• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Seçmeninizle dalga mı geçiyorsunuz?

13/06/2015 21:47

 


murat sevinc sbMURAT SEVİNÇ

Sıradan yönetim sorunları yaşamıyoruz. Sıradan bir kadrolaşma çabasıyla karşı karşıya değiliz. Sıradan yolsuzluk iddiaları değildi dillendirilenler. Sıradan hukuk dışılıklardan söz etmiyoruz.

Sıradan bir seçim süreci yaşanmadı. Herhangi bir iktidar, sıradan bir cumhurbaşkanı değil tanık olduğumuz. Sıradan bir devlet şiddeti ve cezasızlık değildi yaşanan. Sıradan saçmalıklar değil devletin TV ve radyolarında duyduklarımız, iktidarın güdümündeki kanallarda konuşulanlar.


Maytap değildi Diyarbakır’da patlayan

Sıradan bir tahribat değil doğadaki; ormandaki, deredeki. Sıradan bir yarılma değil toplumdaki.

Sıradan bir genel seçim yaşamadık. 7 Haziran’dan bir gün önce milyonlarca yurttaş sıradan bir kaygı taşımıyordu yaşamlarına, özgürlüklerine dair.

Sıradan bir propaganda değildi iktidar cenahınınki. Devlet başkanının tavrı, tüm devlet kurumlarının bir partinin hedefleri doğrultusunda seferber edilmesi, sıradan tercihler değildi.

Maytap değildi Diyarbakır’da patlayıp insanları katleden. Polisti, Demirtaş’ın kapısına dayanan. İki küçük çocuk ve eşi evlerindeydi o esnada. Sıradan bir kapı çalma, soruşturma çabası değildi kuşkusuz.

Sıradan eleştiriler yöneltmediler liderler rakiplerine. Hırsız dediler, ahlaksız dediler, katil dediler, arsız dediler.

Sıradan eleştiriler değildi hükümet sözcüsünün başkentin belediye başkanı hakkında söyledikleri. Sıradan değildi, açıkça şehrin parsellenip satıldığını iddia etmesi. Bunu yapan hükümetin sözcüsü, yani hükümetin kendisiydi. Sıradan bir durum değil, ikisinin de yaşamlarına kaldıkları yerden devam etmeleri. Hiçbir demokraside tahayyül edilemez bu kepazelik ve tüm savcıların yalnızca izlemesi olup biteni.

O kutular, o tapeler, o saatler sıradan değildi

Sıradan bir eylem ve müdahale değildi iki yaz önce yaşananlar.

O kadar insan perişan olmuş, şiddet görmüşken Başbakan’ın çıkıp ‘Polise emri ben verdim’ deyivermesi, vallahi sıradan bir iş değildi.

Sıradan suçlamalar değildi, milyonlarca yurttaşa yöneltilen. Herkesin, bilmem ne lobisinin oyuncağı olduğu zırvası.

O kutular, o tapeler, o saatler, hiçbiri sıradan konular değildi. Paralel devlet masallarıyla üstesinden gelinemeyecek türdendi.

Can ciğer kuzu sarmalarına, iki günde terör örgütü yaftası yapıştırılması, sıradan ve kolay hazmedilecek türden bir kepazelik değildi.

Demokratik sistemlerde akla hayale gelir değil

Dış siyasette alışıldık sorunlar yaşanmadı, yaşanmıyor. Silah görüntüleri yayınlanıyor; baş kesen psikopatlar ortalıkta fink atıyor.

Ne idüğü belirsiz bir twitter hesabı günden ve gelecekten sinir bozucu haberler veriyor. Hemen herkes, onun ne dediğini, ihbarlarını, yorumlarını konuşuyor. Gazetelerde manşet oluyor. Sıradan olaylar, tedirginlikler değil bunlar.

Diyanet’in başındaki devlet memuru, bölgenin ruhani lideri ilan edilmek üzereydi, daha geçen hafta.

