Hayatta olup olmadığı tartışılan ve mezarı açılan Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun cesedinden alınan örnekler ailesinin DNA’sıyla uyuştu. Karabulut ailesi rapora itiraz edecek.
17 yaşındaki Münevver Karabulut, 3 Mart 2009’da Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü.
Cem Garipoğlu 197 gün sonra teslim olunca tutuklanmıştı. 24 yıl hapis cezası verilip Silivri Cezaevi’ne konan Garipoğlu’nun 10 Ekim 2014’te hücresinde ölü bulunduğu açıklanmıştı.
Ancak Garipoğlu’nun ölmediği ve kaçırıldığı önü sürülüyordu.
Bu nedenle mezarının açılması ve feth-i kabir (cesedin mezardan çıkarılıp otopsi yapılması) işleminin uygulanması isteniyordu.
Bu yöndeki başvurular sürekli reddediliyordu.
Son olarak Silivri başsavcılığı, Garipoğlu’nun otopsi kaydını istemişti.
Otopsi görüntülerini izleyecek bilirkişi heyetinin hazırlayacağı rapora göre Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmayacağına karar verilecekti.
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, 26 Eylül’de Garipoğlu’nun mezarının açılmasına karar verildiğini duyurmuş ve mezar 3 Ekim’de açılmıştı.
Garipoğlu’nun cesedi tabuta konularak Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, daha sonra da ailesi inceleme için DNA örneği vermişti.
TRT‘nin aktardığına göre Silivri başsavcılığı, Cem Garipoğlu’nun cesedinden alınan örneklerin, baba Mehmet Nida ve anne Tülay Makbule’yle birebir aynı DNA profiline sahip olduğu bildirdi.
Açıklama şöyle:
“İstanbul Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından yapılan inceleme sonrasında Biyoloji İhtisas Dairesi’nde kemik, diş ve diğer tüm örnekler üzerinde DNA incelemeleri büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir.
Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, baba Mehmet Nida ve anne Tülay Makbule’nin müşterek çocuğu Cem Garipoğlu’na ait olup, yine bu kişinin 2014’te otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir.”
Karabulut ailesi itiraz edecek: ‘Bu aile bir manipülasyon yapmış olabilir’
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, rapor sonrası Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yaptı ve itiraz edeceklerini söyledi:
“Rapor diyor ki, ben öncekileri de aldım mevcut DNA örneklerini de aldım bunlar uyumlu. Anne ve babadan aldığım DNA örnekleriyle birlikte değerlendirme yapıyorum. Ölen kişinin yüzde 99 ikisinin müşterek çocuğu olduğunu tespit ettim. 7 Ekim itibariyle tanzim edildi.
Bir de bizim mezarlıktan çıkan poşetle ilgili talebimiz vardı, o talebimiz de biraz önce sonuçlandı. Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı’nda poşet üzerinden varsa parmak izi ve DNA örnekleri alınacak. Çünkü orada bulunan bir poşet var ve poşetin hangi şartlarda, kim tarafından ve nasıl bırakıldığını hiçbirimiz bilmiyoruz. An itibariyle de ona ilişkin raporu da bekliyoruz.
Süreyya Karabulut ile görüştüm, rapora itiraz edilmesi gerektiğini söyledi. Avukat olarak talebe bağlıyız. Adli Tıp Kurulları nezdinde gerekli itiraz hakkımızı kullanacağız mutlaka. Aynı zamanda poşetle ilgili incelemenin de neticelenmesini bekliyoruz.
Cesetle ilgili işlemler bittikten sonra aile avukatına teslim edilecektir, onlar da nerede uygun görüyorlarsa defnini tekrardan yapacaklardır diye düşünüyorum. Müvekkillerimiz ‘Biz inanmıyoruz, kızımızı kaybettik, hak arama özgürlüğümüzü kullanmak istiyoruz, bu aile bir manipülasyon yapmış olabilir’ diyorlar. İtirazımızı da o yüzden yapacağız.”