Dokuz yıl önce Diyarbakır’da öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır ve İstanbul’da anıldı.
Fotoğraf: X (@aycataskent)
Elçi, 28 kasım 2015’te Diyarbakır’daki Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaparken polisin PKK’lıları kovaladığı sırada ateşlenen bir kurşunla hayatını kaybetmişti.
Londra Üniversitesi Goldsmiths Koleji bünyesinde çalışan Forensic Architecture (Adli Mimarlık) isimli kuruluşun hazırladığı ayrıntılı teknik raporda Elçi’nin olay yerindeki üç polis memurundan birinin ateşiyle öldürülmüş olabileceği belirtilmişti. Soruşturmada, Elçi’nin hangi silahtan çıkan kurşunla vurulduğuysa tespit edilememişti.
12 Haziran’da görülen 11’inci duruşmada mahkeme, yargılanan üç sanık polis Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur hakkında beraat kararı vermişti.
Elçi, bugün Diyarbakır’da öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önünde anıldı.
Artı Gerçek‘in aktardığına göre anma programına Elçi ailesi, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır, Urfa, Hakkari, Van, Bingöl, Muş, Şırnak başta olmak üzere bölge baro başkanları, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti milletvekilleri, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, belediye eş başkanları ile birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşundan temsilci katıldı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Abdullah Güleç, cinayete ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Tahir Elçi avukatlık hayatını ağır insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü savunan bir barış elçisiydi. Son nefesinde dahi tarihimize ve değerlerimize sahip çıkan başkanımızın her seferinde çatışmadan uzak barışçıl yollarla kapı aralayan, bu noktada söz kuran, düşüncelerini özgürce ifade eden Tahir başkanımızın bu tutumunu sahipleniyoruz.
Diyarbakır Barosu olarak Tahir Elçi suikastının bütün yönleriyle aydınlatılması ve faillerin cezalandırılması için mücadele etme kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.”
Elçi’nin eşi CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi’yse şöyle konuştu:
“Hukuku yok sayanlara, kardeşi kardeşe kırdıranlara, şehirlerimizi savaş meydanına çevirenlere, yaşam hakkının kutsal olduğunu ve hukuka inandığımızı, kardeşçe bir ülke tahayyülümüzün olduğunu anlatmak için yine bu sokaktayız.
Toplumu kandırma niyetiyle türlü türlü hileye, kandırmacaya teveccüh etmeden, insanın yaşam hakkının kutsallığını anlatmak için kardeşçe geldik. Barışa inanlar olarak geldik. Her yıl biraz daha inanarak geleceğiz. Kürt, Türk, Laz ve Çerkes geleceğiz. Rengimiz, dilimiz mezhebimiz birbirimizden farklı olsa da insan olduğumuz için geldik, gelmeye devam edeceğiz. İnsan ve yurttaş olmaktan, haklarımızın var olduğunu, bu memleket hepimizin demek için geldik, gelmeye devam edeceğiz.
Kimlerin hatıralarımızda, zulüm tahtında oturduğunu anlatmak için geleceğiz. Bu dünyadan hiç kimsenin vebalini boynumuza yüklemeden geleceğiz. Değil dokuz yıl, yıllar geçse de derdimizi bu sokakta, bu topraklar için dilinden barış dökülürken düşene anlatmak için geleceğiz. Mazlumun yanında durarak, zalimlerin zulmünün karşısında durmaya devam edeceğiz.”
Elçi, bugün İstanbul’da Bakırköy Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar tarafından da anıldı.