MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Tarımda kullanılan pestisitler, insan bedenine ‘tepeden tırnağa‘ zarar veriyor. Hiçbir yöntem sebze ve meyvelerdeki kalıntıları tamamen temizlemeye yetmiyor. Ancak yüzeydeki kalıntıların bir miktarını yıkamayla uzaklaştırmak mümkün.
Avrupa Komisyonu’nun gıdayla ilgili bildirimlerin yapıldığı veri tabanı Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) var. Buradaki bildirimlere baktığımızda listede neredeyse her gün Türkiye oluyor. Nedeniyse pestisitler ve zararlı maddeler. Avrupa ülkeleri Türkiye’den gelen ürünleri bu nedele sınırdan geri gönderiyor.
Diken’in peş peşe gündeme getirdiği pestisit haberleri üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı açıklama yapmıştı. Bakanlık , Avrupa sınırından ‘zehirli madde’ denerek geri gönderilen gıdaların yüzde 100 kontrol edildiğini, mevzuata uygun olmayan ürünlerin imha edildiğini savunmuştu. Ancak imha işlemlerine dair kamuoyuyla herhangi bir belge paylaşılmamıştı.
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, pestisitlere ‘canlıkıran‘ demeyi tercih ediyor. Sadece besinleri değil, toprağı, yararlı pek çok canlıyı, havayı, suyu da zehirleyen bu kimyasalları hayatımızdan uzak tutabilmek son derece zor.
İçine işleyenleri çıkarmak olanaksız
Yüzeydeki pestisit kalıntılarının yüzde 75-80’i soğuk suda yıkamakla uzaklaştırılabiliyor. Ancak pestisitler sebze ve meyvelerin sadece yüzeyinde değil. Köklerle emiliyor. Sebze ya da meyvenin dokusuna işliyor. Bunları herhangi bir yöntemle çıkarmak, temizlemekse olanaksız.
Güler, kullanıcı ve satıcılarının pestisitin yol açabileceği tehlikeler konusunda eğitilmesi ve daha duyarlı hale getirilmesi gerektiğini söylüyor: “Tüketiciler için tarafsız hakem laboratuvarlar kurulmasına olanak sağlanmalı.”
Pestisit mevzuatından, denetimlerden Tarım ve Orman Bakanlığı sorumlu. Güler bu kalıntılarının izlenmesi ve denetiminde, yeni bir pestisit türünün uygulamaya sokulmasında tek sorumlunun Sağlık Bakanlığı olması gerektiğini düşünüyor. Çünkü bu zehirli kimyasallarla aslında ‘hastalık ekiliyor.’ Kansere, sinir ve üreme sistemlerinde hasara, doğum kusurlarına, bağışıklık sisteminin ciddi biçimde zayıflaması dahil pek çok soruna yol açabiliyor.
Temel ilke: Yıka, soy, yoksa yeme!
Güler her türlü sebze ve meyvede, ‘yıka, soy, yoksa yeme‘nin temel ilke olduğunu hatırlatıyor. Meyve ve sebzeler soyulacak olsalar bile önceden yıkanmalı. Kesilip, soyulan ürünler uzun süre bekletilmeden tüketilmeli.
Güler pestisit kalıntılarını uzaklaştırmak için aşağıdaki önerilerde bulunuyor:
*Kevgire koyarak akan suyun altında yıkamak en iyisi. Kapta avuçlayıp çalkalamaya göre daha etkili. Durulamada da akan suda yaklaşık bir dakika durulandığından; elma, armut vb. sert kabuklu ürünlerin iyice ovalandığından emin olmalı.
*Bilimsel kuruluşlar meyve ve sebzelerin sabun, deterjan ya da bu amaçla çıkarılmış ticari ürünlerle yıkanmasını önermez. Tek başına suyun yaptığı arındırmadan daha etkili olmadıkları sonucuna varıldı.
*Meyve ve sebzelerin temizliğine başlanmadan önce, eldiven giyilecek olsa bile eller yıkanmalıdır. Marul ve lahana gibi yapraklı ürünlerin dış yaprakları atılmalı, kalan yaprakları ayrılmalı.
*Üzüm, elma, erik, mango, şeftali, armut ve domates, patlıcan, bamya gibi sebzeler, yarıklarında daha fazla kalıntı taşıyabileceklerinden, girintiler etkin biçimde yıkanmalı. Bu durumlara soyma özellikle etkili.
*Patates gibi ürünleri soymak ya da suda sert ve temiz bir fırçayla fırçalamak, şeftali gibi yumuşak maddeleri akan suyun altında tutarak ovalamak daha etkili. Domates gibi sebzelerin kısa süre (15 saniye) kaynar suya batırılıp kabuklarının soyulması canlıkıran (pestisit) kalıntılarını uzaklaştırabilir.
Tuzlu su, beyaz sirke etkisi
Canlıkıranlar yumuşak kabuklu ya da yüzeyi mumla kaplanmış meyvelere daha iyi yapışabilir ya da mumun altında kalabilir. Ayrıca canlıkıranların çoğu yüzeyde uzun süre kalmalarını sağlayacak kimyasal yapıda ya da bu özelliği sağlayacak başka kimyasallarla birlikte. Bu nedenle yıkayarak uzaklaştırılmaları güçleştiğinden bazı pratik uygulamalarla yıkama etkinliği artırılabilir:
*Yirmi dakika yüzde 2-10 tuzlu suya batırıp, kevgirle akarsuda (çeşme altı) durulama meyve ve sebzelerin yüzeyindeki canlıkıranların çoğunu uzaklaştırır. Aynı süre yüzde 10 beyaz sirke ve yüzde 90 su çözeltisine batırıp çalkaladıktan sonra durulamak da yararlı olur (bu çözeltinin gözeneklerden girmesi nedeniyle böğürtlen, dut vb. ve ince kabuklu meyveler tatları bozulabilir).
*Tuz ve sirke uygulaması 1,5 su bardağı sirkeye 1 yemek kaşığı tuz ekleyip iyice çözündürdükten sonra birlikte yapılabilir.
Karbonatlı su da bir seçenek
*En yaygın kullanılan uygulama karbonat (kabartma tozu) katılan suyla yapılan. Önerilen miktarlar değişebilmekle birlikte litreye altı çay kaşığı katılarak hazırlanan karbonatlı suda 12-15 dakika bekletme yüzeydeki canlıkıranların büyük oranda uzaklaştırılmasını sağlar.
*Sürenin sonunda ürünler kevgire konularak akan musluğun altında durulanmalı. Bazı çalışmalar karbonatlı suyla yıkama ve durulamanın daha fazla canlıkıran türünün uzaklaştırılmasını sağladığı sonucuna vardı.