Refik Anadol sanat ile mühendislik arasındaki sınırları bulanıklaştırdığı eserleriyle küresel ölçekte ilgi çekiyor. Sanatçıdan bu kez saygın İngiliz dergisi The Economist’te övgüyle söz edildi.
Görseller: The Economist
Anadol, yapay zeka kullanımıyla çağdaş sanat dünyasında önemli bir isim haline geldi.
Sanatçı son olarak, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda mercanların parlak görüntülerini bir duvara yansıttı; Las Vegas’ın yeni konser alanı Sphere’in dış ekranını animasyonlu, yuvarlanan mavi bloklarla kapladı.
New York’taki Modern Sanat Müzesi (MOMA), Anadol’un makine öğrenimi modelinin müze koleksiyonundakilere dayalı sanat eserleri ürettiği ‘Unsupervised – Machine Hallucinations’ı satın aldı. Barcelona’daki ünlü Casa Batllo evinin ön cephesini yeniden tasarlayarak ortaya çıkardığı ‘Casa Batllo: Yaşayan Mimari’ adlı dinamik NFT eseri açık artırmada 1 milyon 380 bin dolara (21 milyon TL) alıcı buldu.
Sanatçının Britanya’daki en büyük sergisi ‘Echoes of the Earth’ ise 16 Şubat’ta Londra’daki Serpentine North Gallery’de açıldı.
Los Angeles’ta yaşayan 38 yaşındaki Anadol, yapay zekanın sanatta yaratıcı bir araç olduğunu savunuyor. Yapay zeka modellerini kullanarak, kamuya açık veri setleri üzerinden gürültülü renkli animasyonlar yaratıyor. Bu eserler hem dijital hem de fiziksel alanlarda yer alıyor.
Anadol’un eserleri, beyin taramalarından yararlanarak yapay zekanın organ gelişimini hayal etmesinden, Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın performanslarını kullanarak rüya görmeyi taklit etmesine kadar çeşitlilik gösteriyor. Bu çalışmalar, çalkantılı bulutlar ve dalgalar gibi soyutlamaları içerirken, bazen Mark Rothko’yu anımsatan sanat eserlerine dönüşüyor.
The Economist’teki yazıya göre Anadol, yapay zeka kullanımıyla zamane sanatçısı haline geldi.
Sanatçının eserleri, 2022’de MoMA’daki sergisi sırasında yaklaşık 2,4 milyon ziyaretçi çekerek popülerliğini kanıtlamış durumda.
Bazı eleştirmenler, Anadol’un çalışmalarının sadece görsel olarak etkileyici olduğunu, ancak orijinallik ve yaratıcılık açısından sorular barındırdığı düşüncesini savunuyor. Yapay zekanın sanatta kullanımının risklerini ve potansiyelini göz önünde bulundurmayan bir bakış açısına sahip olduğu yönünde eleştiriler de var.
Anadol’un son projesi yapay zeka modellerini dünya çapında 16 yağmur ormanından toplanan fotoğraflar, sesler ve diğer bilimsel bilgiler üzerine eğiten ‘Living Archive: Large Nature Model’. Bu proje, Google ve Nvidia gibi sponsorların yanı sıra, Londra Doğa Tarihi Müzesi ve Smithsonian gibi kurumların desteğiyle gerçekleşiyor.
Sanatçı, yapay zekanın ‘yeni bir fırça’ olduğunu ve insanların ‘yeni dünyalar keşfetmelerine’ yardım edeceğini umuyor. Serpentine’in sanat yönetmeni Hans Ulrich Obrist, Anadol’un eserlerinin görünmeyeni görünür kıldığını belirtiyor.
Anadol’un sanatı, teknolojinin gücünü yansıtırken izleyicilere bir rüya ya da günlük bir güzellik sunuyor. Eleştirilere rağmen, sanatçının sanatının, çağdaş sanat dünyasında daha fazla yer bulacağı kesin…