Uluslararası Savunma Danışmanlık A.Ş. (SADAT) Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, kendisine sorulan 28 Şubat’la bağlantılı laiklik sorusuna kızdı: “Ne oldu, Türkiye şeriat devleti mi oldu?”

SADAT’ın ismi son günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şirketin İstanbul’daki merkezine ‘çat kapı’ ziyaretiyle yeniden gündeme gelmişti.
Kılıçdaroğlu, SADAT’ı ‘paramiliter kuruluş‘ olarak tanımlamış, ‘seçim güvenliğini sarsacak bir durumdan’ SADAT ve cumhurbaşkanlığını sorumlu tutmuştu.
SADAT, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı, emekli general Adnan Tanrıverdi tarafından kurulmuştu. Tanrıverdi’nin oğlu Melih Tanrıverdi de SADAT’ın yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor.
Cumhuriyet’ten Can Uğur’a konuşan SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, gündeme gelmelerine yol açan Kılıçdaroğlu’yla ilgili olarak, şunları dedi: “Rakip olarak görmüyorum ama kapımıza dayanan biri olarak dava açmaya hazırlanıyorum. Ne yapıyorsa inceliyorum. Benimle ilgili Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarını FETÖ’cüler dile getiriyor. Bu iddialar sufle edilmiş ve Kemal Bey’e verilmiş.”
Tanrıverdi, “28 Şubat dönemindeki laikliği kabul etmemiz mümkün değil. Başörtülülere üniversitelerin yasaklanmasından kamu kurumlarından ihraç edilenlere kadar ciddi bir hak gasbı durumu vardı” derken ‘irtica tehdidi’ sorusuna sinirlendi: “Yoktu böyle bir durum, ne oldu, Türkiye şeriat devleti mi oldu!”
‘Haberler yüzünden işler azaldı’
Son iki haftadır her gün farklı bir yere konuşan SADAT başkanı, medyada yer almaktan da şikayetçi: “Hakkımızda şu an çıkan haberlere benzer haberler çıktığında olumsuz etkileniyoruz tabi. Bazen altı ay bazen bir yıl bütün projelerimiz duruyor. O dönemler ciddi zararlar ediyoruz. Bizimle ilgili basında ne kadar az haber çıkarsa iyi. Rakiplerimiz var sahada çünkü. Bunlar bizimle ilgili haberleri iş yaptığımız devletlere götürüyor ve bu bizi olumsuz etkiliyor. Örneğin bir Amerikan şirketi Mali’ye gidiyor ve diyor ki ‘Bunlarla ilgili Türkiye’de böyle iddialar var. Bu sizi de olumsuz etkiler’. Onlar da ‘bir bakalım’ deyip geri çekiliyor. Bu en az altı ayın işlerin durması demek.”