‘dönüş bileti’ olarak görmesini “Demek ki aralarında bir anlaşma olmuş” diye yorumladı: “Yapılacak iş, Soylu’nun sadece televizyonlara çıkıp ‘Bunlar yalandır’ demesi değil. Soylu derhal istifa etmeli ve savcılığa gitmeli. Burada yapması gereken HTS kayıtlarını çıkarmasıdır. Soylu savcılara diyecek ki ‘Benimle ilgili her şeyi çıkarın.’”
‘Dünyada siyaset kurumunun mafyalaşması yoktur’
Özdağ, Türkiye’deki mafya ve siyaset denklemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Dünyanın her yerinde mafya vardır ama siyaset kurumunun mafyalaşması yoktur. Siyaset kurumu bizzat o mafyayla mücadele eder. Hem devletin hukukunu korur hem vatandaşın hukukunu korur ve vatandaşını hukuk dışı hiç kimsenin insafına terk etmez. Bu ister devletin içine çöreklenmiş yapılar olsun ister devletin dışında devleti kullanarak çöreklenmiş yapılar olsun.”
‘Peker’in kardeşini alan savcılar Soylu için neden sessiz?’
“Savcılar neden devreye girmiyor?” diye soran Özdağ şöyle devam etti: “Sedat Peker kardeşiyle ilgili bir şey söylediğinde kardeşini aldılar ve işlem başladı. Kardeşiyle ilgili savcılar devreye giriyor da içişleri bakanıyla ilgili söylediklerinde neden devreye girmiyorlar? Onlar tartışılamaz mı? Onlar hukuka tabi değiller mi? Hukuk büyük balıkların delip geçtiği küçük balıkların takıldığı balık ağları mı? Değil. Hukuk kimsenin makamına bakmaz.
‘Ne Soylu istifa ediyor, ne Erdoğan görevden alıyor’
Özdağ Soylu’ya şöyle ‘yol göstderdi’: “Derhal kendisi hakkında yargılanma talebinde bulunmalı ve Yüce Divan’a gitmeli. İkinci olarak, istifa etmeyi beceremiyorsa -ki beceremiyor, daha önce de bir istifa etti, eline yüzüne bulaştırdı özür diledi- o zaman (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan, derhal görevden alıp ‘Aklan gel’ demesi lazım. Onu da demiyor. Bu sessizlik hayra alamet değildir. Bu sessizlik zımnen olayları kabullenmek demektir. “
‘Adalet Bakanı neden susuyor?’
Özdağ’a göre Peker’in iddiaları ‘hafife alınır’ türden değil: “Kimin söylediğinden ziyade ne söylediği önemlidir. Cinayet , uyuşturucu ticaret, çökme diyor. İnsanların mal varlıklarına kumpas diyor. Mal varlıklarına el koyma diyor. Milletvekilinin kemiklerini kırdık diyor. Hukuk çok acil devreye girmeli. Adalet bakanı susuyor. Adalet bakanı diyordu ya ‘Adalet yerini bulsun, kıyamet kopsun isterse’ diye. Hani adalet yerini buluyor mu? Nerede savcılar?”
‘Devlet kurumları tamamıyla çürüdü’
‘Yargının sessizliğinin siyaset kurumunun vesayetinden kaynaklandığını belirten’ Özdağ şöyle devam etti: “Devlet kurumlarının tamamıyla çürüdüğünü gösteriyor. Bugün Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bunların hepsinin başıdır. Bu sistem Türkiye’ye felaket getirmiştir ve felaketler de devam edecektir, öyle gözükmektedir.”
‘Peker AKP’ye turpun büyüğü heybededir mesajı veriyor’
Özdağ’a göre Peker’in mesajı açık: “Sedat Peker bu operasyonlarla diyor ki ‘Bana bir operasyon yapmayın, yurt dışında yaşayacağım, beni Türkiye’ye getiremezsiniz cezaevine koyamazsınız’. Bunlar uyarı mesajlarıdır, esas dağın arkasında daha büyükleri vardır. Turpun büyüğü heybede mesajı veriyor.”
Peker son videosunda eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu armatör Erkan Yıldırım’ı da uluslararası kokain kaçakçılığında parmağı bulunduğunu öne sürmüştü.
