ABD’nin İran yaptırımlarını ihlalden suçlu bulunan Halkbank yetkilisi Mehmet Hakan Atilla’ya 32 ay hapis cezası verildi.
Atilla’nın 14 aylık tutukluluk süresi 32 aylık cezasından düşülecek. Atilla’nın kararı temyize götürme hakkı var.
Davanın karar duruşması bugün Türkiye saatiyle 17.00 sıralarında başladı.
Davaya bakan Yargıç Richard Berman, duruşma salonuna girdikten sonra davayla ilgili üstünde görüşülmesi gereken birçok konu olduğunu, duruşmanın bir ya da iki saati aşabileceğini söyledi.
Atilla duruşmada takım elbiseyle hazır bulundu. Duruşma salonunda Atilla’nın eşi Burçin Atilla da var.
‘Sarraf’ın ifadesi inandırıcı’
Davayı takip eden gazetecilerin aktarımlarına göre yargıç Richard Berman, “Çarkta bir dişli” diyerek andığı Atilla’nın ‘işi yapmaya isteksiz bir dişli’ olduğunu belirterek davada merhametli ve ‘kılavuzun dışında bir ceza gerektiğine inandığını’ ifade etti.
Atilla’nın verilen talimatları uyguladığını aktaran Berman, ‘açıkça mantıksız bir hüküm’ vermek istemediğini kaydetti.
Yargıç, Rıza Sarraf’ın suçunu kabul ettiğini belirterek “Zarraf’ın ifadesinin inandırıcı olduğunu ve büyük oranda yalanlanmadığını düşünüyorum. (Şemayı hatırlatarak) Sarraf, Atilla’nın sistemde nasıl yer aldığını inandırıcı bir şekilde açıkladı” dedi.
“Açıkça görülüyor ki Atilla bu sistemden menfaat sağlamadı” diyen Berman, Sarraf’ın rüşvetlerini hatırlattı: “Görünüşe göre Atilla, rüşvet alan Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın yönetimi altında, işini, kimi zaman isteksizce veya tereddütle de olsa yapan bir kişiydi.”
‘Denetimli serbestlik yok’
Atilla’nın ABD’de ailesinden uzakta kaldığı için hayatının alt-üst olduğunu ifade eden Berman, bu davadan önce Atilla’nın Türkiye’de örnek olacak bir hayat sürdüğünü dile getirdi.
Daha önce mahkemeye gönderilen mektuplardan bahseden Berman, “Bu mektupları yazanlar Atilla’nın yaptırımları delme planındaki rolünü mazur gösteremez” dedi.
Türkiye büyükelçiliğinden gönderilen bir mektupta da “Elçilik, Atilla’nın acilen salıverilmesi için saygıdeğer kurumunuzun yardımlarını rica eder” dendiği belirtildi.
Berman, “Bunun (davanın) ciddi bir konu olduğunu düşünüyorum” derken, konunun müttefikleri ve ulusal güvenliği etkilediğini dile getirdi.
Berman, cezanın caydırıcı bir etmen olduğunu dile getirerek bu davanın esasının, daha kusurlu olan diğer kişiler üzerinde caydırıcı olacağını söyledi.
Berman, Atilla için denetimli serbestlik uygulamayı düşünmediğini ifade etti.
Atilla’dan mesaj
Söz alan Atilla’nın avukatlarından Victor Rocco, şunları söyledi: “Beni gölgede bıraktınız sayın yargıç. Şunu uzun zaman önce öğrendim: Dava takibi işi, ne zaman susmanız gerektiğini bilme işidir. Bu tür davalarda dünyaya göstermemiz gereken şey, Amerikalıların kabadayı olmadığıdır. Adaletin merhametle uyumlu olduğudur. Ve yargıçların cesur olduğudur.”
Avukatı ayrıca Atilla’nın ‘özel bir muamele’ görmediğini de kaydetti.
Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, müvekkilinin yazdığı bir notu okudu: “Bugün mübarek Ramazan ayının birinci günü. Benim ve ailemin içinde bulunduğumuz durumun anlaşılmasını rica ederim. Benim ailemden başka bir önceliğim yoktur.”
Savcı da “Atilla, tamamen adil bir şekilde yargılandı. Açıkça görüyoruz ki, adil yargılamaya ek olarak adil bir ceza alacak” dedi.
Atilla’nın sahte gıda ticareti konusunda ‘ahlaki veya hukuki’ anlamda isteksizliği olmadığını, yalnızca ‘yakalanma kaygısı’ olduğunu aktaran savcı, şöyle devam etti: “Bu durumun, Atilla’nın çarkta bir dişli veya suçta gönülsüz iştirakçi olmadığı gerçeğiyle tutarlı olduğunu düşünüyoruz. ABD’de bilinen ve yargı önüne çıkarılan en büyük yaptırım ihlali davası bu. Devasa bir kapsamı ve ölçeği var. Bu, dünyadaki en büyük terör destekçisi devletin nükleer olanaklarıyla ilgili bir dava.”
15 yıl istenmişti
Atilla, Mart 2017’de New York’ta gözaltına alınmış ve dört hafta süren duruşmaların ardından 3 Ocak’ta ABD’nin İran yaptırımlarını ihlale yardımdan suçlu bulunmuştu.
New York Güney Bölgesi başsavcılığı, Atilla hakkında 15 yıl altı ay ve 50 bin ile 500 bin dolar arasında para cezası talep etmişti.
Savcılık, Berman’a gönderdiği dilekçesinde, cezaların ‘ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek’, ‘ABD’yi aldatma suçuna iştirak’, ‘ABD bankalarını dolandırmak’, ‘ABD bankalarını dolandırmaya iştirak’ ve ‘kara para aklama suçuna iştirak’tan verilmesi gerektiğini ifade etmişti.
Sarraf ‘sanık’ken ‘tanık’ olmuştu
Savcılar davada Atilla’yı, İran’ın yaptırımları ihlal edip hayali altın ve gıda ticareti sürdürmesine yardım ederek Türk-İran uyruklu altın taciri Rıza Sarraf ve diğerleriyle işbirliği yapmakla suçlamıştı.
Türkiye’deki 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi olan Sarraf, ABD’de görülen davada onlarca yıl hapis cezasıyla karşı karşıyayken tüm suçlamaları kabul edip savcıyla anlaşarak ‘sanık’ken ‘tanık’ konumuna geçmişti.
Atilla ise hiçbir komploya katılmadığını savunmuştu.