Tüm muhalefet liderlerinin, devlet başkanından ağız dolusu hakaret işitmelerinin üzerinden bir haftacık geçti.

Uzun zamandır yaşadığımız hemen hiçbir şey bu memlekette, hiç ama hiç sıradan değil. Olağan değil. Demokratik sistemlerde akla hayale gelir değil.

Umut

Bir hafta önce umut doğdu. Uzun süre sonra, ilk kez. Faşizmin her türlüsüyle tanışmış bir parti, 12 Eylül barajını aşmayı başardı. Ana muhalefet, durumu idare etti. Diğer muhalefet partisi, Erdoğan’a yüklenmesinin karşılığını aldı iyi kötü. İktidar partisi 13 yılın sonunda, HDP’nin 13’ü sayesinde tek başına iktidar olma şansını kaybetti.

Şu anda Batı demokrasilerinin kahir ekseriyeti ‘koalisyonla’ yönetiliyor. Türkiye de böylesi bir uzlaşma şansı yakaladı, 7 Haziran akşamı. Koalisyon, uzlaşmadır. Muktedirlerin suratı asıldı, ilk kez. İhalecilerin, müteahhitlerin, kamunun sırtından geçinen asalakların telaşlandığına tanık olduk yıllar sonra. Demokrasiye ve seçime yeniden iltifat eder oldu seçmen. Elinde sandıktan başka bir katılım aracı olmadığı için elbet.

Kaygı

Üç muhalefet partisinin milletvekili sayısı hükümet olmaya yetiyor. Memleketin biraz olsun normalleşmesi için yakalanmış bir büyük fırsat bu. Hep birlikte tarihi bir eşikteyiz. Oysa şimdi tutup AKP’yle koalisyondan söz ediyorlar. CHP ve MHP. Aylardır sövdükleri, demediklerini bırakmadıkları bir partiyle. Gerdan kırıyorlar. ‘Hay Allah bilmem ki, annemler ne der!’ havasındalar. ‘Saray’a gitmeyiz’ diyorlar.

Peki hükümeti kurma görevi kendilerine verilirse, devlet başkanından o yetkiyi kahvede mi alacaklar? Yoksa bizim Cebeci’deki Figen Pastanesinde mi buluşacaklar? Ne gayrı ciddi adamlar bunlar.

Diğer yandan, tam unuttuğumuz için sevinirken, yeniden Baykal’ı çıkarıyorlar piyasaya. İngiltere’de bir milletvekili kraliçeyle hükümet pazarlığı yapmaya kalksa herhalde önce o milletvekilini katran ve tüye bular, ertesi gün monarşiyi lağvedip cumhuriyete geçerler. Akıl alır gibi değil.

Öneri

Hiç uzatmadan: Eğer bu fırsatı kaçırırlarsa hem kendilerine hem memlekete yazık ederler. Ben bir seçmenim. Yurttaşım. İki muhalefet partisinin yöneticilerinin kaprisleriyle, saplantılarıyla, ucuz üç beş oy hesaplarıyla ilgilenmiyorum. Yaşam gailesi içindeki milyonlarca insanın da ilgilendiğini hiç sanmıyorum. Ortalama vatandaş ve kendilerine oy verenler, partilerden asgari bir adalet, nefes aldıracak bir normalleşme ve insanca yaşam bekliyor. Hepsi bu.

Bunun için yapılması gerekenler açık. Başı sonu belli bir ‘uzlaşma’ metni hazırlanır. Acilen değiştirilmesi gereken ve üç partinin de defalarca talep ettiği yasa değişikliği önerileri, insanlara derli toplu biçimde anlatılır. O insanlar aptal olmadığı için, anlatılanı anlar! Acil değişiklikler yapılır ve sonra isteyen kendi yoluna bakar.

