Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Kasım 2015’te öldürülmesiyle ilgili üç polis ve bir PKK’lının yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi; Diyarbakır, Urfa, Ağrı, Van, Batman, Muş, Siirt, Şırnak, İstanbul ve Ankara Baroları; CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve CHP il yöneticileri; HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Semra Güzel ve il yöneticileri; Hafıza Merkezi, TİHV Diyarbakır Temsilciliği, İHD ve ÖHD ile çok sayıda kitle örgütünün temsilcileri katıldı.
Evrensel’in haberine göre sanık polis M.S.’nin avukatı davadan çekildi. M.S.’nin avukatı “Diyarbakır Barosuna kayıtlıyım, Diyarbakır Barosu da bu davaya katıldığı için bu davada avukatlık yapmayacağım” dedi.
Gizli tanık ifadesini hatırlamıyormuş
İki gizli tanık, SEGBİS aracılığıyla sesleri ve görüntüleri değiştirilerek dinlendi.
İlk dinlenen ‘İ61’ kod adlı gizli tanık, önceki ifadesini hatırlatamadığını, hatırlatılmasını istedi. Mahkeme başkanı, gizli tanığın çelişkili ifadesi üzerine ilk ifadesinden, “Kaçanların arabadan inip polisi şehit ettikten sonra Tahir Elçi’yi de vurduklarını gördüm” sözlerini hatırlattı.
Gizli tanık, “Arabadan inip koşanları gördüm. Sokağa girdiler. Polis arkadaşı şehit ettikten sonra bu olay geçti. Vurulma anını görmedim” dedi.
Mahkeme başkanı bunun üzerine “Neye dayanarak kaçan kişilerin Tahir Elçi’yi öldürüldüğünü ifade ettiniz” diye sordu. Gizli tanık, “Sokakta çatışma vardı” ifadesini kullandı.
Sanık polis F.T., gizli tanığa sokaktaki konumunu sordu, gizli tanık soruya cevaplanmadı.
‘Tahir Elçi’nin bulunduğu yere atış yapma imkanımız yoktu’
Önceki beyanında Elçi’yi vuranların örgüt üyelerinden biri olduğunu söyleyen ‘Lojman 2019’ kod adlı gizli tanık, şunları söyledi: “Gördüğüm kadarını ve olaydan sonrasını anlatabilirim. Dört Ayaklı Minare’nin 25 metre uzağında örgütün karargah dediği bir sokak arkasındaydım. Rêber ve Şinda kod adlı alan sorumluları yeni katılanlara eğitim veriyordu. İki el silah sesi geldikten sonra örgüt üyeleri silahlarını alıp sipere geçti. Bir dakika sonra Uğur Yakışır bize doğru koşarak geldi. Mahsum Gürkan ise sol tarafa gitti. Bulunduğumuz yerden Dört Ayaklı Minare görülmüyordu.
Uğur Yakışır, ‘Düşman karşımıza çıktı, vurduk, Mahsum diğer tarafa kaçtı. Mahsum’un şarjörü arabada düştü. Ben de polislere ateş ederek şarjörümü boşalttım. En son da silahımı fırlattım. Arkamızdan biri düştü ama keskin nişancı vurdu, keskin nişancı atışı vardı’ dedi. Sorumlu olan Rêber ile Şinda kod adlı örgüt üyelerinin kendi aralarında konuşurken keskin nişancının olmadığını ama halkı buna ikna etmeye çalıştıklarını konuştuklarını duydum. Ben Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim, sadece duydum. Bulunduğumuz yerden Tahir Elçi’nin bulunduğu yere atış yapma imkanımız yoktu.”
Açık tanık Mehmet Tür, ise şunları söyledi: “Gittiğimiz gibi Tahir Elçi konuşuyordu. Yaşlı kadın geldi. Tahir Elçi onunla konuşurken bir anda silah sesi geldi. Orada bulunan arabanın arkasında siper aldık. Bir anda Tahir Elçi’nin yerde yattığını gördüm. Tahir Elçi vuruldu diye bağırdım. Vurulma anını görmedim. Yerde kanlar içinde gördüm sadece. Olayların içinde kaldık. Tahir Elçi’nin hendekler tarafına yöneldiğini hatırlamıyorum. Basın açıklamasından sonra bir anda olaylar içinde kaldık. Arkamı bir döndüm, Tahir Elçi yerdeydi. Polisler kaçanlara doğru ateş ediyordu. Kaçanların atış yaptığını görmedim. ‘Tahir Elçi yerde, Tahir Elçi vuruldu’ diye bağırıyordum. Polisler, kimse beni duymuyor gibiydi. Kimse bir şey yapmadı.”
Hükümlü tanık Ekrem Özgün, şunları söyledi: “Tahir Elçi vurulma anına dair bir bilgi vermedim. Karakolda susma hakkını kullanan bir kişi ne ifade verebilir. Psikolojim bozuk. Teşhis etmediğim kişileri tespit ettiğim söyleniyor. Sur’da iki yerimden vuruldum. Savcıda ifade vereceğim dedim. Yaralı halde iki ay hastanede kaldım. Tahir Elçi vurulduğunda Diyarbakır’da değildim. Tahir Elçi’nin vurulduğunu gördüm, denilen ifade bana ait değil. Kesinlikle görmedim. Böyle bir ifadem yok. Polisin baskısı vardı ama böyle bir ifade vermedim.”
Dava 12 Ocak 2022’ye ertelendi
Mahkeme, TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak silinen kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına, katılan vekillerinin talep ettiği dijital kayıtların yurt dışında incelenmesine, olay anında görevli tüm polislerin isim listesinin istenmesine karar verdi.
Görevli bazı polis memurlarının telefon kayıtlarının celbinin reddine hükmedildi.
Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen raporun celbine karar verildi.
Dava, keşif talebi daha sonra değerlendirilmek üzere 12 Ocak 2022 günü saat 10.00’a ertelendi.