’90’lardan daha beter bir çürümeyle karşı karşıyayız’
Yeneroğlu, Peker’in dile getirdiği iddialara şaşırmamış: “Bu kadar hukuksuzluğun olduğu, Anayasa’nın ayaklar altına alındığı, devleti yönetenlerin hukuku tanımadığı bir ülkede elbette bu tip iddialar, olaylar yaşanacaktır. Bu kaçınılmazdır. Hukuk devleti anlayışının ezildiği yerde suç örgütlerinin var olmasından daha doğal bir şey olamaz.“
Peker’in Soylu için ‘’Benim dönüş biletimdi’’ ifadesinin ne anlama geldiğini Soylu’nun açıklaması gerektiğini belirten Yeneroğlu, asıl sorununun Soylu-Peker meselesinden daha derin olduğuna dikkat çekti: “Bu iddiadan çıkarılabilecek sonuç Soylu’nun Peker’e Türkiye’ye dönüş için tarih verdiği ve bu sözünü bir şekilde yerine getiremediğidir. Asıl sorun Peker-Soylu meselesi değildir. Bu soruna çözüm bulabilmek için tüm bu iddiaların çok daha ötesinde bakabilmek zorundayız. Bu tip iddiaları son 40 yılda çok kez duyduk, yaşadık. Hep birlikte yaşadık, tüm toplum olarak… Gözlerimizle gördük, kulaklarımızla duyduk. Peki ne değişti? 90’lardan bugüne değişen nedir? Maalesef bugün görüyoruz ki hiçbir şey. Hatta daha beter bir çürümeyle karşı karşıyayız.
‘Peker aşıdan değil mafyadan bahsediyor’
Yeneroğlu, Binali Yıldırım’ın oğlu hakkındaki iddiayı değerlendirirken Peker’in iddialarının neden ciddiye alınması gerektiğine anlattı: “Sayın Yıldırım’ın oğlunun böyle bir trafiğin bir parçası olduğu iddiasına inanmak istemem. Fakat bunlar çok ciddi iddialar. Çok vahim iddialar. Bu iddiaların savcılar tarafından soruşturulması gerekir ki sayın Yıldırım’ın oğlu üzerinde de böyle bir leke kalmasın. Burada şunu izah etmek durumundayım. Özellikle bazı iktidar temsilcileri bu iddialara, iddiaları dile getiren şahsın suç örgütü lideri olmasından hareketle itibar edilememesi gerektiği gibi komik ve aslında içine düştükleri vahim durumu gözler önüne seren açıklamalar yapıyorlar. Bu şahıs elbette suç örgütü lideridir ve eğer bir gün Türkiye’nin Covid-19 aşı çalışmalarıyla ilgili bir açıklama yaparsa buna kimse itibar etmez. Fakat bu şahıs tam da suç örgütü lideri olduğu için ve son 30 yıldır Türkiye’de mafya denilince akla ilk gelen birkaç isimden bir olduğu için ortaya attığı iddialar çok ciddidir, vahimdir ve derhal soruşturulması gerekir.”
Yeneroğlu: Bataklıkta sineklerin sözü geçer
Yeneroğlu savcıların neden harekete geçmediğini ise şöyle açıkladı: “Türkiye’yi yönetenlerin kendilerini hukukun üstünde görmeleri ve her yerde keyfiliği yaymaları neticesinde artan çürümenin yol açtığı bir bataklık var. Bu vahim olayların aktörleri de o bataklıktaki sinekler. Hukuka inanan ve işini yapmak isteyen şerefli savcıları da bal arısı gibi düşünelim… Bataklıkta bal arısına iş yaptırmazlar. Bataklıkta sineklerin sözü geçer. Bu ülkede elbette şerefli savcılar var ama ne yapsınlar. Bir tanesi gerçek bir soruşturma başlatsa en iyi ihtimalle görevden alınacak. Yüksek ihtimalle ’terörist’ ilan edilip işine son verilecek ve hapse girecek. Bu ortamda hangi savcı görevini yapabilir? Savcıların sessizliği de bataklıktan kaynaklanmaktadır. Bataklığı kurutmamız lazım.”
Böyle devam ederse Peker’in de Soylu’nun da son olmayacağını söyleyen Yeneroğlu şöyle devam etti: “Ne Sedat Peker ilktir ne de böyle giderse Soylu gibiler son olacaktır. Yukarıda ifade ettiğim gibi hukuksuzluk bataklığını, keyfilik bataklığını kurutmadan sineklere engel olamazsınız. Hukukun üstünlüğünü ve gerçek bir demokratik düzeni hep birlikte kuramazsak bu tip suiistimalleri daha çok yaşarız. Ama enseyi karartmak yok. Bu ülkenin tüm farklılıklarıyla birlikte bu bataklığı kurutacak ve ülkemizi bir çiçek bahçesi yapacağız, inşallah.”