Üç partinin seçmeni böyle bir birlikteliğe hiçbir biçimde karşı çıkmaz. Ayrıca tüm bunlar için hükümetin kurulmasını beklemeye de gerek yok. Yemin sonrası hem değişiklik önerisi verilebilir hem de komisyon kurulabilir. İçtüzük hükümleri açık. Türkçe bilmek ve bir zahmet okumak, yeterli.

Halk, muhalefete bir fırsat sundu. Belli ki HDP böyle bir uzlaşmaya açık. Kaldı iki parti. Memleket ve yaşamlarımız üç beş partilinin keyfinden çok daha değerli. Kamuoyu oluşturulmalı. Partiler üzerinde baskı kurulmalı ve bu tarihi fırsat kaçırılmamalı. Devlet başkanına, anayasal yetkisini kullanıp seçim yenileme fırsatı tanınmamalı.

Koalisyonun değerli ve gerekli bir hükümet kurma yöntemi olduğu, yurttaşa gösterilmeli. Partiler 76 milyon insanın kaderiyle, geleceğiyle oynadıklarının farkına varmalı. Varmıyorlarsa, hatırlatılmalı.

O oylar kendilerine, zevzeklik etsinler diye verilmedi. Yurttaş sandığına, dalga geçilsin diye sahip çıkmadı.

 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

İsrail: Gece Tahran'da kırka yakın yere hava saldırısı düzenlendi

İsrail ordusu, gece boyunca İran’ın başkenti Tahran’da 40’a yakın yere hava saldırısı düzenlendi.

Kredi çekmek için tüfekle banka basan adam tutuklandı

Eskişehir’de 56 yaşındaki S.T. kredi çekmek için görevliyi bankada pompalı tüfekle tehdit ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

LGS yarın: Sınav stresi ve kaygı nasıl yönetilir?

Sağlık Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınav öncesi öğrencilere ‘sınav stresi ve kaygı yönetimi’ konusunda önerilerde bulundu.

Özel, Erdoğan'dan Trump'a karşı 'dik duruş' bekliyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İsrail’in İran’a saldırısıyla ilgili konuştu: “Yanı başımızda yeni bir savaştan endişe ediyoruz. Bunun için başta sayın (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan’ı sadece İsrail’e laf söyleyerek değil Trump’a karşı bir dik duruş bekliyorum.”

Ferdi Zeyrek'in ölümüyle ilgili üç tutuklama

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in evinde elektrik akımına kapılarak ölmesiyle ilgili soruşturmada gözaltına alınan dört şüpheliden üçü tutuklandı.

Erdoğan karşıtları Erdoğan'la aynı safta
Erdoğan'ın stratejisini kim bozacak?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 783 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Mustafa Mutlu: İnsaf organınız öldü mü?

Damla Doğan Tuncel: Yeni düzen hepimizi 'Bir gün tehlike olabilir' gerekçesiyle susturulabilecek birer hedefe dönüştürmesin…

Selin Nakıpoğlu: Bu ölüm bizleri oldukça etkiledi, dökülen gözyaşlarında 23 senedir maruz kaldığımız kötülüklerin de payı var

Osman Sert: İran'a saldıran İsrail olmasa tepkiler daha sessiz bile olabilirdi

Ayşe Yıldırım: AKP'lilerin Kılıçdaroğlu sevdasının adını net koyalım; Özgür Özel korkusu…

Onur Çanakçı: Sayın Şimşek gerçekten kötü gün 19 Mart mıydı?

Akif Beki: Asıl hedefin Türkiye olduğuna gerçekten inanıyorsanız ne yapacağınız belli

Yusuf Karadaş: İsrail ve ABD emperyalizminin derdi İran'ın nükleer programından ibaret değildir

Mehmet Ali Güller: Bölge ülkeleri tarihi bir tutum alma kararıyla karşı karşıya

Murat Ağırel: Ferdi Zeyrek kazadan iki gün önce bana belediyedeki yolsuzlukları anlattı

Recep Genel: 'Karın tokluğuna çalışıyoruz' bile diyemeyecek haldeyiz

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×