AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı “En fazla turist nereden geliyorsa onlara PCR testi yapmadan alabilmeyi hedefliyorlar. Ama bunun sonuçları çok ağır olur” dedi. Fincancı, ‘tam kapanma’ sürecini de ‘orta oyunu’ diye niteledi.
Sağlık Bakanlığı bazı ülkeler için Türkiye’ye girişler PCR testi zorunluluğunu kaldırma kararı almıştı. Buna göre 15 Mayıs’tan itibaren yurttaşlarından PCR testi istenmeyecek ülkeler şöyle: Hong Kong, Çin, Tayvan, Vietnam, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Tayland, Güney Kore, İsrail, Japonya, Birleşik Krallık, Letonya, Lüksemburg, Ukrayna ve Estonya.
Bu ülkelerden Ukrayna’nın en son bildirdiği günlük vaka sayısı 8 bin 672, Japonya 5 bin 989, Birleşik Krallık 1907… Aşılamada önce giden İsrail 10 vaka, Yeni Zelanda ise beş vaka bildirdi.
‘Tam kapanma adı altında bir orta oyunu oynanıyor‘
Fincancı, kararın risklerini Diken’e anlattı.
TBB Merkez Konsey başkanı salgının başından beri bilim dışı kararlar alındığı görüşünde: “Tam kapanma adı altında bir orta oyunu oynanıyor. Çalışmaya devam eden insanlar var ama buna rağmen toplu taşımanın zaman aralığını artırdılar. Dolayısıyla toplu taşımalar daha da tıklım tıklım oldu.“
Fincancı, Sağlık Bakanlığı’nın ‘turistik’ kararını da şöyle değerlendirdi: “Kar hırsı ne yazık ki gözlerini bürümüş durumda. Biraz vaka sayılarını azaltırsak turist gelir diye düşünüyorlar. Yoksa insanları düşündükleri yok. Bugüne kadar salgınla mücadele insana değer üzerinde yürümedi. Tamamen ekonomik kaygılar var. En fazla turist nereden geliyorsa onlara PCR testi yapmadan alabilmeyi hedefliyorlar. Ama bunun sonuçları çok ağır olur. Şimdi İngiltere varyantı Türkiye’ye girdi ve yaygın hale geldi. Aşıyla ilgili durum zaten ortada.”
‘Aşı tedarikinde kar hırsı ön planda’
Aşı demişken Fincancı’ya ‘gelemeyen’ Çin aşılarını da sorduk.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin’den beklenen aşılarla ilgili iki gün önce, “Sözleşme gereği nisan ayı sonunda 100 milyon aşının gelmesi gerekiyordu. Üreten ülke önce kendi vatandaşlarına uygulamak isteyince bu aşı miktarı gelemedi” demişti.
Fincancı’nın değerlendirmesi şöyle: “İkili anlaşmalara uyulmadığı zaman bunun bir yaptırımı olmalı. Bu anlaşma nasıl ve hangi düzeyde, etik ilkelere uygun mu yapıldı, bunu da bilmiyoruz. Bir belirsizlik var. Çin’le böyle bir anlaşma olduysa bunun kar hırsına dayalı boyutu olabilir mi? O nedenle sıkıntılar yaşanmış olabilir mi? Ödemeyle ilgili sorunlar yaşanmış olabilir mi? Çünkü kaynakların nereye ve nasıl harcandığı konusunda da sorunlar olduğunu biliyoruz. ”
Rus aşısı (Sputnik V) tedarikinde de benzer bir durumla karşı karşıya kalındığını aktaran Fincancı şöyle konuştu: “Başlangıçta Sputnik V’i üreteceğiz diyorlar. Ama biliyoruz ki böyle bir üretim kapasitesi yok. O nedenle aşıyı getirmeye yöneliyor süreç. O zaman da kar hırsı ve çıkarlar ön planda oluyor.”