28 Ekim’de yayınlanacak enflasyon raporuna odaklanan ekonomistler, raporun içeriğinden, Merkez Bankası’nın iktisadi gerekçelerle açıklamakta zorlanılan faiz indirimi kararlarında ne hedeflediğini anlamaya çalışacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın istediği faiz indirimlerine eylülde başlayan MB, dün de gevşeme döngüsüne beklentilerin ötesinde 200 baz puan indirim ile devam etti. MB politika faizini yüzde 16’ya çekti.
MB’nin eylül ayının ilk günlerinde düzenlenen yatırımcı toplantısında artık çekirdek enflasyona bakacağını ifade etmesi ve faiz indirimlerinin yakın olduğu yönündeki sinyalleri ile TL’de başlayan değer kaybı bugüne kadar neredeyse aralıksız devam etti.
Eylül ayına 8,3 civarından başlayan dolar/TL yeni rekor olan 9,53 seviyesine kadar yükseldi. TL, eylül ayı başından beri dolar karşısında yüzde 13 değer kaybederek benzer para birimlerinden açık ara negatif ayrıştı.
Reuters ajansının dün ve bu sabah görüşlerine başvurduğu altı ekonomist de enflasyonun ekim ayında büyük ihtimalle yüzde 20’yi aşacağını hesapladı.
Gerçekleşen enflasyona göre reel olarak yüzde 4’e yakın negatif getiri sağlayan TL’de değer kayıplarının yavaşlayarak sürmesi bekleniyor. Barclays 2021 yıl sonu dolar/TL tahminini 9,7 olarak teyit etti. JPMorgan ise yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 16,7’den yüzde 19,9’a revize etti.
Ekonomistler bundan sonra 28 Ekim’de yayınlanacak olan enflasyon raporuna odaklanacak ve MB’nin kararlarında ne hedeflediğini anlamaya çalışacak.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Yabancı yatırımcının çıkış yönlü işlemleri devam ediyor ve burada değişiklik beklemiyoruz. O yüzden TL’de lokal döviz hareketlerinin önümüzdeki dönemde daha belirgin etkili olacağını düşünüyoruz. Zaten bu etkiyi bir süredir hissediyoruz” dedi.
İşlemci şöyle devam etti: “Geçen yıl lokaller döviz birikimlerini belirgin artırmışlardı. Bugün ise sınırlı azaltmaya devam ettiklerini görüyoruz. Lokallerin belirgin döviz birikimine yönelmiyor olmaları mevcut politikanın devam etmesi anlamına gelir. Ancak burada bir değişiklik olursa kurdaki hareket hızlanabilir.”
Öte yandan faiz indirimleri sonrası bankacıların bir diğer dikkat çektiği unsur tahvil ve kredi faizlerindeki yükseliş olmaya devam ediyor. Faiz indirimlerinin piyasa faizlerinde belirleyici olmadığı ticari faizlerin sınırlı yükselişi ile netleşmiş durumda.
Gösterge 10 yıllık tahvil getirisinde politika faizinde 300 baz puan indirime karşılık 400 baz puan yükseliş yaşandı. Bankacılar düşük faiz ortamının bu şekilde tesis edilemeyeceği kanaatinde.
Bugün iç piyasada takip edilecek veri bulunmazken, piyasa kapanışı sonrası S&P’nin Türkiye değerlendirmesi izlenecek.