CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Sivas’taki Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te 33 aydının yakılarak katledilmesiyle ilgili firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılandığı davanın 30’uncu duruşması bugün Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme, daha önceki duruşmalarda da dönemin başbakanı Tansu Çiller’in, dönemin Emniyet genel müdürü Mehmet Ağar ve dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal’ın tanık olarak dinlenmesi ve MİT’ten bilgi istenmesi taleplerini de aynı gerekçeyle reddetmişti.
’30 yıldır tiyatro oynanıyor’
Katliamda kardeşini kaybeden Hüseyin Karababa, duruşmada şunları söyledi:
“30 yıldır burada bir tiyatro oynanıyor. Benim annem 30 yıl geldi. Neden biz mağdurlar buradayız. Bu tiyatroyu kuranlar ve yönetenler gelmedi, getirilmedi. Organizasyonu Kültür Bakanlığı finanse etti, bütün giderleri karşıladı, fakat bakanlık katılma talebinde bulunmadı. Madımak Oteli’nin sahibi 2 Temmuz 1993’te verdiği müşteki ifadesinde olaydan 4-5 gün önce turizm müdürünün gelerek 50 kişilik yer ayırttığını söyledi. Kültür Bakanlığı ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği arasında yapılan bu protokolün istenmesini talep ediyorum. Emre Kongar bu işi organize eden kişidir. Ozan heykelini yaptıran Kültür Bakanlığı’dır. Bu olaylarda Kültür Bakanlığı’na ait yapılar da zarar görmüştür. Bakanlık neden dava açmadı? Türkiye Cumhuriyeti devleti katili arıyorum dedi, fakat bunları sakladı. Bu devlet katilleri doğru düzgün aramadı. Alman devleti de bulamadı. Buradan bir adalet çıkmasını beklemiyoruz. Alevi soykırımını dünyaya anlatmak için 30 yılımı verdim.”
‘Soykırım soruşturması yürütülmesini istedik’
Karababa’nın avukatı Coşkun Özgür Piroğlu da iki gün önce Sivas başsavcılığına başvurarak soykırım ve katliam suçlamasıyla soruşturma yürütülmesini talep ettiklerini söyledi ve şöyle devam etti:
“Bu katliam bir Alevi katliamıdır ve Alevi soykırımıdır. Türk Ceza Kanununun 76’ncı maddesindeki soykırım suçu işlenmiştir. Çorum, Maraş ve Gazi Mahallesi katliamları da Alevi soykırımıdır. Türkiye’nin iç hukuk sisteminde bu konudan gerekenler yapılmadığı takdirde biz konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıyacağız.”
‘Zamanaşımı tartışılacak’
Avukat Ali Yılmaz da duruşma savcısının dosyayla ilgili daha yoğun çaba sarfederek Ankara başsavcılığını Adalet Bakanlığı’nı, İçişleri Bakanlığı’nı, Dışişleri Bakanlığı’nı ve MİT’i harekete geçirmesini talep etti. Avukat Yılmaz, Necip Hablemitoğlu cinayetinde İçişleri Bakanlığı ve MİT’in birlikte hareket ederek firari sanıkları ülkeye getirdiğini hatırlatarak Madımak davası sanıklarının aynı yöntemle getirilmesi gerektiğini vurguladı. Duruşma tarihinin de bir ay gibi sık aralıklarla verilmesini talep eden Yılmaz, “Suçun insanlık suçu olduğunu ve zamanaşımınını olmayacağını düşünmekle beraber 2 Temmuz’da zamanaşımı tartışılacaktır” dedi.
Mahkeme de sanıkların yakalanmasının beklenmesine karar verdi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Ankara Barosu Toplumsal Davalar Merkezi’nin davaya katılma talebini kabul eden heyet, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nden şimdiye kadar neler yapıldığının sorulmasına hükmetti.
Mahkeme, Emre Kongar, dönemin Sivas Valisi, dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, tugay komutanı, dönemin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği genel başkanı Murtaza Demir’in tanık olarak dinlenmesi talebini ‘esasa katkı sağlamayacağı’ gerekçesiyle reddetti ve bir sonraki duruşmanın 11 Mayıs’ta görülmesine karar verdi.
Sivas Katliamı davası ertelendi: ‘Zamanaşımı tehlikesiyle karşı karşıyayız’
Madımak katliamı faili Cafer Erçakmak’ın mezarının açılması talep edildi
Madımak katliamı davası: Ağar ve Köksal’ın tanık olarak dinlenmesi talebi reddedildi